Eray ERKOCA – eray.erkoca@alem.com.tr
Kişiselleştirilmiş seyahat
Yeni bir yıl, yeni heyecanlar… 2020 adım adım yaklaşıyor. 2019’a girerken tuttuğumuz dilekler, yılbaşı arifesinde çizdiğimiz planlar, hayallerimiz… 2019 planlarımızı gerçeğe dönüştürüp dönüştüremediğimiz çok da önemli değil artık. Önümüzde koca bir yıl, yeni hayaller, arzular, planlar, rotalar var. Oturup düşünelim. Yeni yılda nerelere seyahat etmek istiyorum? Seyahatlerimden ne bekliyorum? Beni ne tatmin eder, ne etmez? Keyifli ve tatmin edici bir seyahatin yolu kendimizi tanımaktan, isteklerimizin farkına varmaktan geçmiyor mu? Sevdiklerimizle kaliteli zaman geçirirken, kendimizden ödün vermediğimiz, ilgi alanlarımıza göre programları takip edip damak tadımıza uygun etkinlikleri deneyimlediğimiz bir seyahati hayal edin. Çağdaş lüksün sınırları hiç olmadığı kadar geçirgen artık. Şatafat, varak, payet seven; altın kulpların, gümüş şamdanların, pirinç küvetlerin peşinden gidenler bir yana; lüks bir seyahat artık görkemden ibaret değil. Turizmin hızla yükselen trendlerinden kişiselleştirilmiş seyahat; hayvan dostlarını, veganları, sanatseverleri ve macera tutkunlarını kucaklıyor. Kısacası yeni lüks artık, beni ben yapandan geçerken, çevreye ve küresel sorunlara gözlerini açıyor. Eşi Meltem İskit ile 2019 yılında, lüks seyahat segmentinde Traveller Made üyeleri tarafından Destinasyon Bilgisi kategorisinde “Dünyanın En İyileri” seçilen Levent İskit hem Far’n Away’in yönetici ortaklığını sürdürüyor hem de üst düzey müşterilerine seyahat tasarımcılığı yapıyor. İskit’e göre, “Dünyayı daha çok gezmiş ve görmüş olan kişiler ve özellikle gençler artık bir destinasyonu görmek değil, onu farklı özellikleri ile deneyimlemek istiyorlar. Zira bu özel deneyimler orayı unutulmaz kılıyor ve farklı tanımanızı sağlıyor.” İskit kişiselleştirilmiş seyahatin önce kendimizi tanımaktan geçtiğini, seyahatimizin seveceğimiz şekilde organize edilebilmesinin buna bağlı olduğunu söylüyor. “Tabii gidilecek yeri ve oradaki özel deneyimleri de çok iyi bilmeden sizin için en uygun programı oluşturmak mümkün değil” diyor. İskit’e göre, “Sizin için uygun destinasyonu seçmekten, orayı nasıl, nereden başlayıp nerede bitirecek şekilde ve hangi hızda gezeceğinize kadar, hatta hangi restoranda ne yemek alınabilire kadar her şey bu tasarımın bir parçası.” Seyahat tasarımcısı, zamanı en kısıtlı kaynağımız olarak görüyor ve seyahat tasarımcılığının hayalimizdeki tatili hayata geçirmek adına vazgeçilmez bir hizmet olduğunu savunuyor. Peki günümüzde başka ne gibi seyahat trendleri gözlemliyoruz? Yeni lüksü lüks yapan başka nedir? “Günümüzde özel deneyimin artık görülmesi gereken yerler listesinin önüne çıkmaya başladığını gözlemliyoruz” diyor İskit ve devam ediyor: “Hatta artık yeni nesil bir şeye sahip olmak yerine, örneğin hemen bir ev ve araba alayım demek yerine, deneyime para vermeyi tercih ediyor. Bu trend, seyahate daha çok vakit ve bütçe ayırmaya yol açıyor. Çocukların seyahatlerdeki önemi ve karara katkısı da daha ön plana geçmeye başladı, bazı oteller çocuklara özel meyve suyu barları, özel çocuk check-in masası gibi servisleri sunmaya başladı. Ayrıca sanat, müzik, fotoğraf, mutfak gibi hobileri için seyahat edenlerin sayısı artıyor. Sağlık ve lezzet odaklı seyahatler de en hızlı büyüyen segmentlerden.”
Sürdürülebilir bir tatil
Gözlerimizi Türkiye’den dünyanın birbirinden farklı destinasyonlarına çevirdiğimizde, yeni lüksün kişisel ve duyarlı kimliğinin küresel izlerini görmekte zorlanmıyoruz. Kişiselleştirilmiş seyahat ve deneyimin önceliği, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir tatil hakkında küresel bir genelleme yapmak da böylelikle mümkün oluyor. Örneğin, Seyşeller’e yüzümüzü dönelim. Six Senses Zil Pasyon, Félicité Island, Seychelles; seyahat tutkunlarının “ah keşke” diyeceği rotalardan. Six Senses’in Hint Okyanusu Satış ve Pazarlama Müdürü Jad Frem’e göre, “Son yıllarda turizm sektörünün en büyük dönüm noktası, markaların sürdürülebilir faaliyetlerde bulunma ve çevre sorunlarına duyarlı olma zorunluluğu. Birkaç yıl önce bu bir yenilikti, şimdi ise bir zorunluluk. Bu nedenle, günümüzde yüzlerce oteli olan büyük şirketlerin değişime gittiğini görüyoruz. Konuklarınızı sürdürülebilirlik konusundaki çabalarınıza dahil etmek ise onlarla aranızda bir bağ kurmanızı sağlıyor. Böylelikle seyahatlerinden tatmin ayrılıyorlar.” Sürdürülebilirliğin Six Senses’in kemik değerlerinden biri olduğunu iddia eden Frem, her bir resort’un, otelin ve spa’nın projelerini sunma yolu olduğunu söylerken, “wellness” alanında da bir dönüşüm olduğunu belirtiyor. Dünyanın pek çok yerinde New Yoga merkezlerinin ortaya çıktığını ve büyük markaların da “wellness” hizmetleri üzerine yoğunlaştığını söyleyen Frem’e göre, “Hızlı bir ivmede seyreden hayatlarımızın yavaşlamaya ihtiyacı var. Kendimizi ruhani ve bedenen geliştirmenin arayışındayız.” Çevreye duyarlı ve sürdürülebilir seyahate gözlerimizi açıp kişiselleştirilmiş tatile geri dönecek olursak Frem; herhangi bir otelin, konuklarının deneyimine etki etmesinin anahtarının kişiselleştirilmiş servis olduğunu düşünüyor: “Onları memnun etmek için yaptığımız bütün küçük şeyleri, onlar evlerine tatlı anılar olarak götürüyorlar. Six Senses’de Misafir Deneyimleri Uzmanları’mız (MDU) var. Her bir villanın; her türlü istekten sorumlu kendi MDU’su var. O gün doğum gününüzse MDU’lar doğum günü pastanızı hazır ediyor, her sabah size günaydın mesajı bırakıyorlar. Örneğin, geçtiğimiz haftalarda küçük bir misafirimiz vardı. Her gün oradan oraya koşuşturur, Ocean Kitchen’a geldiği zaman duraklar, şefin hazırladığı yemeği dikkatle izlerdi. Şefle arkadaş oldular ve misafirimiz her gün öğle yemeğini sevgi eşliğinde yedi. Kısacası, bu kadar basit bir şey bile fark yaratıyor.”
HABERİN TAMAMI DERGİLİK'TE.