İngiltere'nin bir ada olmasının en görkemli yanlarından biri, kesinlikle kıyı şeridi sıkıntısı olmaması. İngiltere'nin göz alıcı kayalıklarını, parlak kumsallarını, geniş koylarını, serin suyunun farklı yerlerdeki bambaşka görünümlerinin tamamını keşfetmeniz yardımcı olmak için geçmişi Rönesans'a kadar uzanan en muhteşem kasabalarını incelemeye aldık. Gösterişli yerleşim bölgelerinden salaş ama karakteristik balıkçı kasabalarına dek İngiltere'nin en güzel sahil kasabaları ve şehirleri.
Kent'te konumlanan Deal, harika yemeklere sahip bir sahil kasabası. Komşuları Margate ve Whitstable'dan daha küçük ve daha az bilinir olsa da Kent, rahat rahat gezebileceğiniz, çok da kalabalık olmadığı için huzurlu bir seyahat gerçekleştirebileceğiniz bir yer. Little Deal, özellikle görülmesi gereken bir bölge. Üstelik küçük bir kasaba olmasına rağmen yemek yemek, bir şeyler içmek ve alışveriş için hiç de az seçenek yok. The Rose, şık yemek salonuyla Deal'daki öncelikli mekan önerimiz olabilir.
North Yorkshire'da bulunun Saltburn by the Sea, büyüleyici bir şekilde dokunulmamış bir Victoria sahil kasabası. Kuzey Yorkshire, pitoresk sahil kasabaları yönünden oldukça zengin olsa da Saltburn by the Sea, gerçekten ayrı bir göz alıcılığa sahip. Ziyaretçileri büyük bir kumsala götüren orijinal füniküleri ve Viktoryen iskelesi hala duruyor. Saltburn by the Sea; capcanlı işletmeleri, gelişmekte olan sörf kültürü, keyifli çiftçi pazarları ve caz geceleri ile dikkat çekiyor.
Cornwall'daki St. Ives'i iyaret etmek için üç ana sebep; deniz ürünleri, sanat ve sörf olabilir. Bu balıkçı kasabası, ciddi bir sanatsal nüfuza sahip. Porthminster ve Portmeor sahillerinde havalı kafelerin yanı sıra çömlekçiler, galeriler ve dükkanlar da bulunuyor. Barbara Hepworth, Bernard Leach ve Piet Mondrian gibi ünlü sanatçıların uğradığı bu bölgede hala pek çok sanatçıyla karşılaşmanız mümkün. St. Ives'a kadar gelmişken Cornwall'un bir diğer göz bebeği Falmouth'u da ziyaret edebilirsiniz.
Çizgili kayalıkları ve etkileyici gün batımı manzaraları ile Hunstanton, Norfolk'un mutlaka görülmesi gereken şehirlerinden. Burası, ziyaretçilerin Doğu İngiltere'de güneşin hem doğuşunu hem de batışını izleyebilecekleri tek yer. Heritage Garden, hayranlıkla saatlerinizi geçirebileceğiniz bir yer. Yaz aylarında buradaki etkinlikleri de takip edebilirsiniz. The Neptune ise harika bir yerel pub.
Yorkshire'daki Whitby, görebileceğiniz en gotik ihtişama sahip sahil kasabalarından. Etkileyici kıyı şeridi, karamel rengi yumuşacık kumları, birinci sınıf bir 'fish & chip' bölgesi olması ve ilginç limanı ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir bölge. Uçurumun tepesindeki mezarlık ve Bram Stoker'ın ünlü Dracula'sına ilham veren 1360 yıllık Whitby Abby kalıntıları da bu gotik sahneyi fazlasıyla besliyor.
Devon'daki Appledore bir yarımadanın kıyısında hiçliğe giden bir yol gibi tüm gizemiyle ziyaretçilerini bekliyor. Belki de bu gizemin en büyük nedeni Torridge Ağzı'ndan başlayıp Appledore Rıhtımı'na kadar uzanan bölgenin hemen her zaman sisli görünümü. 1950'lerde sabitlenmiş gibi görünen manzara da bu gizeme katkı sağlıyor. Canlı müzik sevenler The Beaver'ı, kafe seçenekleriyle şımarmak isteyenler ise Market Street Kitchen, Coffee Cabin gibi mekanları tercih edebilir.
Hampshire'daki Lymington, kartpostalları andıran caddeleriyle zarif bir sahil kasabası. Teknelerle dolu limanı ise ana cazibe merkezi. Kasabada kolaylıkla bulabileceğiniz yelkenlerle denize açılabilirsiniz. Her yıl Ağustos ayında düzenlenen Lymington Deniz Ürünleri Festivali ise ülkenin dört bir yanından ziyaretçilerin leziz yemekler için bölgeye akın etmesine neden oluyor.
County Derry'deki Portstewart, kum merdivenleri ve kum tepeleriyle güneş ışınlarını tüm sıcak renkleriyle yansıtıyor. Bann Nehri'nin denize döküldüğü Barmouth'taki menekşe ve orkidelerin rengarenk manzarası da oldukça göz alıcı. Portstewart'ta kum sörfü oldukça sevilen bir aktivite. En güzel deniz ürünleri, dondurma ve tuzlu karamelleri bulabileceğiniz yer de burası olabilir.
Dorset'teki Lyme Regis, tüm sevimliliğiyle misafirlerini karşılıyor. Balıkçı kulübeleri, plajları, antika dükkanları ve pastaneleriyle "Ben, burada yaşarım" diyebileceğiniz bir yer. Lyme Regis, aynı zamanda fosilleriyle de ünlü. Bir zamanlar Regency fosil avcısı Mary Anning'in araştırma yeri olan Lyme Regis, şehrin her yerinde sergilenen ammonit ve fosillerle dolu. Jane Austen ve John Fowles'ın romanlarında başrolü çeken The Cobb ise gezintiye çıkmak için harika bir yer.
Merseyside'daki Southport, modern şehir heyecanı ile küçük sahil kasabası rahatlığının mükemmel bir kombinasyonuna sahip. Devasa kumsallarda yürüyüş yapabilir ya da eğlenceli panayırlara katılabilirsiniz. Soutport, dünyadaki en büyük gelgit aralıklarından birine sahip olduğu için burası bir sahil kasabası da olsa deniz, genellikle uzaktadır. Bir gelgit olduğunda yerel halk bile heyecanlanıyor. Ana iskele, deniz kenarı aktivitelerinin merkezi.
Tyne & Wear'deki Tynemouth, İngiltere'nin en havalı sahil kasabalarından biri olabilir. Üç adet bembeyaz kumlu plajı, manastır ve kale kalıntıları, sarp burnunun ucunda gösterişli bir deniz feneri bulunuyor. Geleneksel ya da ilginç barlar, yenilikçi restoranlar, butik bira mekanlarıyla dolu bir ana caddesi bulunuyor. Butikler ve zanaatkar kafeleriyle dolu dönüştürülmüş kilisesi ise gerçekten ilgi çekici.
Highlands'teki Cromarty, masalsı bir balıkçı kasabası. Peri masalından fırlamış gibi görünen Cromarty, pembe renkli plajları ve Fairy Glen (Peri Glen) gibi isimlere sahip şelaleleri ile tanınıyor. Körfezin Cromarty bölümü, tamamı beyaz badanalı duvarlar ve siyah pencere çerçeveleri olan, on sekizinci yüzyıldan kalma balıkçı kulübeleri ve geleneksel Highland yöresindeki tarihi binalarla kaplı. Yerel bir jeoloğa adanmış sazdan bir müze olan Hugh Miller's Cottage da oldukça ilgi çekici.