Güneydoğu Asya’nın gizemli topraklarında gülümseyen insanların ülkesine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Her zaman gülümsemek, şikayet etmemek, kızgınlık ve öfkeyi göstermemek, ahlaklı olmak, paylaşmak ve sabırlı olmak hayat felsefeleri...
Hüzün-neşe, aşk-nefret, güzel-çirkin, temiz-kirli karşıtlar aleminde ne varsa hepsini birlikte yaşıyorsunuz bu topraklarda.
Yeşilliklerle kaplı yükselen dağları, verimli deltaları, asırlık ormanları, kıvrımlı nehirleri, mistik mağaraları ve kumsalları ile ünlü Indochina, sezgilerinizi kuvvetlendiren ve zihin açan eşsiz ve gerçek bir Güneydoğu Asya deneyimi...
HANOI
Tayland’dan sonra dünyanın en çok pirinç üreten ülkesi Vietnam; 1000 yıl boyunca Çinlilerin, 100 yıl boyunca ise Fransızların kolonisi olarak yaşamış. Pirinç tarlaları, mobilet sürücüleriyle dolup taşan yolları, kalabalık çarşıları, soldan akan trafiği, tütsü yakarak dua ettikleri Buddha Tapınakları, motor taksiler, güneşten korunmak için bambudan yapılmış tipik şapkaları, sokak pazarlarında 7’den 70’e chopstick’lerle geleneksel yemekleri olan pirinçli noddle ve denizden çıkan her şeyi yiyen, en popüler bira markası 333’ü içen, oldukça az mimikle konuşan donuk, sakin ve bir o kadar ürkek tavırlı ve çekingen insanları ülkede ilk göze çarpanları... İnsanlar adeta sinirlerini aldırmış gibi huzurlu ve dingin... Feng Shui herkesin yaşamını yöneten bir felsefe gibi... İnsanlar ev ve mezar yerleri için dahi mutlaka bir Feng Shui uzmanına danışıyor. Feng Shui’nin Vietnam’daki adı “phong thuy”. Tapınaklar bile bu yönteme göre inşa edilmiş. Hanoi’de opera seyretmek ve Vietnam müziği eşliğinde yapılan geleneksel bir gösteri olan “Water Puppet” su kuklaları şovunu izlemek, antik arabalarla şehir gezisi yapmak olmazsa olmazlardan... Şehirde İngilizce konuşan sayısı oldukça az, ayrıca sıcak iklim nedeniyle olsa gerek işaretlerle dahi anlaşabilmekte zorluk çekiyorsunuz. Alışverişte mutlaka pazarlık yapılması gerekiyor, bu da tabii ki konuşarak değil, ancak hesap makinesinin üstünde sürekli yazarak yapılabiliyor.
HALONG BAY
Başkent Hanoi’den 176 kilometre uzaklıkta bulunan, UNESCO tarafından dünya mirası olarak kabul edilen Halong Körfezi rüya gibi manzaralara ev sahipliği yapıyor.
Efsaneye göre meşhur ejderha burada gökten inmiş ve kuyruk darbeleriyle dağları yararak buradaki harika manzarayı oluşturmuş. Limandan binilen geleneksel teknelerle yapılan günübirlik ya da konaklamalı gezilerle nefes kesici manzaralar eşliğinde dünyada eşi benzeri olmayan, tam 3000 adet minik adacıktan oluşmuş körfezde seyrederken serin sularda yüzebiliyor, irili ufaklı mağaraları keşfederken, deniz ürünleri ağırlıklı Vietnam mutfağının lezzetlerinin tadına bakabiliyorsunuz.
HO CHI MINCH CITY
Eski Saygon, yeni Ho Chi Minh Kenti hareketli gece hayatı ve alışveriş imkanları ile dikkat çekiyor. Çinliler tarafından kurulmuş Cholon Çin mahallesinde tüm markalarını çok ucuz fiyatlarla bulmak mümkün. Aynı şekilde şehrin her yanına yayılmış gece pazarları da farklı bir alışveriş keyfi yaşatıyor. Ayrıca buradaki insanların günlük hayatını, koşuşturmacalarını gözlemlemekte oldukça heyecan verici... Şehirde lüks otellerin yanı sıra şık restoranların ve gece kulüplerinin de sayısı oldukça fazla. Vietnam’ın en güneyinde bulunan Mekong deltası, tropikal meyveleri ve çiçekleriyle ünlü. Mekong Nehri, 6 ülkeden geçerek ve 4,500 kilometrelik bir yolculuk yaparak son buluyor. Nehirde kanallar arasında “Sampan”larla gezmek, küçük balıkçı köylerini ve tropikal bahçeleri görüp, egzotik meyvelerin tadına bakmak gerçekten unutulmaz bir deneyim. Hindistan cevizi üretimi yapan yerli halkın, acıklı sevinçlerini anlatan geleneksel müziğini adanın her yerinde duymanız mümkün.
KAMBOÇYA
İhtişamlı Khmer İmparatorluğu’nun mirasçısı, yeşilin bin bir tonuyla sarmalanmış Kamboçya’ya geldiğinizde ise göreceğiniz manzaraların hiçbiri tanıdık bildik değil! Havalimanına indiğiniz ilk andan itibaren hissediyorsunuz bunu... Tropikal iklimi ve muson yağmurlarının etkisiyle 30 derece civarında olan nemli sıcaklık ilk andan itibaren yüzünüzü okşamaya başlıyor.
Angelina Jolie’nın sık ziyaretleri ve evlatlığı ile iyice ünlenen Kamboçya’nın en turistik yeri, Siem Reap’ta bulunan eski antik şehir Ankor Tapınakları. Kamboçyalılara göre Angkor Wat, dünyanın sekizinci harikası. Khmerlerin yaptığı bu antik şehirdeki en önemli tapınaklar; Angkor Wat, Bayon, Ta Prohm ve Preah Khan. Dünyanın en büyük Budist tapınağı olan Angkor Wat UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor. Asyanın en fakir ülkesi olmasına rağmen, Siem Reap deluxe beş yıldızlı otelleri, şık restoran ve gece kulüpleri, ünlü markaların mağazaları, hareketli gece hayatı, her adım başı bulabileceğiniz masaj salonları, temiz caddeleri ve tuktuk şoförlerinin dahi İngilizce bildiği nazik ve güler yüzlü halkı ile dikkat çekiyor. Şehirde dolaşmak için en uygun yöntem her yerde rahatlıkla bulabileceğiniz “cyclo”lar.
Dünyanın en büyük tapınağı olan Angkor Wat, Angkor Kralı II. Suriya Varman tarafından 12. yüzyılda yaptırılmış ve yapımı 30 yıl sürmüş. 19’uncu yüzyılda Fransız sömürge yönetimi sırasında doğa bilimci Henry Mouhot burayı tesadüfen bulmuş. Tapınakları bisiklet, motosiklet ve hatta fillerle gezebilirsiniz. Balonla antik kenti yukarıdan izleme şansınız da var. Ancak sabah erken saatlerde gitmekte fayda var. Tapınak bölgesine girişinizden itibaren oldukça iyi İngilizce öğrenmiş birbirinden güzel küçük çocuklar peşinizi bırakmıyor, her şey 1 dolar! Alana kadar ısrar devam ediyor, belli bir süre sonra satışı unutup sohbete başlıyorlar. Antik kentteki diğer bir ünlü tapınak ise Bayon. Bu tapınağın duvarlarındaki esrarengiz şekilde gülen yüz, yerlilere göre halkını izleyen ve koruyan tanrı-kral Jayavarman’ı temsil ediyor. Olağanüstü gizemleri ve Khmer ustalarının inanılması güç incelikteki süslemeleri ile Angkor gerçekten inanılmaz görüntülere sahip.
Vietnam’ın canlı ve hareketli hayatı sonrası, Khmerler Ülkesi Kamboçya’da, adeta büyülü topraklardaki bu huzur, dinginlik ve sükunet, gözle görülür tezat anlar yaşatıyor insana… Duygu karmaşaları ile iç içe ama gülümseyen mutlu yüzler bırakıyor ardında… Gerçekten görülmeye değer, tamamen farklı bir kültüre sahip bu topraklara yapacağınız bu seyahat, vakit kaybetmeden yaşanması gereken çok özel bir deneyim sunuyor konuklarına.