Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı
2 dakika okunma süresi
Amerika Birleşik Devletleri’nin Montana eyaletinin batısında yer alan Buzullar Ulusal Parkı, dağ zirvelerine yerleşen buzulların yamaçlarındaki yeşillerini, gökyüzünün masmavi göldeki aksini ve ağaçların endamını selamladığı bir cennet. 41.101 km2’ye yayılan park el değmemiş doğası ile öne çıkarken, “Kuzey Amerika Kıtasının Çevre Sisteminin Tacı” olarak biliniyor. 1910 yılında kurulan ve bugün A.B.D Ulusal Park Hizmeti tarafından idare edilen Buzullar Ulusal Parkı’nı yolu Kuzey Amerika’ya düşenlerin görmesini tavsiye ederiz.
Amerika kıtası öyle bir coğrafyaya sahip ki gökyüzü dahil bütün doğası ile dünyanın geri kalanından ayrılıyor adeta. Kıtanın ikonik coğrafi oluşumlarından bir tanesi ise Büyük Kanyon Ulusal Parkı. “Western” filmlerinde bir amaç uğruna yolculuğa çıkan kovboyların transit noktası olan kanyon, bugün UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Arizona eyaletinin sınırlarında yer alan en eski milli park olan Büyük Kanyon’un Kolorado Nehri ile kavuşan kayalıkları arasında bir gezintiye çıkmayı kim istemez? İki milyar yıllık tarihi ile Yeni Dünya’nın çok da “yeni” olmadığını bize hatırlatan milli parkı seyahat listenize almanızı öneririz.
Rotamızı Kaliforniya’ya çevirdiğimizde bizi granit kayalıkları, berrak suları ve yeşilin farklı tonları ile Yosemite Ulusal Parkı karşılıyor. Kaliforniya’nın Tuolumne, Mariposa ve Madera ilçelerinde bulunan park, aynı zamanda Sierra Nevada sıradağlarının batı yamaçlarında yer alıyor. 3.081 km2’ye yayılan parkın büyüklüğünü gözümüzde canlandırabilmek için Rhode Island ile kıyaslayabiliriz. Yaklaşık Rhode Island büyüklüğünde olan Yosemite Ulusal Parkı, özellikle Toulumne Merası, Yosemite, Vernal ve Bridalveil Çağlayanları ve Mirror Gölü ile görülmeyi hak ediyor.
Dünyanın ilk ulusal parkı, A.B.D’nin Idaho, Montana ve Wyoming eyaletlerinde yer alan Yellowstone Milli Parkı. 1872’de dönemin devlet başkanı Ulysses S. Grant tarafından ulusal park ilan edilen Yellowstone, bugün 8.987 km2’ye yayılan alanıyla eyaletlerin sınırlarını aşıyor, doğanın uçsuz bucaksızlığını bir kez daha hatırlatıyor. Yellowstone Parkı aynı zamanda doğal kaynakları bakımından da öne çıkıyor. Öyle ki dünyanın sıcak su kaynaklarının yarısı bu bölgede bulunuyor. 300’den fazla gayzer, 290’dan fazla şelaleye ev sahipliği yapan Yellowstone Milli Parkı, görmeniz gereken ilk ulusal parklardan bir tanesi.
A.B.D’nin Utah eyaletinde yer alan Zion Ulusal Parkı’nı seyahat listenize eklemenizi öneririz. Parkta yer alan Angels Landing Tepesi’nden Zion’a bakarsanız doğanın nefes kesen manzaralarına tanık olabilirsiniz. Washington, Iron ve Kane ilçelerinde bulunan park, aynı zamanda üç önemli coğrafi alanın kesiştiği bölgede yer alıyor: Büyük Havza, Mojave Çölü ve Kolorado Platosu. 593, 26 km2’lik yüzölçümü ile listemizdeki diğer ulusal parklara kıyasla küçük kabul edebileceğimiz Zion’un en yüksek noktası ise 2.659 metrede yer alıyor.
Yüzümüzü Afrika’ya çevirdiğimizde bizi Kenya’nın uçsuz bucaksız savanları karşılıyor. Kenya’nın en geniş rezerve bölgesi olan Masai Mara Milli Parkı, bugünkü Tanzanya’nın milli sınırları içerisinde yer alan, doğası ile turistleri büyülemeye devam eden Serengeti Ulusal Parkı’na ev sahipliği yapıyor. Masai Mara doğaseverlere ilham olmakla beraber kedi tutkunlarını da onlarca çeşit kedi türleri ile karşılıyor. Yalnızca vahşi kedileri ile değil, çeşitli zebra türleri ile de öne çıkan milli parkta Afrika ruhunu yaşayacağınızı söyleyebiliriz.
Afrika kıtasında listemize almamız gereken destinasyonlardan bir tanesi de Kruger Ulusal Parkı. Güney Afrika’da yer alan bu ulusal park, Afrika kıtasının en büyük rezerve bölgelerinden bir tanesi. 19.485 km2’lik bir alana yayılan bu uçsuz bucaksız park, 1898 yılından beri Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından korunuyor. Doğal güzellikleri ve tür çeşitlilikleri ile de öne çıkan parkta safari yapabildiğinizi, kamp kurup doğanın en “vahşi” anlarına tanık olabildiğinizi söylemeden geçmeyelim.
Tüm dünyada hit olan, aldığı Oscar’lar ile popüler kültürün köşe taşlarından biri kabul edilen “Yüzüklerin Efendisi” serisini izlediğimizden beri Yeni Zelanda’nın doğasına tanık olmak, dağlarını ve nehirlerini ziyaret etmek istiyoruz. Ülkenin Güney Adası’nın güneydoğu ucunda yer alan Fiordland Milli Parkı tam da hayallerimizde canlandırdığımız bakir topraklara ev sahipliği yapıyor. 12.607 km2’lik yüzölçümü ile ülkenin en büyük milli parkı kabul edilen Fiordland, aynı zamanda Te Wahipounamu Dünya Miras Alanı’nın bir parçası.