Selma Gürbüz Kimdir?
Çağdaş resmin temsilcisi Gürbüz, 1960 yılında İstanbul'da doğdu. 1978'de İngiltere'de Exeter College'da resim, fotoğraf ve tiyatro dallarında sanat öğrenimine başlayan sanatçı, 1984 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nden mezun oldu. Gürbüz, ilk kişisel sergisini 1986 yılında İstanbul'da açtı. Sanat serüveninde Gürbüz, Bonnard, Matisse, Braque, Miro, Calder, Giacometti gibi dünyanın en önemli sanatçılarıyla çalışmış Maeght Galerisi ile çalışma fırsatı yakaladı. Tiyatro ve filmler için sahne tasarımı ve sanat yönetmenliği de yapan sanatçı, 1996 yılında Paris'teki Georges Pompidou Sanat Merkezi'ne bir tiyatro oyununa futurist perde tasarımı yaparken, "Akrebin Yolculuğu" adlı sinema filminde ise sanat yönetmenliği koltuğuna oturdu. 2003 yılında Elemterefiş Anadolu'da Büyü ve İnanışlar sergisine yaptığı "Gözlü Kadın" eseri, Ferit Edgü'nün "Görsel Yolculuklar", Nurdan Gürbilek'in ise "Mağdurun Kitabı" kitaplarının kapağında kullanıldı. 2004 yılında oynanan "Edebi Kahveler"-"Cafés Littéraires" oyununa sahne tasarımını üstlendi. Gürbüz'ün sanatı 2013 yılında Ferit Edgü tarafından "Selma Gürbüz İçin 3 Yazı" adlı kitapla ele alındı. Gürbüz 2016 yılında ise Artprice'ın hazırladığı dünyada en çok satılan ilk 500 çağdaş sanatçı listesinde 425. sırada yer aldı. Paris, Roma, Buenos Aires ve Barselona başta olmak üzere, Japonya'nın farklı şehirlerinde de birçok sergiye katılan Gürbüz, uluslararası arenada adından söz ettiren sanatçılarımızdandı. Londra'daki The British Museum, Paris'teki Galerie Maeght Koleksiyonu, İstanbul Modern, Ankara Resim Heykel Müzesi gibi farklı koleksiyonlarında yapıtları yer alan sanatçı pek çok başarıya imza attı.
Sanatçı en son 35 yıllık sanatsal üretimine tematik duraklar çerçevesinde baktığı "Selma Gürbüz: Dünya Diye Bir Yer" sergisi ile İstanbul Modern'de izleyici ile buluştu. Sergi ile ilgili düşüncelerini Gürbüz, "Bu sergimde, doğayla ve dünyayla kurduğum ilişkiye bir vurgu yapmak istedim. Elimden geldiği kadar şehirden kaçıp doğaya sığınmaya, o doğanın içinde hayale dalmaya, hayvanları keşfetmeye, onların bir parçası olduğumu hissetmeye, duygularımı sonuna kadar yaşamaya gayret ediyorum. 'Dünya Diye Bir Yer' diyerek kendi dünyamı da anlatıyorum. Doğasıyla, hayvanlarıyla, bitkileriyle, kadınlarıyla, bütün duygularıyla, mitleriyle, masallarıyla, rüyalarıyla içinde nefes aldığım, ait olduğum, kalbimin en derinlerinde hissettiğim, bugüne kadar ara vermeden resmettiğim dünya... O dünyaya biraz mesafelenerek, sanki başka bir gezegenden bakar gibi yoğun bir duygusallıkla, biraz şefkat, biraz üzüntü, biraz aşk, biraz melankoliyle, aynı zamanda izleyicide yabancılaşma ve yadırgama duyguları yaratabilecek bir masalsılıkla, bir düşsellikle de bakıyorum." cümleleriyle ifade etmişti. Gürbüz, sergi devam ederken 22 Nisan 2021 tarihinde hayata gözlerini yumdu.
Gürbüz'ün Evreni
Türkiye'nin önde gelen çağdaş ressamlarından biri olan Selma Gürbüz, içerik ve üslup bakımından çağdaşlarından farklı bir konumda yer alıyordu. Sanatçı eserleri ile çağrışımlarla dolu figür ve formları kolektif kültürel anılara dayalı hikaye kurgusunda sundu. Anadolu hikayeleri, Doğu ve Batı mitolojileri, Osmanlı ve Türkiye sanatları, Şamanizm anlatıları, İran minyatürleri, Japon tahta baskıları gibi pek çok kültürden ilham alan sanatçı, masalsı manzaralar, deniz yaratıkları, desenler ve ustaca işlenmiş, büyüleyici figürler ortaya çıkardı. Kırmızı, sarı ve siyah gibi güçlü renkler çalışmalarının vazgeçilmez tonu oldu.
Eserlerinde otobiyografik öğelere de yer veren Gürbüz, Osmanlı, Japon ve Avrupa motiflerinden, Velasquez'in Las Meninas'ına, nazardan chintamani'ye kadar uzanan göndermeleri ile dikkat çekti. Sanatını, Doğu'dan Batı'ya doğru bir bakış olarak ifade eden sanatçı, Leonardo, Velasquez gibi batılı sanatçıların işlerinden esinlenerek onları kendi sanatında doğulu bir gözle yorumladı. Çalışmalarının başat karakteri olan kadınları mistik öğelerle yorumlayan sanatçı, motiflerle onları süsledi. Motif, Gürbüz'ün çalışmalarında sıklıkla karşımıza çıkan bir öğe olarak eserlerin tamamlayıcı unsuru oldu.
Ferit Edgü kitabında, Gürbüz için "çağdaşlarından kimseye benzemeyen sanatçı" tanımını yaparken, yapıtlarının benzerlerini "günümüzde değil, çok uzak geçmişlerde aramamız" gerektiğini söyledi. Edgü ayrıca Gürbüz'ün sanatı ile ilgili düşüncelerini, "Selma kendine ait bir dünya yaratıyor; veya daha doğrusu, kendi başına bir etnografi, mitoloji ve efsane demeli. Ortaçağ'ın karanlığından taşıdığı yaratıklar, şaman danslarını modernliğin kürkü üzerinde sergiliyorlar. Ve onlarınki o kadar şamanik bir kutlama ki kendimi yanıldığımı ve geçmişten çok gelecekten geldiklerini düşünerek buluyorum. " cümleleriyle ifade etti. Çağdaş resmin temsilcisi Gürbüz, masallar, mitler, söylencelerle örülü evrenini sunduğu birçok eserini sanat dünyasına armağan etti.