İstanbul Bienali bu yıl 16. edisyonu ile birlikte 32 yılı geride bırakıyor. Türkiye’de güncel sanatın gelişiminde bienalin oynadığı rol nedir sizce?
Başladığı günden bugüne, İstanbul Bienali uluslararası sanat alanı ve Türkiye’deki sanat üretimi ve izleyicisini bir araya getirmeyi hedefleyen bir etkinlik oldu. Dünya bienalleri arasında merakla beklenen ve takip edilen güncel sanat etkinliklerinden biri olan İstanbul Bienali, 2013 senesinden itibaren ücretsiz gerçekleştiriliyor ve son iki edisyonda yaklaşık yarım milyon izleyiciye ulaşıyor. İstanbul Bienali güncel sanat alanının üretimi, gelişimi ve sunumunda belirleyici bir rol oynuyor. Bienalin gerek sanatçılar ve küratörler için risk alıp deneysel üretimler gerçekleştirebilecekleri bir alan sunması, gerek kent ve yerel bağlamla kurulan ilişkiye katkısı, bienalin Türkiye’de güncel sanatın gelişimindeki önemli rolüne işaret ediyor. Bunun yanı sıra bienal, serginin gerçekleşmesine katkıda bulunan genç ekipler için bir öğrenme alanı olurken, güncel sanat alanında farklı tartışmaların yapılabileceği bir platforma dönüşüyor. Her edisyonunda farklı konularla sanatın özgün diliyle ilişkilenen İstanbul Bienali, uluslarası sanat dünyasıyla da yakın ilişkiler kuruyor.
Bu yıl eser ve sanatçı seçiminde nelere dikkat edildi? Yerli ve yabancı sanatçıların oranlarını merak ediyorum.
16. İstanbul Bienali’ne bu yıl toplam 56 sanatçı katılıyor ve 36’sı bienal için yeni eserler üretiyor. Bu oldukça mutluluk verici bir oran. Bu yılki sanatçı davetlerinde, katılımcıların çalışmalarının “Yedinci Kıta” teması etrafında şekillenmesi bizler için önemliydi. Bienalde Bourriaud’nun daha önce beraber çalıştığı isimlerden bir seçki, araştırma ziyaretlerinde davet ettiği sanatçılarla buluşuyor.
Bienal sergileri; Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Pera Müzesi ve Büyükada’da gerçekleşecek. Mekan seçimi yaparken nelere dikkat edildi? Neler göz önünde bulunduruldu?
Küratörümüzün fikirleri ışığında mekan seçimi yaparken doğanın insanla kurduğu ilişkinin örtüşeceği mekanları ön planda tuttuk. Maalesef daha önce ana mekan olarak belirlediğimiz Tersane İstanbul’da asbest temizliğinin açık alanlarda henüz tamamlanamadığını tespit ettik. Bu yüzden bienalin ana mekanının Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi olmasında karar kıldık. İkinci olarak, Pera Müzesi’nde içerik olarak tarihi referanslar taşıyan eserler bulunuyor. Ayrıca, bienalin üçüncü mekanı olacak Büyükada’yı seçmemizin sebeplerinden biri başından beri bahsettiğimiz “bir başka dünya” fikrimizi, İstanbul’a 75 dakika uzaklıktaki Büyükada’da somutlaştırmamız. Büyükada’da sergilenecek olan projeler, fiziksel bir mekan olarak da ada fikriyle ilişkileniyor. İzleyici altı sanatçının farklı mekanlara yayılan eserlerini bir rotayı takip ederek görebilecek.