Doğadaki "Yeşil Nehir" şovlarıyla ilgi uyandıran sanatçı Olafur Eliasson, "Yaşam" (Life) adlı yeni sergisi için, İsviçre'de Basel şehri yakınlarındaki çağdaş sanat müzesi Fondation Beyeler'in içini ve çevresini yeşil suyla doldurdu. Danimarkalı- İzlandalı sanatçı Eliasson'un, peyzaj mimarı Günther Vogt ile iş birliğiyle gerçekleştirdiği bu sergi, ziyaretçilere yeni bir bakış açısı sunuyor. Bu iki sanatçı birlikte doğa ile kültür arasındaki bağları keşfeden birçok eser üretmiş. Bu sergi de 'doğal-kültürel' bir manzara sunuyor. Bu sergi için müzenin ön cam cephesi açılmış; doğa müzeyi adeta ele geçirmiş gibi. Mimar Renzo Piano tarafından tasarlanmış müzenin kapısı yok. 21 Nisan'da ziyaretçilerle buluşan sergi gece ve gündüz açık; ziyaretçi gelmediği zaman da kuşlar, böcekler, her tür canlı orada kendine bir yer bulabilir.
Eliasson, tıpkı 1990'lı yıllardaki "Green River" (Yeşil Nehir) gösterilerindeki gibi, müzeye doldurduğu suyu floresan yeşile boyadı. Günther Vogt, gölde yetişen su zambakları, kabuk çiçekleri ve başka tür bitkileri özenle seçerek suya yerleştirdi. Eliasson, su akıntılarının daha net görünmesi için 'uranine' denilen, zararlı olmayan organik yeşil boyayla suyu renklendirdi. Doğayla kültürü buluşturmayı amaçlayan sanatçı, böylece ziyaretçilere müzenin içinde filizlenen bir "Hayat" ı keşfettiriyor. Onun sanat eserleri, baharla birlikte filizleniyor, değişim, dönüşüm geçiriyor ve aynı zamanda parlak yeşil suyun içinde derin bir heykel deneyimi sunuyor. Ziyaretçiler müzeye girdiklerinde, derinliği 80 cm'yi bulan yeşil suyun üstündeki ahşap yürüyüş yolunda ilerleyerek, taze bitkileri keşfediyorlar. Bu süreç temmuz ayına kadar sürecek, doğanın döngüsüne uygun olarak bitkilerle birlikte sergi de yok olacak.
Olafur Eliasson "Yaşam' sergisiyle, geleceğin manzarası konusunda bir model sunmayı amaçladım. Fondation Beyeler Direktörü Sam Keller ile konuşurken, 'Neden herkesi bu gösteriye davet etmiyoruz? Gezegeni, bitkileri ve çeşitli türleri müzeye davet edelim' diye düşündüm ve müzenin ön cephesini kaldırdım" diyor. Antropolog Natasha Myers'ten ilham aldığını belirten sanatçı, "Myers, 'bitki-insan ilişkileri' potansiyelini kavramak için, insanları bitkilerle empati kurmaya, 'bitkisel hissetmeye' davet ediyor. Hayat döngüsü içinde biz insanlar istisnai değiliz, bizler de aslında doğadaki 'memeli dik otlar' olabiliriz. Bitkilerle empati kurup onlar gibi hissetmeye çalışalım ve doğa ile bütünleşelim. Hayat döngüseldir, gece ve gündüz tüm canlıları karşılar" diyor. Sanatçı, ziyaretçilerin algısını etkileyeceği, şekillendireceği için sergisi hakkında açıklayıcı bir metin yazmayı da tercih etmemiş. Ziyaretçilerin sergiyi beklentileri, anıları, düşünceleri ve duyguları eşliğinde gezmelerini tercih ediyor.
Eliasson 90'lı yıllarda Stockholm'den, Los Angeles'a birçok şehirde gerçekleştirdiği "Yeşil Nehir" gösterilerinde 'uranine' organik boya ile nehirleri yeşile boyayarak ilgi uyandırmıştı.2000 yılında Stockholm'de gerçekleştirdiği "Yeşil Nehir" gösterisinin şehirde heyecan yarattığını belirterek, "Otobüsler, taksiler köprüde durup baktı. Bence bunun en güçlü yönlerinden biri, insanların hiç beklemediği bir yerde, garip ve şaşırtıcı bir şeyin yaşanmasıydı. İnsanı, şehre yeni bir şekilde baktırdı. 'Yeşil Nehir' Stockholm şehir merkezindeki kartpostal görünümü bozarak, kente öngörülemezlik boyutu katmıştı" diyor. Sanatçı, "Yeşil Nehir" gösterisini 1998'de Bremen, Almanya'da; 1998'de Moss, Norveç'te ve 1999'de Los Angeles'ta da gerçekleştirdi.