17. İstanbul Bienali Küratörleriyle Soru-Cevap

İstanbul Bienali, 17. edisyonuyla İstanbul'u güncel sanatla buluştururken, izleyiciyi pek çok konuda düşünmeye sevk ediyor. Bienalin küratörleri Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh'den şehre yayılan seçkiyi dinliyoruz.

YAZAR: Kübra Bıçak
14 Eylül 2022 Çarşamba 10:48 | Son Güncellenme:
14 dakika okunma süresi

Bu yıl 17. kez sanatseverlerle buluşan İstanbul Bienali; 500'ün üzerinde katılımcı projeyle, şehirde 50 farklı mekana yayılıyor. 1987 yılından bu yana İKSV tarafından düzenlenen İstanbul Bienali'nin bu yılki küratörlüğünü ise Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh üstleniyor. Bienal için dünyanın farklı bölgelerinden katılımcılar İstanbul'a gelirken şehrin etkileşimi besleyen, güçlendiren ve uzun vadeli etki üretmeyi amaçlayan bir buluşma noktası olması hedefleniyor. Gastronomiden ekolojiye, edebiyattan gıda güvenliğine, göçler ve göçmenlikten deniz yaşamına pek çok konuda, farklı coğrafyalardan ve zaman dilimlerinden hikayeler anlatan 17. İstanbul Bienali'ni Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh ile konuştuk.

İstanbul Bienali'nde yer almaya nasıl karar verdiniz?

İstanbul Bienali dünya çapında pek çok kişi tarafından yakından izlenen köklü ve önemli bir platform. Bienaller hepimizin karşı karşıya olduğu krizlere nasıl tepki vereceğimizi yeniden düşünmek için bir fırsat sunuyor. Tüm bu etkenler çerçevesinde bu işi üstlenmeye karar verdik. Bienalin birçok projesi aracılığıyla sosyal, ekolojik ve ekonomik sorunlarla nasıl iletişim kurduğumuzu ve nasıl düşündüğümüzü ele alacağını söylemekten memnuniyet duyuyoruz.

Bienale hazırlanırken İstanbul dışındaydınız. Hazırlık süreci nasıl geçti?

David ve Ute aynı şehirde yaşıyordu. Planlama süreci boyunca, şüphesiz bir engel oluşturan katı karantinalar nedeniyle, üçümüz de çoğunlukla ekran aracılığıyla iletişim kurduk. Zoom üzerinden, uzun sohbetlerle birçok gece geçirdik. Ancak bu durum hem Türkiye'de hem de dünyada daha fazla kişiye ulaşmamızı sağladı ve birçok bağlantı kurduk. Bienal aracılığıyla bu bağlantıların nasıl yeni iş birlikleri ve düşünceler doğuracağını merakla bekliyoruz.

17. İstanbul Bienali'nde hangi konulara odaklanıyorsunuz?

Odaklandığımız tek bir konu yok ama bunun yapımını bir kompostlama süreci olarak nitelendirebiliriz. Kompost, çeşitli koşullara bağlı olarak kendi hızında bileşenlerin bir karışımıyla, kendini oluşturabilen, daha sonra öngörülemeyen sonuçlarla başka yerlere dağıtılan ve kullanılan bir kaynaktır. Bu bienalde göreceğiniz projelerin her biri üretime, dolayısıyla kompostlaştırmaya odaklanmak yerine, sürecin yarattığı uzun vadeli araştırma ve iş birliğinin meyvesi. Bienalin hazırlıkları pandemi nedeniyle normalden uzun sürdü. Ve etkilerinin resmi kapanış tarihinden çok daha uzun süreceğini umuyoruz.

Bienalin odaklandığı konulardan biri de "Çamuralem/Wallowland". Bu konuda bir şeyler yapma fikri nasıl ortaya çıktı? "Çamuralem/ Wallowland" çerçevesinde neler izleyeceğiz?

"Çamuralem / Wallowland" İstanbul'un kenar mahallelerinde manda gütme uygulamalarının korunmasına yardımcı olmayı amaçlayan; Cooking Sections ikilisinin kapsamlı ve uzun vadeli bir projesi. Kentin ekolojisi ve mutfak mirasının temel bir parçası olmasına rağmen mandaların kentleşme, gelişme ve otlatma alanlarını derinden dönüştüren sulak alanlar, habitatlar ve hayvancılık geleneği yok olma tehdidi altında. Proje, devam eden bir faaliyet programı aracılığıyla, önümüzdeki yıllarda da sürecek şekilde tasarlandı. "Çamuralem/Wallowland" projesi, Bienal süresince Beyoğlu'ndaki Büyükdere 35'te Türkiye'nin en ünlü manda sütü yemeklerinin tadına bakılarak, bir kamusal sanat enstalasyonu olarak yer alacak. 17 Eylül'de Bienal, mandacılığın kültürel ve ekolojik önemini vurgulamak ve kutlamak için yeni bir yıllık manda festivalinin ilk edisyonunu başlatacak; çağdaş toplumda hayvancılık konusunu ve rotalarını sürdürecek. Festivalde açık hava tadımları, rehberli yürüyüşler ve diğer yerel müzik performanslarının yanı sıra, İstanbul'un mandalarına adanmış yeni bir şarkının prömiyerini yapacak olan, Türkiye'nin tanınmış alternatif müzik grubu Gülinler'in olağanüstü bir müzik performansı yer alacak.

Amar Kanwar

Bu yıl bienalde izleyiciyi başka ne tür sürprizler bekliyor?

Bu bienalin küratörlüğünü yaparken hedeflerimizden biri de kentle yeni ilişkiler kurmaktı. Mekanları, benzersiz hikayelerine ve kişiliklerine göre seçtik; aynı zamanda şehrin farklı yerlerindeki yerleşiklikleriyle de ilgili. Sokakta, kitapçıda, okulda veya hamamda olabilecek türden sohbetlerle ilgileniyoruz. Her yerin, İstanbul'da yaşayanlar için bile sunacağı farklı şeyler var. İnsanlar her an, her yerde bienalle karşılaşabilecek ve projelerle uğraşırken, kendi anlatılarını oluşturabilecekler.

17. İstanbul Bienali'ne gelen izleyicilerin ne tür deneyimler yaşamasını arzu ediyorsunuz?

Pandemi nedeniyle hareketsizliğimiz, süreci küratörler ve katılımcılar arasında normalden daha diyalojik hale getirdi. İki yılı aşkın bir süredir fiziki olarak görüşemesek de uzun sohbetler edebildik. İstanbul Bienal ekibi bizi birçok kişi ve toplulukla sanal olarak tanıştırdı. Sanatçıların, yazarların ve diğer yaratıcı zihinlerin uzun vadeli uygulamaları bu bienalin merkezinde yer alıyor. Ziyaretçiler, paylaşılan projelerin büyük çoğunluğunun bitmediğini hemen görecekler. Umarız bu bir söyleşi bienali olur. Bu tecrit yıllarından sonra herkes birlikte vakit geçirmek, toplum içinde düşünmek, konuşmak, okumak, izlemek ve dinlemek için can atıyor. İstanbulluların gelip soru sormalarını, cevapları sorgulamalarını umuyoruz.

Ute Meta Bauer

Bienalin odaklandığı konular üzerinden, dünyayı bir küratör olarak nasıl yorumluyorsunuz?

Dünyadaki ekolojik sorunların çözümlerinin, tamamen bilimsel veya çevresel olmadığına inanıyoruz. Sosyal engelleri, değişmesi gereken alışkanlıkları belirlemede de daha iyi olmamız gerekiyor; düşünce, hafıza ve anlayış, iletişim başarısızlıkları gibi. Sanatın sohbetleri, tartışmaları ve sosyal ilişkileri üretmesi ve teşvik etmesi gerektiğini düşünüyoruz. İstanbul Bienali'nin küratörlüğünü yaparken temel amaçlarımızdan biri de buydu. Bu bienaldeki projelerin çoğu ekolojik sorulara bu açılardan yaklaşıyor.

Türkiye'de çalışmak, bir bienal düzenlemek sizin için nasıl bir duyguydu?

İki yıl boyunca Türkiye'ye seyahat edemedik. Bu durum sanatçılarla, onların projeleriyle ve aynı zamanda İstanbul şehri ile bir bağlantı duygusu elde etmek konusunda bizim için zorlayıcı bir süreçti. Ancak bienal ekibi bizi çok sayıda kişi ve toplulukla buluşturmayı başardı.

Bienal mekanlarına hangi kriterlere göre karar verdiniz? Mekanlar arasında sizi büyüleyen bir yer var mı?

İstanbul, zengin ve karmaşık tarihi ile çok canlı, eşsiz bir şehir. Her mahallenin anlatacak kendi hikayesi var. Fatih, Beyoğlu ve Kadıköy projelere ev sahipliği yapacak üç ilçe olacak. Bu farklı mahalleleri bu bienalin hem ev sahibi hem de katılımcısı olarak algılamak istedik. Arzumuz, ziyaretçilerin sadece projeleri değil, mahalleleri de deneyimlemeleri.

David Teh

Bienalde yer alan çalışmaların büyük bir kısmı sipariş üzerine yapılıyor. Bu durum, bienal sergisinde önemli olduğunu düşündüğünüz bir şey mi?

Parametrelerin belirlendiği ilk konuşma yılı, çoğunlukla uygulamalarını zaten bildiğimiz ve güvendiğimiz kişileri içeriyordu. İstanbul'daki bienal ekibi de, bizi orada iş birliği yapabileceğimiz kişilerle tanıştırdı. Davetlerimiz, sohbete katılmalarını ve bir kompost alıştırması olarak kabul ettiğimiz şeye katkıda bulunmalarını istediğimiz kişilere gönderildi. Hasatın çok daha sonra gerçekleşebileceğini bilerek, şimdiki zamanda bazı tohumlar ekme, bir şeyleri harekete geçirme daveti yaptık. Hem eski hem de yeni tüm projelerin nasıl sonuçlanacağını deneyimlemek için sabırsızlanıyoruz.

Türkiye'deki çağdaş sanat ortamı hakkında neler düşünüyorsunuz?

Dürüst olmak gerekirse, bu konuda yorum yapmamız biraz zor. Son iki yılda bir dizi yükselen sanatçıyla tanıştık; ancak tüm bu toplantılar sanal ortamda gerçekleşti. Bir şehri doğru dürüst ziyaret etmeden, gayri resmi sohbet etme, sergilenenleri görme veya sanatçıların stüdyolarını ziyaret etme şansı yok. Ama şimdi hepimiz fiziksel olarak İstanbul'da olabildiğimize göre, şehri ve sanat ortamını ilk elden keşfetmeyi dört gözle bekliyoruz.

Bienal küratörlüğünün diğer sergi türlerinden farkı ne sizce?

Bienallerin diğer kurumlara göre çevik ve duyarlı olması gerektiğine inanıyoruz. Pazar eğilimleriyle değil, toplumların ve dünyamızın karşı karşıya olduğu sorunlarla ilgilenmeliler. Küratörler olarak kendimizi, bienalin davet ettiği, halihazırda var olanı zenginleştirecek belirli becerilere ve uzmanlığa sahip konuklar olarak görüyoruz. Bienal deneyimi sadece orada olanı keşfetmekle kalmayacak, aslında yanımızda götürebileceklerimizi de keşfedeceğiz.


17. İstanbul Bienali Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Eylül Ayında Gezilebilecek Sergiler

Agnes Denes'in "Yaşayan Piramit" Eseri Sakıp Sabancı Müzesi'nde

Ali Güreli ile 17. Contemporary Istanbul

EN ÇOK OKUNANLAR

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi
Kışa Özel Nail Art Trendi

Kışa Özel Nail Art Trendi

1 dakika okunma süresi
New York'ta Türk Gecesi

New York'ta Türk Gecesi

1 dakika okunma süresi
Gossip Girl'ün Çapkın Chuck Bass'ı Ed Westwick Baba Oluyor

Gossip Girl'ün Çapkın Chuck Bass'ı Ed Westwick Baba Oluyor

1 dakika okunma süresi
Contemporary Istanbul'un 19. Edisyonu Sanatseverlerle Buluştu

Contemporary Istanbul'un 19. Edisyonu Sanatseverlerle Buluştu

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Jennifer Lopez, Simu Liu ve Sterling K. Brown ile “Atlas” Filmi Üzerine Sohbet

Jennifer Lopez, Simu Liu ve Sterling K. Brown ile “Atlas” Filmi Üzerine Sohbet

2024 Eylül Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Eylül Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

Seren Ojalvo, Ece Duran ve Heper Sayar ile Mamut Art Project Üzerine

Seren Ojalvo, Ece Duran ve Heper Sayar ile Mamut Art Project Üzerine

Türk Hava Yolları x Refik Anadol: “Inner Portrait”

Türk Hava Yolları x Refik Anadol: “Inner Portrait”

BMW i5 Flow NOSTOKANA Contemporary İstanbul'da

BMW i5 Flow NOSTOKANA Contemporary İstanbul'da

2024 Paris Olimpiyatları Hakkında Merak Edilenler

2024 Paris Olimpiyatları Hakkında Merak Edilenler

2024 Contemporary Istanbul Edisyonunda Neler Oluyor?

2024 Contemporary Istanbul Edisyonunda Neler Oluyor?

Eylülde Sanat ve Müzik Şöleni

Eylülde Sanat ve Müzik Şöleni

Piyanonun Parlayan Yıldızı: İlyun Bürkev

Piyanonun Parlayan Yıldızı: İlyun Bürkev

2024 Emmy Ödülleri Adayları Açıklandı

2024 Emmy Ödülleri Adayları Açıklandı

Tan Sağtürk ile “Carmina Burana” Oyununu İnceledik

Tan Sağtürk ile “Carmina Burana” Oyununu İnceledik

Musée d'Orsay'da Bir Gece

Musée d'Orsay'da Bir Gece