Aşk haritası: Aşk haritası, partneriniz ile ilgili bildiklerinizdir. Mesela eşiniz nasıl biri, neler düşünür ve hisseder, neler sever? Bu haritayı her gün güncelleyin. Partnerinizin hayatı ile ilgilenin. Bazı çiftler birbirleri ile iç dünyalarını paylaşmaz, hatta kaçınır. Bu şekilde zaman geçtikte aradaki duygusal bağ kaybolur, ilişki güvensizleşir. Birbirinizi yoklayın ve gün içinde arayın. Çocuğunuz var ise ev içinde çocuklar yattıktan sonra bir ritüeliniz olsun, birbirinize gününüzü anlatın. Sabah birlikte kahve içip gününüzün nasıl olacağını konuşun. Çocuklar olmadan seyahate gidin, birbirinizin gözüne bakın ve birbirinizi öpün.
Toksik iletişimden uzak durun: Bazen söylediğiniz sözlerin yanında vücut diliniz de çok önemlidir. Eşiniz konuşurken ona bakın, gözlerinizi devirmeyin. Sürekli eleştiri, küçük görme, savunmacı olma veya duvar örme gibi iletişim şekilleri de ilişkiyi zamanla yıpratır ve ayrılmaya sürükler.
Takdir edin: Bazen partnerimizin olumlu yönlerini veya bize yaptığı küçük jestleri görmezden geliriz. Partnerinizin yaptığı iyi hareketleri görmeye çalışın ve garantiye almayın. Birbirinize sıkça teşekkür edin. Takdir ettiğiniz yönleri dile getirmeyi unutmayin. Olumsuzu görmek ve eleştirmek daha kolaydır, maksat küçük güzellikleri fark etmektir.
Saygı, empati ve şefkat: Partnerinize karşı kendinizi öfkeli, içerlemiş, alıngan hissediyorsanız sevgi dolu bir iletişim kurmanız zor olacaktır. Fakat bütün olumsuzluklara rağmen sevdiğiniz ve akşam birlikte uyuyacağınız bir insan ile muhatap olduğunuzu unutmayın. İlişkide çatışmadan kaçınmak çok zordur ama hislerinizi her zaman birbirinizi suçlamadan, saygı çerçevesinde dile getirebilirsiniz. Ciddi sorunlar yaşayan çiftler olayları birbirlerinin açısından görmez ve hep kendilerinin haklı olduğunu düşünürler. Cümlenize “Ben” diye başlayın, kendi hislerinizi anlatın, partnerinizi sürekli suçlayıp genelleyici ifadelerde bulunmayın. Sinirlendiğiniz zaman hislerinizi şu şekilde anlatın: Ne yaşadınız, ne hissetiniz, ne kurdunuz? Partneriniz ile empati kurup onun perspektifini anlamaya çalışın. Özür dilemekten kaçınmayın. Unutmayın, gerçeklik yoktur, sadece algı vardır.
Anda olun, ilgi verin: Herkesin telefonlara gömülü yaşadığı bu dönemde birine bütün dikkatinizi vermek daha da zorlaşmış olabilir. Karşıdan karşıya geçerken, restoranda yemek yerken telefonlarından kopamayan insanları hepimiz görmüşüzdür. Eşiniz size bir şey sorduğunda veya ilgi istediğinde ona yönelin. O an meşgulseniz de “Bana 10 dakika ver” gibi bir yorum yapabilirsiniz. Eğer bu tip küçük hareketleri uygularsanız, ilişki kumbaranıza para atmış olursunuz ve ilişkinizin tonu yumuşar.
Duygusal ve cinsel yakınlık: İlişkinizin ilk evrelerinde salgıladığınız bütün hormonlar zamanla azalır. Onların yerini daha derin duygusal bağlar alır. Çocuk sahibi olmak, çalışma hayatı ve diğer aktiviteler derken, çiftler birbirinden cinsel ve duygusal olarak uzaklaşır. Uzun ilişkilerde cinsellik için çiftlerin bilinçli olarak alan ve zaman yaratması gerekir. İlişkinin ilk başındaki spontane cinselliği yaşamak zorlaştıysa cinsel hayat planlı bir şekilde devam ettirilebilir.
Başarılı bir evlilik kurmak, eşiniz için orada olmak, farkındalık ve şefkat olmadan çok zordur. Boşanma oranlarının arttığı, bekarların evlenmeyi düşünmediği, ilişkilerin farklı şekillerde yaşandığı (açık ilişki, çok eşlilik gibi) bir dönemdeyiz; dünya alternatiflere daha açık bir hale geliyor. Kendini birbirine adamış, destekleyen, takım gibi çalışan bir beraberlik, huzurlu bir ailenin yapı taşıdır. Mutlu bir evlilik, kendini adamak ve çok çalışmak anlamına gelir. Evliliği yürütebilmek için bazı beceriler gerekir, bazıları da bu becerileri sonradan öğrenmek zorunda kalır. Eğer ilişkiniz konusunda çıkmaza düştüyseniz, unutmayın ki her zaman yardım alabilirsiniz.