Elif ÖKSÜZ TAŞKIN – elif.oksuz@alem.com.tr / Fotoğraflar: Chantier Films
Captain Fantastic ve Eastern Promises filmleri ile iki Oscar adaylığına sahip Viggo Mortensen, Moonlight filmi ile 2017 yılında “En iyi yardımcı erkek” Oscar’ını kazanan Mahershala Ali, Peter Farrelly’nin yönettiği Green Book filminde bir araya geliyor. Gerçek bir yaşam hikayesinden uyarlanan film, sıra dışı bir arkadaşlığı konu alıyor. Dünyaca ünlü bir piyanist Don Shirley’nin (Ali) turnesi esnasında şoförlüğünü yapan ve aslında bir fedai olan Tony Lip’in (Mortensen) yolculukları boyunca onlara eşlik edecek rehber kitap Green Book filmin başrollerinde. Kitapsa, Afro-Amerikalılar için güvenli barınma, yemek ve iş seçenekleri içeren bir seyahat rehberi. Rolü için 12 kilo alan Mortensen ile sohbete başlıyoruz.
Bir yol ve dostluk hikayesi olarak tanımlayabileceğimiz Green Book’ta Tony ve Don Shirley’nin dostluk hikayesi nasıl başlıyor?
Don Shirley, Tony’i hem karşılarına çıkacak sorunlardan kurtarmak hem de şoförü olarak işe alıyor. Daha önce Don Shirley için çalışan şoförler sessiz ve kibarken Tony sürekli konuşan, arabada sigara içip yemek yiyen ve kişisel sorular soran biri. İlk başta zorlansalar da birlikte vakit geçirdikçe iki iyi dost oluyorlar.
Sizce yol hikayesinin cazip yönleri nedir?
Genelde yol filmleri birlikte çok zaman harcamayacak karakterleri bir araya getirme fırsatı verir. İlginç şeyler olabilir. Biriyle geçirdiğiniz süre uzadıkça ya daha fazla anlaşabilirsiniz ya da geçinemezsiniz.
Tony karakteriyle ilgili en çok neyi sevdiniz?
Onun en sevdiğim yanı kalbiydi. Ve bir anlamda sahip olduğu erişilebilirlik. Başta kaba saba ve vahşi gibi görünebilir çünkü tepesi bir anda atan bir adam. Bu yüzden de iyi bir koruma oluyor zaten. Ama aslında bulaşmak istemeyeceğiniz birisi. Başta kaba saba gözükse de sonradan sözünün eri bir adam olduğu anlaşılıyor. Ve aslında dürüst biri. Anlarsınız ya, bir anlamda kendisi doğal bir beyefendi.
Karaktere nasıl hazırlandınız?
Gerçek bir hikaye ve karakterler olmasının avantajları vardı. Tony’nin ses ve video kasetlerini izledim. Yaşadığı Bronx mahallesine gidip orada zaman geçirdim. Çekimlerden önce New Jersey’e gidip Vallelonga ailesiyle birkaç hafta zaman geçirip onlardan Tony’i öğrendim. Otururken yemek yerken hep karakteri canlandırıp onu nasıl geliştireceğimi düşündüm. Gece dışarı çıkarken, 1960’ların kıyafetlerini giyiyordum. Tony’nin oğulları filmde rol aldılar. Bu da benim Tony’nin dünyasında gibi davranmama yardımcı oldu.
Green Book, birçok eleştirmen tarafından “iyi hissettiren film” olarak tanımlanıyor. Siz bu konuda ne söylemek istersiniz?
Bu tanım filme gerçekten çok uygun ve ben de bunu çok duydum. Seyirciyle birlikte birçok kez filmi izledim. Özellikle Amerika dışındaki gösterimler için bizi uyardılar; seyirci tepkileri Toronto’dakine veya New York’takine benzemeyebilir, daha durgun olabilir diye. Ama seyirci ayakta alkışladı, güldü, ağladı…İnanılmazdı. İnsanlar filmden sonra öncesine göre çok daha iyi hissederek ayrıldılar. İnsanları bir araya getiren bir film olması harika.