Esra Oflaz ile Yeni Kitabı Üzerine

Esra Oflaz ile farklı döngüsel zamanlarda geçen “Yen” isimli yeni kitabı ve hayatı üzerine sohbet ettik.

23 Şubat 2022 Çarşamba 14:39 | Son Güncellenme:
22 dakika okunma süresi

Yeni yıla yeni kitap heyecanıyla başladınız. İlk kitabınızda hayat hikayenizi paylaşmıştınız, bu kez kurgu bir romanla okuyucularla buluşuyorsunuz. Bu roman nasıl doğdu bizimle paylaşır mısınız?

Evet, ilk kitabım bir nevi yolculuk hikayemdi ve ansızın yazmam gerektiği kalbime gelmişti. Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değildi ve benim ışıltılı gözüken hayatımın arkasında bilinmeyen acılı bir dram ve geçirdiğim trafik kazasıyla kalbimin durduğu, ruhumun bedenimden ayrışmasıyla tecrübe ettiğim ölüme yakın deneyimim vardı sonrasındaki yaşamımı dönüştüren. Ötesi vardı. Başıma gelen dramların üzerinden bakabilmeyi, özüme değmeyi, ana yayılarak düşlerimi tezahür ettirmeyi hediye etmişti ölüm bana. Tecrübelerin yakınlığını ve değiştiren gücünü bildiğimden paylaşmaya karar vermiştim. Müsveddesiz yazmıştım. Okurların geri bildirimlerinden ilham olduğunu, yaşamlarına güzelliklerle değdiğini öğrenince cesaretlendim sanırım. Ancak bu ikinci kitabımın ilham perisi bana COVID-19'a yakalandığım Mart 2020 yılında yoğun bakım odasında geldi. Oksijene bağlıydım, ciğerlerim puslu bir perdenin arkasında sıkışmış, öksürük krizlerinden sarsılıyordum. Ancak daha da önemlisi yaşam enerjim, Chi' m, çok altlara düşmüş, geçirgenleşmiştim yine. Pandemi, küresel ısınma, insanlığın hali, kitlesel sosyopati derken derinlere daldım diyebilirim taa varoluşa... Bir hafta sonra normal odaya inince elime kalem kağıdı aldım ve yazmaya başladım. Yine aynı bulutsu rastgelilikle. Bir de baktım sürükleyici bir roman yazıyorum. Kendim de şaşırdım. Ancak "Yen" gaip bir cinayet romanı. Çünkü romanın başkahramanı Peri, dünya diyarında yeniden ciltlenmeyi bekleyen bir ruh. Ancak yeni ömründeki mutlak yazgısının çok çetrefilli ve azaplı, cinayetine bedenlenecek genç bir kız olduğunu anlıyor. Ve döngüsel zamanın tekamül dehlizlerinde değiştiremeyeceği mutlak yazgısı ve değiştirebileceği kaderi arasında hem katilini ararken, hem de cinayetini önlemeye çalışıyor. Pir ise onun tekamül gözlemcisi, dünya diyarındaki sezgiler kanalıyla kalbine ulayanı. Bu tekamülsel bir yapboz. Sadece Peri için değil hepimiz için. Hiçbir şeyin rastlantı olmadığını; kümemizin, en başta ailelerimizin, eşimizin, dostumuzun, patronumuzun hatta bize en fazla azapları yaşatanların, katilimiz bile olsa gaip mekanizmasını satır aralarında anlatıyor. Aynı zamanda bu roman sihir içeriyor çünkü çoklu algıyla, duyusal nasıl olunacağının, ruhun şeceresine nasıl ulaşacağını ve simyanın nasıl işleyeceğini pratikte anımsatıyor. Hatırlatınca da şifalanıyorsun. Yaşamımız olasılıklardan tezahür edendir ne de olsa...

Ne kadar sürede tamamladınız? İlk cümleden son noktaya uzanan süreci nasıl geçirdiniz? Bu kitabın size hissettirdiği en güçlü duygu ne oldu?

En yoğun Londra'da pandemiden eve kapandığımız dönemde yazdım. Toplam 18 ay gibi bir sürede tamamladım. En güçlü duygu tevekkül, tekamül, tahavvül. (Bir biçim değiştirme)

Elbise, ELIE SAAB

Ayakkabı, SERENA UZİYEL

Bileklik, BEGUM KHAN

Yazmanın kendi kuralları var. Her zaman kafanızdan geçirdiklerinizi istediğiniz gibi kaleme alamıyorsunuz; modunuz çalışma düzeninizi, ilhamınızı etkileyebiliyor. Sizin için nasıl işliyor süreç?

Ben kalbimde rezone edenleri geldiği gibi yazıyorum ve anlatmak istediklerim bitince de neticeleniveriyor. Yeni kitabım kurgu olmasına rağmen hiç kurgulamadım, bir nevi transta yazıverdim. Ancak konu farklı bir anlayış, algılayış getirdiğinden, günlük hayatın telaşının dışındaki saatlerde, genellikle geceyarısından gün doğumuna kadar olan sürede yazmayı tercih ettim.

Yazarken belirli rutinleriniz var mı?

Evet var. Gül tütsüsü yakıyorum, gül yağı sürüyorum burun kenarlarıma, gül yapraklı yasemin çayı içiyorum ve klasik müzik dinliyorum. Gül takıntım yok sadece titreşimi en yüksek koku o nedenle. Bir de ilk kitabımda gösterdiğim 26 saniyelik bağlantı meditasyonumu yapıyorum; ruh, beden, kalp bağlantısı için. Yazmada, titreştiğim düzlemimi yükseltiyorum kısaca öncesinde.

Kitap raflarda yerini aldı. İlk kitabınızdan sonra birçok buluşma düzenlemiştiniz. Bu kitabın tanıtımı için neler planlıyorsunuz?

Kitabım 15 Şubat'ta raflarda yerini aldı. Güzel bir lansman daveti planlamıştık yine ancak Omicron varyantı nedeniyle nisan ayına erteledik. Okurlarımla da imza günleri altında paylaşmayı seviyorum.

Şimdiden kafanızda beliren yeni bir hikaye var mı?

Hayır yok. Rastgele kalbime gelirse yazarım tekrar. (Gülüyor)

Çocukluğunuzdan bu yana kitap okumayı sevdiğinizi biliyorum. Eminim sevdiğiniz birçok yazar ve hikaye vardır ama bugüne kadar kalbinize en çok dokunan hangisi oldu paylaşır mısınız?

En çok Borges'in "Yolları Çatallanan Bahçe"si ve Halil Cibran'ın "Ermiş"i etkiledi beni genç kızlığımda. Son yıllarda Muriel Barbery'nin "Kirpinin Zarafeti", Isabel Allende'nin "Ruhlar Evi" ile Margaret Atwood'un "Nam-ı Diğer Grace"ini sevdim.

Elbise, ELIE SAAB

Ayakkabı, SERENA UZİYEL

Kolye ve küpe, BEGUM KHAN

İş hayatı, kitaplar, annelik, İstanbul-Londra hattında yolculuklar... Temponuz oldukça yoğun ama siz her zaman enerjiksiniz, farklı alanlara yönelmekten hoşlanıyorsunuz. Her zaman böyle çok yönlü müydünüz? Ve enerjinizin sırrı ne?

Öncelikle yapım gereği aynı anda pek çok şeyi bir arada yapabiliyorum. Diğer taraftan bradikardim var; kalbim çok yavaş atıyor. Bunun iyi tarafı yorgunluk hissetmiyorum. Acı eşiğim de çok yüksektir; patlamış apandisitle 72 saat oturup, ölümün kıyısından dönecek kadar. Çocukluğumdan beri böyleydim.

Enerjiden bahsetmişken sadece fiziksel enerjinize değinmek haksızlık olur. Çekim için buluştuğumuz ilk anda pozitif enerjinizi tüm ekibe hissettirdiniz. Geçmişte birçok zorlukla karşılaştığınızı biliyorum. Yolculuğunuz sanılanın aksine hiç de kolay olmamış. Mutlu ve güçlü olmayı seçtiğiniz ilk anı hatırlıyor musunuz?

Çocukken de duyusaldım, sezgilerim çok güçlüydü. Ancak sanırım çok yalnız bir çocukluk geçirmem benim anların içindeki küçük mutluluk kırıntılarına sığınmama sebep oldu. Hep mutlu olacak bir şeyler bulurdum. Genç kızlığımdaki ailevi büyük bir travma sonrasında ise benliğimi ve yaşamımı yeniden inşa etmeye karar verdiğimde pozitif olmayı, zorlukları katalize etmeyi seçtim.

Çocukluk ve ilk gençlik yıllarına dönme şansınız olsa o dönemdeki Esra'ya neler söylerdiniz? Sen değerlisin, sevileceksin, korkma derdim.

Siz hayata umutla bakıyorsunuz ve mucizelere inandığınızı da her fırsatta söylüyorsunuz. Pandemi sizin hayata bakışınızı nasıl etkiledi? Siz de virüse yakalandınız ve oldukça da zor geçirdiniz. Hastanedeyken neler düşündünüz? Ben rastlantılara inanmam. Allaha, tevekküle ve tekamüle inanırım. Corona taç demek. Ve bu bir rastlantı değildi. Değişim, dönüşüm gerekiyordu. İnsanlık korkuları yüzünden cinnet halinde. Ayrışılmıştı iyiden iyiye. Bu dünyada aynı teknede olduklarını unuttular. Birliği, sevgiyi, nezaketi unuttukları gibi. Mesela başka ülkede, başkalarının çocukları ölüyorsa üzüntüsü sadece bir saniyelik Instagram postuna indirgenmişti. Bence pandemi tüm insanlığa empatiyi zorunlu olarak anımsattı sonra da sahip olduğumuz tek şeyin bu an olduğunu. Düşünsene ölüm soluduğumuz havada kol gezdi.

Elbise ve küpe, LOUIS VUITTON

Ayakkabı, DIOR

Deri ceket, ACADEMIA/BEYMEN

Etek ve tişört, ALEXANDER MCQUEEN/BEYMEN

Ayakkabı ve çanta, DIOR

Küpe, BEGUM KHAN

Bundan sonraki yıllarda asıl önemlisi insanlık özüyle, ruhuyla tekrar bağlantı kurmayı öğrenecek. Bunun için de tesirler olacak diye düşünüyorum.

İş hayatında geçmişte birçok başarılı projeye imza attınız. Bildiğim kadarıyla temponuzu bilinçli bir şekilde yavaşlattınız son dönemde. Gerçekleştirmeyi hayal ettiğiniz yeni projeler var mı? Evet, 2018'de büyük bir ailevi travmanın sonucunda beyin kanaması geçirdim. Ölmemem mucize oldu yine. Öncelikle sağlığım el vermedi, aşırı stresli ortamımdan çıkmam mecbur oldu. O yüzden yavaşlattım işleri. Yerel değil, uluslararası işlerime kanalize oldum. Sonra da pandemi oldu malum. Yeni düşlerim, projelerim var tabii. Zamanı gelince paylaşırım onları da.

Anne Esra'yı nasıl tarif edersiniz? Hem eğlenceli hem disiplinli olmayı başarabiliyor musunuz? Kızınız Almila ile beraber en çok neler yapmaktan keyif alıyorsunuz?

Kızım beni otoriter buluyordu. Onu kırmaya çalışıyorum. Haklıdır, kendimi bildim bileli çalıştım ve çok uzun yıllardır patron oldum. Almila ile çok yakınız ve çok şey paylaşıyoruz. Aramızda eğlenceli olan o, beni de çok güldürüyor. Artık her şeyi beraber yapıyoruz; yemeklere, sinemaya, tiyatroya, yürüyüşlere, seyahatlere gidiyoruz. Bir konuyu tartışıyoruz. Bazen ben ona bazen o bana mentorluk yapıyoruz. (Gülüyor.)

Formunuza değinmeden olmaz. Son derece fitsiniz ve yediklerinize de dikkat ettiğinize şahit oldum. Nasıl bir beslenme ve spor rutininiz var? Kaçamak yaptığınız oluyor mu hiç?

Teşekkür ederim, güzel bakışın. Ruhumuzun ikamet ettiği bedene iyi bakmamız gerektiğine inanıyorum. Holistik (ruh, beden, kalp, zihin dengesi) bir yaşam felsefem olduğu kadar holistik beslenme tarzım da var. Yediklerimin bedenime, ruhuma, zihnime iyi gelmesine dikkat ederim Toksik değil, alkali beslenmeye. Stres nedeniyle yemek yemem. Düzenli spor yapıyorum. Kan sirkülasyonu çok mühim, yani kardio yapmak ve kas sağlığı için ağırlık çalışmak. Ve rutinimi sürekli değiştiriyorum. Zihnim içinde sürekli yeni şeyler öğreniyorum, yeni lisan dahil. Ve de meditasyon ile bağlantı kuruyorum günlük. Ruhla bağlantı kuramazsak en iyi versiyonumuza asla ulaşamayız. Ben ruhun busesi diyorum. İlle de ruhumuz busesini kondurmalı yenimize yani bedenimize. (Gülüyor) Holistik yaşarsak güzel ve geç yaş alırız. Baksanıza Tibet'te 100 yaşına kadar yaşamak en doğal şey.

Güzellik sırlarınız var mı?

Ben genlerimden dolayı fiziksel şanslıydım, yadsımıyorum. Ancak niyet güzelleştirir insanı; yüzüne, bakışına, çizgilerine, aurasına vurur. O yüzden güzel niyetli insanlar güzel görünürler diye inanıyorum.

Londra'da hayat nasıl gidiyor? İstanbul'dakinden ne kadar farklı oluyor günleriniz? Sıradan bir gününüze ortak eder misiniz bizi?

Londra'da gün içinde işlerimi yapıyorum, şirketlerimi yönetiyorum. Kızım küçük olduğu ve Londra'da okuduğu için ben de Londra'dayım. Almila uluslararası avukat olmak istiyor. Burada kızımla daha kaliteli vakit geçirebiliyorum. Zihnimi daha fazla stimüle edecek aktiviteler var; teknoloji, kültür, sanat alanlarında. Bir de daha fazla yürüyüş yapıyorum.

Gitmeyi en çok sevdiğiniz yerleri de öğrenebilir miyiz?

Meraklıyım ben; yeni yerler keşfetmeyi, seyahat etmeyi, yeni kültürleri, insanları tanımayı, öğrenmeyi, okumayı seviyorum. Ancak Londra'nın tiyatroları, Royal Opera binası, St James Parkı, Soho House'lar özellikle de 180 House gitmeyi en sevdiğim yerler.

Yakın arkadaşlarınızla da güçlü bir bağınız var. Sizi en çok kim güldürür?

Ben drama kraliçesi olduğumdan pek mizah duygum yoktu. Hiç komedi filmi bile izlemezdim. Arkadaşlıklarda daha çok yoğun paylaşımlara önem verirdim. Ancak bu yıl değişim, dönüşüm yılı... Arkadaşlarımla da daha fazla gülmek, eğlenmek, dans etmek niyetindeyim tabii Allah izin verirse.

Pantolon ve ceket, RAİSA VANESSA

Ayakkabı, SERENA UZİYEL

Yıllardır değişmeyen zarif bir çizginiz var. Son dönemde oldukça gündemde olan sürdürülebilirlik sizin modaya bakışınızı ve alışveriş alışkanlıklarınızı etkiledi mi?

Ben hep üretmekten, sürdürülebilir tüketimden yanayım. Ancak değişim, evrilme söz konusu ise yapacak bir şey yok. Modada da bir kere giyip atacağım şeyler almam. Bir tarzım var ona hitap eden şeyler alıyorum. Kraliyet ailesine bayılıyorum o anlamda. 20–30 sene döndüre döndüre aynı şeyleri giyip iyi örnek oluyorlar. Tabii yıllar itibarıyla zevkim değiştiğinde giymediklerimi hemen dağıtırım. Pandemide sadece gereklilikleri aldım, neredeyse hiç alışveriş yapmadım ve bol bol paylaştım.

Tarihi bir atmosferde keyifli bir çekim gerçekleştirdik ve kombinlerle farklı dönemlere yolculuk yaptık adeta. Siz neler söylemek istersiniz?

Evet, çok keyifli bir çekimdi teşekkür ederim. Kitabımın konusu döngüsel farklı zamanlarda geçiyor. Ve çekimde biraz da bu havayı vermek istedik değil mi? Mesela Atlantis dönemi, Piramitler dönemi, gelecek dönem gibi.... Biraz esrarengizleşelim istedim hep beraber.

Röportaj: Ayça BARUT TANMAN

Fotoğraflar: Tamer YILMAZ

Styling: Ali ARISOY

Prodüksiyon: Zeynep BABACAN

Saç: Akın ÜNAL

Makyaj: Gamze TEKİN ALP

Video: Metin GÖKTEL

Fotoğraf asistanı: Doruk UĞURLUER, Oğuz ŞANLI

Styling asistanı: Gönül SOYÇERİ

Saç asistanı: Görkem GÜRER

Makyaj asistanı: Işıl KÖKLÜ

Mekan için Pera Palace Hotel'e teşekkür ederiz.

EN ÇOK OKUNANLAR

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi
Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

6 dakika okunma süresi
Doğu Ekspresi ile Yeni Keşifler

Doğu Ekspresi ile Yeni Keşifler

4 dakika okunma süresi
2024 MTV Avrupa Müzik Ödülleri: Unutulmaz Anlar

2024 MTV Avrupa Müzik Ödülleri: Unutulmaz Anlar

2 dakika okunma süresi
2024 Baby2Baby Gala'da Yıldızlar Geçidi

2024 Baby2Baby Gala'da Yıldızlar Geçidi

2 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Aslı Gümüşel Hakkında Bilinmeyenler

Aslı Gümüşel Hakkında Bilinmeyenler

Refik Anadol ve Rafet Fatih Özgür ile “Inner Portrait” Projesi Üzerine

Refik Anadol ve Rafet Fatih Özgür ile “Inner Portrait” Projesi Üzerine

Tuba Ünsal Hakkında Merak Edilenler

Tuba Ünsal Hakkında Merak Edilenler

Özge Özacar x Dior Beauty İş Birliği

Özge Özacar x Dior Beauty İş Birliği

Buse Terim'in Bilinmeyenleri

Buse Terim'in Bilinmeyenleri

Niş Lezzet Üssü: La Plage No: 14

Niş Lezzet Üssü: La Plage No: 14

Estée Lauder Şirketleri'nin "Pembe Kurdele" Hareketi

Estée Lauder Şirketleri'nin "Pembe Kurdele" Hareketi

Rabia Güreli ile Contemporary Istanbul Üzerine

Rabia Güreli ile Contemporary Istanbul Üzerine

Geçmişten Günümüze Ardan Özmenoğlu'nun Sanat Yolculuğu

Geçmişten Günümüze Ardan Özmenoğlu'nun Sanat Yolculuğu

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Luigi Stinga ile İtalyan Mutfağı

Luigi Stinga ile İtalyan Mutfağı

Şeflerin En'leri: Favori Lezzet Durakları

Şeflerin En'leri: Favori Lezzet Durakları