Röportaj Gözde Yörükoğlu Ersu - gözde.yorukoglu@alem.com.tr / Fotoğraf Fevzi ONDU
Çaba Derneği Başkanı Özlem Zehebi, 10-13 Aralık günleri arasında Doha’da gerçekleşecek etkinlik için, “Her şeyden önce çok heyecanlıyız. Çok güzel bir tur programı ve şahane bir alışveriş festivali bekliyor bizi. O kadar güzel şeyler birbiri ardına geldi ve öyle dostluklar kurduk ki, orada kendimizi şimdiden kazançlı hissediyoruz” diyor. Çaba’nın yönetim kurulu üyeleri ile bir araya gelerek tüm bu maceralarını konuştuk.
Çaba deyince akla hep en özel projeler geliyor. Bu fikirler nasıl doğuyor?
Özlem Cankurtaran: Bu fikirler çok çalışıp düşünerek, kıran kırana beyin fırtınaları yaparak çıkıyor ama Özlem Zehebi’nin hepimizden daha kreatif olduğunu söylemeliyim. Yaptığımız organizasyonlar sonrası bir araya gelip; bir sonrakinde neler yapabiliriz diye çalışmaya başlıyoruz. Hedefimiz her zaman, misafirlerimizin keyifli zaman geçirmesini sağlamak oluyor.
Doha’da gerçekleşecek etkinlikten bahseder misiniz? Bizi neler bekliyor?
Özlem Zehebi: Doha’da Türk Büyükelçiliği çok aktif ve etkili. Projemizi çok beğendiler ve bizi himayelerine aldılar. Etkinliğin daha da güzel geçmesi için büyükelçimizin eşi Dilşat Özer ile hummalı bir çalışma yürütüyoruz.
Okul projenizden bahsedebilir misiniz?
Eda Kosif: Okulumuz oldukça büyük ve tasarımı da gerçekten çok şık. Okuma yazma oranının artmasını çok önemsiyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı ve Elazığ İl Özel İdaresi de bize her zaman destek oluyor ve yollarımızı açıyor. İnşallah daha fazla ve büyük okullar açabiliriz.
Her birinizin Çaba ile buluşma noktasını ve hayatınızda nasıl bir yer kapsadığını çok merak ediyoruz?
Özlem Zehebi: Ben derneğin kurucu üyelerindenim. Monik İpekel bizi bir grup olarak bir araya getirdi ve Çaba’nın temellerini böylece atmış olduk. Sonrasında da gittikçe büyüyen bir aile olduk.
Özlem Cankurtaran: Beni, ablam Sıla Öztürk derneğe soktu. Bugün gelemedi işlerinden dolayı. Fakat o derneği sürekli anlatıyordu bana. Burası bambaşka diye. Gerçekten ben de girer girmez herkesin kalbine ve çalışma biçimine aşık oldum. Kısa bir sürede de başkanlık görevini bana verdiler. Altı sene de devam etti başkanlığım.
Eda Kosif: Çaba’yla tanışalı yaklaşık sekiz-dokuz sene oldu. Çok arkadaşım çalışıyordu Çaba’da yani aslında Çaba bana hep tanıdıktı. Yaptıkları organizasyonlara severek katılırdım daha sonra üye oldum. Nerede ne yapıyor hep takip ettim ve çalışmalara katılmaya başladım. Ardından da yönetim kurulu üyesi oldum. Çaba hayatımın büyük bir bölümünü kapsıyor, çünkü ekip olarak bir aile olduk. Gönlümüzden gelerek çalışmanın keyfini hepimiz yaşıyoruz. Gönüllülük felsefesi hepimizin ortak noktası.
Çaba’nın iletişimini nasıl yapıyorsunuz?
Berna Sağlam Naipoğlu: Bernaylafem olarak, Sosyal Sorumluluk projesi kapsamında daima destek vermekten gurur duyduğumuz Çaba Derneği’yle 2012 yılından beri birlikteyiz. Bu şahane kadınlar, ofisime ilk geldiklerinde enerjileri beni de sarıp sarmaladı. Çok güzel işler yaptıklarını ama bunu iletişime taşımak konusunda benden destek istediklerini tüm açık yüreklilikleri ile söylediler. Öyle bir enerjileri vardı ki, toplantı sonunda zaten uzun zamandır onlarla omuz omuza çalışıyor gibi hissettim. Böylece o günden beri Bernaylafem’in de aralıksız desteklediği bir sosyal sorumluluk projesi oldu. Ülkemizin farklı birçok bölgesinde, elimizin dokunabileceği sorunların çözümüne katkı sağlayabilmek için üzerine düşeni yapan bir derneğin iletişim çalışmalarını sürdürmek ayrı bir gönüllülük ve özen gerektiriyor. Çaba, fon sağlamak için yardım geceleri düzenlemek yerine yüzlerce gönüllü yardımsever ile hayata dokunan etkinlikler gerçekleştiriyor. Çocukların eğitimi, kimsesiz çocuklara yardım amaçlı projeler, aile sağlığı için bilgilendirici etkinlikler, kadın girişimcileri destekleyen kermesler bunların başında geliyor.