Öncelikle gerçekten büyük bir şans sevdiğin insanlarla çalışıyor olmak, bu çekim de bir anda keyifli bir deneyime dönüştü hepimiz için. Tabii bunda Dubai'nin katkısı büyük. Benim Dubai'ye ilk seyahatimdi, şehre ilk defa gelenler olarak çok etkilendik, sanki aynı anda birkaç şehri geziyor izlenimi uyandırdı hepimizde. Vaktimiz kısıtlı olduğu için tadı damağımızda kaldı diyebilirim, mecbur tekrar geleceğiz Ceylan.
Karnım aç değilken son derece uyumlu bir insanım (gülüyor). Şaka bir yana, hepimiz orada bir amaç için bir arada olan insanlarız, elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bunu görmek bile beni motive ediyor, enerjimi yükseltiyor ve anın tadını çıkarmaya odaklanıyorum. Genel olarak hayata bakış açımı böyle tutmaya çalışıyorum, elbette sevdiğim, güvendiğim insanlarla iş yapıyor olmak bir avantaj ama koşullar her zaman değişebiliyor. Motivasyonumu ve enerjimi dış etkenlerin kontrolüne bırakmamam gerektiğini tecrübelerimden öğrendim. Yeri geldiğinde kendi kendimi yükseltebiliyorum ve bundan çok keyif alıyorum.
Çalışmayı çok seviyorum; o yüzden normal şartlarda mutlaka bir tempoda olurdum ve hatta bunun için kendimi manipüle ederdim. Neredeyse 18 yaşından beri durmaksızın çalışıyorum, bu kadar uzun süre farklı alanlarda çalıştıktan sonra uzun boşluklar korkutucu geliyordu, her durduğumda sadece çalışmayı düşünen biriydim. Boş zaman demek garip tınlıyor bence, hep doldurulması gereken bir zamanmış gibi. Madem boşum, hemen bir hobi bulmalıyım, tüm arkadaşlarımı görmeliyim, çok da boş kalmamalıyım, hemen çalışmalıyım... Tüm bu duygularla çatıştım ve barıştım diyebilirim bu sefer. Gerçekten kendimle vakit geçirmeyi, bazen hiçbir şey düşünmemeyi öğrendim ve en önemlisi buna ihtiyacım olduğunu anladım.
Evet Serkan'ın yoğun bir temposu var ama aynı zamanda onu çok heyecanlandıran, çok şey öğrenip keyif aldığı bir dönemden de geçiyor. İki tarafın ayrı ayrı da olsa geçirdiği günden mutlu olması birlikte geçirilen zamanı kaliteli hale getiriyor.
Uzun seyahatler her zaman favorimiz, şimdiden yazı planlarken gözlerimiz parlıyor. Ama onun dışında beraber olunca ne yapıyorsak mutlaka eğlenmesini biliyoruz. Yemek yapıyoruz, dizi izliyoruz, arkadaşlarımızla vakit geçiriyoruz ya da birlikte sıkılıyoruz; birlikte kısmı önemli bizim için.
Hemen gülümsemeye başlıyorum, beni güldürmeye çalıştığı anlar geliyor gözümün önüne.
Neredeyse altı aydır yapıyoruz, hala netleştiremedik. Zannediyorum ki bu da öncekiler gibi son dakikaya kalacak. Şu an için tek söyleyebileceğim uzaklarda uzun bir tatil olacağı.
En çok şükrettiğim konu ablamlar olabilir. Çocuk yapan arkadaşlarıma teyze gibi bir tane daha yapın, çocuk yalnız kalmasın diye hep baskı yaparım. Anneme hala keşke iki, üç tane daha yapsaydın diyorum. En küçük çocuk olmanın hırpalanmalarını saymazsak benim en güvenli alanım orası oldu hep. En çok onlarla gülüp en büyük acıyı beraber kucakladık. Burada konu sadece kan bağı değil aslında, doğru insanlar bir araya geldiğinde "kardeşlik" akrabalıktan bağımsız büyümeye başlıyor.
Neşeli ve özgür bir çocuktum, hep planlarım vardı, onlar beni sürekli heyecanlı tutuyordu. Ufak bir kasabada büyüdüm, sokakta olmak müthiş bir sosyal beceri geliştiriyor o yaşlarda, minyatür bir hayatın içinde gibisin ve aynı zamanda karar veriyorsun hayatının nasıl olmasını istediğine ya da nasıl biri olmak istediğine.
Önyargısız bir insanım, ben duyduklarıma ya da ilk izlenime inanmam, hatta bence bu, insanların kendini koruma biçimi. Bende o kalkan yok, insanların tavırlarının kim olduğumu etkilemesine izin vermek gibi geliyor kötü tecrübeler yüzünden o kalkanı edinmek. O yüzden o mesafe de o sıcakkanlılık da benim parçam ve kendi dengelerini buluyorlar hayatın içinde.
Yaz-kış üstümü örtmeden uyuyamam. Gece bacağım açılırsa biri bacağımı çeker diye hemen onu da örtünün altına alıyorum. Abla sahibi olmanın kötü yanlarından biri bu, bütün çocukluğum korku hikayeleriyle geçti, bunu hiçbir terapinin çözebileceğini zannetmiyorum.
Babamı kaybetmek. Acının bizi dönüştürme hızı mutluluktan fazlaymış.
Kendimi bildim bileli hayata karşı çok iştahlı biri oldum. Bu iştah aynı zamanda sürekli neleri kaçırıyorum hissini de getiriyor, aynı anda her şeyi yapmak istiyorsun, müthiş bir kaos. Oyunculuk o kadar alan açtı ki bana, bu iştah ve merak avantaja dönüştü, yaptığım ve yapmak istediğim her şey aynı zamanda amacıma da hizmet etmeye başladı. İçimdeki kaos da böylelikle düzene girdi.
Var bir şeyler.
Kalamıyorum tabii, kafamın içine yetişmem mümkün değil, orada başka bir hayat yaşanıyor. Domates doğrarken Dyatlov Geçidi'nde gerçekte neler yaşandı acaba diye düşünürsen, doğradığın parmağına bakıp o ana geri dönüyorsun.
Şu an bir hayalim var, totem yaptım, gerçekleşirse ilk sana söyleyeceğim söz.
O kadar heyecanlandırıyor ki beni iki alan da, sürekli kendimi, okuyup izlerken buluyorum ve daha fazlası için motive oluyorum.
Ben sevdim, iyi gidiyor, ilginç bir yıl gibi hissediyorum hatta. İlginç ama güzel, umarım hepimizde çok iyi anılar bırakır.
Gerçekten kaçıyorum, hiç toleransım yok. "Hayat güzel falan ama zor bir deneyim aslında, herkes kendi içinde zorlanıyor, düşüp kalkıyor"un etrafında şekillendiriyorum tavırlarımı. Tüm ilişkilerde garip bir sahiplenme ve biricik olma, en çok sevilen olma arzumuz var. Kahve servisini yapan da en çok onunla ilgilenilsin istiyor, dostu da, iş arkadaşı da. Sürekli bir hesap sorma, sevgiyi sorgulama, ilginin yetmemesi hali. Bütün alt metni, karşı tarafın tek derdi, "Neden ben değilim?" olan, kendini bu kadar merkeze alan biriyle herhangi bir ilişki ne kadar sağlıklı olabilir, ne kadar güvende hissettirebilir?
Fedakarlık dediğimiz şey benliğimizi hırpalıyor bence, kararlarımızın sorumluluğunu karşı tarafa yüklüyoruz, daha büyük bir baskı olabilir mi? Sevgiyle esir etmek bu. Benim için dostlarımın, sevgilimin, ailemin bir şeyler feda etmesini neden isteyeyim ki? Sevdiğimiz insanı eksiltmek değil, çoğaltmak isteriz. Karşı tarafı sevdiğimiz için bir şeyler yapıyorsak, ödün veriyorsak, onu kendimiz için yaparız aslında, onunla olmak için bu bir tercihtir ve karşımızdaki insana bir fedakarlık değildir, ben senin için bunu yaptım duygusu taşımaz.
Desteklerinden dolayı Visit Dubai'ye teşekkür ederiz.