Tesadüflere inanır mısınız?
Beyza Şekerci: Ben eskiden inanırdım ama Engin’i tanıdıktan sonra inanmıyorum. Yani, “Karşılaşmamız bir tesadüftü,” diyemeyeceğim. Gerçek bir aşk ve sevgiden bahsediyorum. Bence hiçbir şey tesadüf değildi. Bir yerlerde birbirimizi bekledik. Bu süreçte de farklı hayatlar yaşadık, farklı çevrelerdeydik ve bir gün hayat yollarımızı kesiştirdi.
Engin Hepileri: Aynen öyle. Tesadüf diye bir şey yok hayatta. Yaşayacağımız her şey bence birileri tarafından çok önceden planlanıyor ve sen sadece o kurgunun içinde yaşaman gereken şeyi yaşıyorsun. Herkesin bir yerde o mutluluğu ve huzuru bulacağına inanıyorum ben.
Birbirinizin ruh eşi olduğunu nasıl anladınız?
B.Ş.: Hiç düşünmedim böyle bir şeyi; galiba oradan anladım. İnsan bunu düşünmüyormuş karşısına ruh eşi çıktığında. Zaten bunu düşünüyorsan; o insan, o insan değildir.
Bir çift olarak en çok neyi öğrendiniz?
E.H.: İyi bir takım olmayı öğrendik. Birbirimizi desteklemeyi, birbirimizi mutlu ettikçe mutlu olmayı... Yani o mutlu değilse ben hiçbir zaman mutlu olamam. Onu mutlu etmem gerektiğini anladım. Beyza da her zaman bana aynısını yapıyor. Şimdi de hayatımızda oğlumuz var. O mutlu olunca ikimiz birden mutlu oluyoruz. Bu şimdi üçümüz için geçerli bir motto. Belki ileride daha kalabalık bir aile için...
Aile olmak, çocuk olunca mı oluyor?
B.Ş.: Çift olunca oluyor. Sanki çocuk olunca aile olunuyormuş gibi bir algı var ama bence evlenince bir aile oluyorsunuz. O çatının altına girmektir aile olmak... Kapıdan çıktığında o sorumlulukla çıkmak.
Aşkın tarifini tam olarak nasıl yaparsınız?
B.Ş.: Kelimeler ile anlatılacak bir tarif değil bu. Herkesin yaşadığı başka. Ben ‘Çok fazla aşk’ olarak tarif edebilirim.
E.H.: Karşı cinsle yaşadığın aşk, insanın ayağını yerden kesen bir duygu. Kontrol mekanizmasını elinden alıyor. Çok büyük, sınırsız bir his.
Nasıl bir çocuk yetiştirmek istiyorsunuz?
E.H.: Sevgiyle büyütmek istiyoruz. Sevgiyle büyüdüğü zaman mutlu olacağına inanıyoruz. Can, bir birey olarak dünyada varoluşunu sevgi üzerinden kursun. Diğer bütün duygular sevgiyi takip edecektir. Saygı, dürüstlük, sadakat...
B.Ş.: Zulmün olduğu bir dünya, maalesef sevgisiz çocukların dünyası. İnsanoğlu adına en büyük tehlikenin, sevgisiz bırakılmış çocuklar olduğunu düşünüyorum. Yaşanılan tüm kötülüklere, tüm kötü niyetlere baktığınızda bunu görüyorsunuz. En basitinden sosyal medyadan örnek vereyim. İnsanların insanlara davranış şekline bakıyorsun... Kötülüğü gördüğün yerde bir sevgisizlik de görüyorsun. Sevgisiz bırakılmış bir insanın zarar veremeyeceği hiçbir canlı yok. Bir anne baba olarak çocuğumuza verebileceğimiz en önemli şeyin sevgi olduğunu düşünüyorum.
Fotoğraflar: Tamer YILMAZ
Styling: Bengisu GÜREL
Saç: Burhan ÇILGIN
Makyaj: Hakan Kültür
Video editörü: Onur ATICI
RÖPORTAJIN TAMAMI BU HAFTA ALEM'DE.