Şimdi sizi bu satırları okuduğunuz yerden alıp, şömine başına, parlak objelerin dikkatinizi dağıtmadığı, ahşabın sıcaklığının şöminenin ateşine karıştığı doğal, içten ve samimi bir dağ evine götürüyorum. Sizleri dostlarla paylaşılan bir sofrada misafir etmek istiyorum. Hem de öyle kilometrelerce yol gitmeden, şehrin merkezindeki SwissÔtel The Bosphorus Chalet'deyiz.
Ağacın kökleri gibi sağlam, gövdesindeki halkalar gibi her yıl birlikte yaş aldığımız dostluklarımız vardır ya işte bu sofrada onlarla birlikteyiz. Ortama duyguların ve sıcaklığın bölünmediği renkler hakim. Toprak tonları, tarçın rengi ve yeşil. Her biri tek başına güçlü fakat birbirini tamamlayan renkler.
Hazırladığım her sofrada bir çıkış noktam var. Bir bulmacanın parçalarını bir araya getirir gibi sofranın tüm ögelerini bir araya getiriyorum. Elbette mekan kendi ruhunu, dokusunu işin içine katınca, tema ile mükemmel bir birleşim ortaya çıkıyor. İşte bu sofra da benim için böyle bir araya geldi. Binlerce yıldır, kilimlerde doğadaki şekiller dokumacının yorumu ile desene dönüşüyor. Bu dokumacının bir tür kendini ifade etme şekli. Sofra da benim için duygularımın ve hayal dünyamın bir yansıması. Bu sebeple hem doğallığı hem duyguları kucaklayan dokusu ve hikayesi ile ben de soframda Haan Living tarafından hazırlanan kilim desenli bir masa örtüsü kullandım. Dokusu ve renkleri ile gerçek bir kilimi aratmayan masa örtüsünün kumaşı ise Tasarım Perde'ye ait. Özel yapım tay tüyü taba-krem desenli suplalar, ahşap küp vazolar ve ağaç dallarını andıran şamdanlara kadar tüm aksesuar ve objeler doğal dokuyu tamamlıyor. Her biri birbiri ile uyumlu ve şık bir koleksiyonun parçası olan şamdanlar, vazolar, mumlar, kaseler ve servis ürünleri Vakko Home'a ait. Tüm davetliler için hazırlanmış olan fidanlar ise köklü dostluğun bir sembolü ve bu sofranın hatırası.
Şömine ateşinin ısıttığı mekqna ateşin ve mum ışığının kızıllığı eşlik ediyor. Bu tür mekanlarda ve sofralarda daha fazlasına ihtiyaç yok. Çok parlak ve yansıma yaratan objelerden kaçınmak gerekiyor. Sofra tasarımlarında kullanılan yemek takımları, tekstil ürünleri ve objeler kadar seçilen çiçekler ve yerleşimi de çok önemli. Mekanı, sofranın temasını, mevsimi ve renkleri doğru ifade eden çiçekler kullanmaya dikkat etmeli. Burgundy tarafından tasarlanan aranjmanlarda ağırlıklı olarak kuru çiçekleri tercih ettik. Böylelikle çiçekler sofradaki diğer tonlar ve dokularla iç içe girdi. Sofranın şıklığı ve teması kadar hazırlanan menünün de sofrayla uyumu çok önemli. Hele de lezzet ve sunum bir arada olursa işte o zaman yemek bir hazza dönüşüyor.
Soğuk havaların kuşkusuz en vazgeçilmez başlangıç yemeği çorbaları; davetliler için porsiyonlar halinde, kızarmış ekmekler sunmak mümkün. Ben de bu sofra için yuvarlak hamur kızartmalarını lezzetli kabak çorbası ile birlikte sunmayı tercih ettim. Sofranın samimiyetini ve uzun sürecek keyfin ifadesi olarak tencere ve tabakları servis için masanın kenarına hazırlayabilirsiniz. Böylelikle davetliler istedikleri zaman ana yemeğe geçebilir, istedikleri kadar servis edebilirsiniz. Kuruyemişler, meyveler şık servis tabakları ile sofrada lezzetli birer dekora dönüşebilir. Uzun saatler devam eden keyifli masa başı sohbetinde ev sahibi de misafirler de kendilerini rahat hissedecektir. Kalabalık davetlerde evin farklı köşelerine hazırlanan ikramlıklar da ilerleyen saatlerde keyifli sohbet köşeleri yaratacaktır. Elbette şöminenin etrafı da bunun için muhteşem bir alternatif. Yanan odunun sıcaklığı, sesi ve kokusu eşliğinde içecekler keyifle yudumlanır. Ben sıcak tarçınlı bir salep hayal ettim. Siz ne alırsınız?
Sofra Detayları:
Masa Örtüsü ve Peçeteler KUMAŞLAR, TASARIM PERDE
Tasarım HAAN LIVING
Peçetelikler RALPH LAUREN
Kase, Bardak ve Çatal-Bıçak Takımı VAKKO HOME
Tepsi İçindeki Bardaklar ESMA DEREBOY
Çiçekler BURGUNDY BY, AYŞEGÜL BAYRAKDAR