Tasarım alanında son yenilik ve trendleri görmek üzere Haaz Design ve Art Gallery’nin sahibi Özlem Avcıoğlu’nun Teşvikiye’deki mağazasını ziyaret ettik. Her mobilya ve objenin bir sanat eserini aratmadığı bu mağazada Özlem Avcıoğlu ile dekorasyondaki son trendleri konuştuk…
Galerinizin her objesi ayrı bir sanat eseri gibi… Peki galerinin tarzını ve tasarım felsefesini nasıl tanımlarsınız?
Haaz’ın eski imajı olan köşeli, değişik, her yerde olmayan pahalı ve tek parça tasarımlar satan bir anlayış yerine, markanın temeline “Ulaşılabilir, akıllı, çağdaş ve dayanıklı tasarım ürünlerini Türkiye’deki mimar ve kullanıcılar ile buluşturma” felsefesini yerleştirdik. Böylelikle tüketicinin yanında otel, restoran, cafe, havaalanı gibi yurt içi ve yurt dışı birçok mimari projeye de ürün veriyoruz. Ancak hiçbir zaman “iyi tasarım”dan vazgeçmedik. Markaların sürekli yeniliğe açık olması ve çağdaş yaşam şartlarına uygun yeni teknolojilerle üretim yapmaları, dayanıklılık ve trendleri izlemeleri en önde gelen unsurlar. Bunun yanında satış sonrası verdikleri servis ve güven de çok önemli. Sattığımız her bir marka en az iki sene garantili ve çalıştığımız markalar herhangi bir problemde bizleri hiç üzmeden ürünlerinin arkasında duran markalar…
Mağazanızda nasıl bir marka karması oluşturdunuz?
Uzun yıllardır birlikte çalıştığımız Tom Dixon, Moroso, Focarini, Edra, BD Barcelona, Magi, Fermob gibi markalarımızla birlikteliğimiz devam ediyor ama bunun yanında tamamlayıcı olarak dünyada tek veya sınırlı üretilen obje ve ulaşılabilir sanat eserlerimiz de var. Bu karmaya Delightfull, Gandia Blasco, Sancal gibi yeni markalar da ekledik.
Dekorasyon alanında yeni trendler neler?
Bu seneki Milano Fuar’ında da gördüğümüz üzere rahatlık çok ön planda. Bu rahatlığı sağlamak için eski tasarımlara pofidik kumaşlar yerleştirilmeye başlandı. Kanepeler genişledi ve yere yaklaştı. Dekorasyonda öncelikle kaliteye ve fiyat ilişkisine dikkat ediliyor. Pahalı ve fonksiyonu az, heykelimsi, işe yaramaktan çok bir duruş sergileyen mobilyalar hızla gözden düşüyor; çünkü insanların yaşam tarzı değişiyor. Tabii bununla birlikte iç mekan dekorasyonundan talep ettikleri unsurlar da… İnsanlar misafirleri etkilemekten çok kendi yaşam alanları için mobilya almaya başladılar. Dolayısıyla trend kullanılabilir akıllı dayanıklı ve rahat ürünler haline geldi. Tek bir tarz, aşırı yalınlık, fazla sadelik de artık geçmişte kaldı.
Yan yana geldiklerinde uyum sağlayamayacak gibi duran birçok objeyi bir arada kullanarak yaşam alanlarında kişinin kendi ruhunu yansıtması, tarzların karışması artık çok daha değerli. Bazen çok yalın bir koltuğun yanında antika bir masanın çok da iyi uyum sağladığını görebiliyoruz. Bunun yanı sıra Milano Fuar’ın da gözüme çarpan bir diğer unsur ise çok çeşitli renk kullanımı. Özellikle klasikleşmiş hasırdan oluşan dış mekan mobilyalarında… Tüm mobilyalarda renk çeşitlenmesine gidildi. Ne yazık ki Türkiye’de renk kullanımından hala korkuluyor. Buna ek olarak az bulunulurluk, hatta tek olma (limited editionlar), belli bir markanın ürünleri olsa da tek tek elle yapıldığı için hiçbiri birbirinin aynısı olmayan objeler mekanları özel hissettiriyor. Biz de seçimimizi yaparken bu trendleri göz önüne alıyoruz.
En çok sizi yansıttığını düşündüğünüz tasarımların özelliklerini anlatır mısınız?
Fonksiyonel, rahat, dayanıklı ve çağdaş. Tarzımı bu kelimelerle özetleyebilirim sanırım.
Genellikle Tom Dixon’ın tasarımlarını çok beğeniyorum. Ancak özellikle tercih ettiklerim Moroso’nun üçüncü kuşaktan sahibi Patrizia Moroso’nun ve hem Foscarini hem de Moroso için çalışan Patricia Urquiola’nın tasarımları…
Röportaj: Narem KARAKOYUN
Fotoğraflar: Ertan DEMİRBİLEK