Goose No:25 ve Pigalle'in kurucuları Serhan Akıncı, Umut Duygu ve Osman Baycan'ın yeni markası olan La Plage No.14, kısa zamanda Bağdat Caddesi'nin gözdesi halini almayı başardı. Plaj Yolu Sokak'ta bulunan mekan, içeri girdiğiniz ilk andan itibaren yazlık yerlerin sıcaklığını ve samimiyetini yansıtmayı başarıyor. Ferah oturma alanları, turuncu rengin ve ahşap, mermer gibi lüks dokuların hakim olduğu şık, modern dekorasyonu ve geniş bar alanıyla dikkat çeken La Plage, global trendleri takip eden ve uygulayan bir şef mutfağına ev sahipliği yapıyor. Akdeniz mutfağını temel alarak farklı tat ve dokuların bir arada servis edildiği mekan, füzyon mutfak disipliniyle yol alıyor. Gündüz restoran olarak hizmet veren La Plage, geceleri ise eğlenceyi içeriye taşıyan bir bara dönüşüyor. Üstelik patili dostlarınız da sonsuz bir sevgiyle karşılanıyor. İçeri girdiğiniz ilk andan itibaren zaman ve yer kavramının silindiği La Plage'ı, Kurucu Ortağı Serhan Akıncı'dan dinliyoruz.
Suadiye'de Pigalle'i açtığımız günden itibaren lezzetler, servis ve mimari anlamda çok olumlu geri dönüşler aldık. Talep o kadar fazlaydı ki, "Neden burada Pigalle'i tamamlayacak daha büyük bir mekan olmasın?" dedik ve böylece La Plage doğdu.
Bağdat Caddesi'ni denizle buluşturan en güzel sokağa, Plaj Yolu'na yakışan, Akdeniz konseptli mimarisi ile öne çıkan bir mekan oldu La Plage. Öğle saatlerinde hizmet vermeye başlayan mekan, misafirlerine akşam geç saatlere kadar DJ eşliğinde kaliteli müzik ve lezzetli tatlar sunuyor. Mutfakta daha çok Akdeniz lezzetlerine yer veriyoruz. İlk kez uyguladığımız füzyon yorumlarla, yeni derin ve akılda kalan yemek tecrübeleri sunuyoruz. Kokteyl konusunda ise Türkiye'de başka bir sayfa açtığımızı düşünüyorum, bugün "Dünyanın En İyi 50 Barı" projesinde yer alıyoruz. "One Night Bar" konseptimizle global anlamda ünlü pek çok barmenin "Guest Shift" için bünyemizdeki restoranların barında yer alması da bunun en güzel örneklerinden biri bence.
Türkiye gastronomi açısından çok büyük bir potansiyele sahip. Artık menülerde hem dünya mutfağından hem de Türk mutfağından seçenekler sunuluyor. Siz menünüzü oluştururken nelere dikkat edersiniz?
Dünya mutfağından lezzetleri, coğrafyamızda olan ürünlerle yorumlamayı çok seviyoruz. Özellikle menümüzde Akdeniz mutfağı çok baskın.
Sıcak iklim bitkilerini bolca kullandığımız bu mekanda, farklı taleplere cevap verecek oturma seçenekleri sunduk. Konuklarımıza ister kalabalık bir grup, ister baş başa ve sakin bir "tête-à-tête", ister tek başına gelenler olsun; yalnız hissetmeyecekleri bar konseptli bir yemek deneyimi sunuyoruz. Günün farklı saatlerinde hizmet veren La Plage'da, her daim ışığın yumuşak kullanılmasına özen gösterdik; öğlen sert gelen ışınlar için tente ve açılarıyla oynanabilen güneş kırıcılarıyla güneşi yazın gölgeleyerek, kışın içeri alıyoruz. Geceleri ise endirekt 2700 kelvin ışık kaynakları ambiyansı aydınlatırken homojen ve samimi bir ışık sağlıyor. Mekanda zaman ve yer kavramını silmek için kullandığımız tasarım dilinde ise öne çıkan dönem veya moda parçalar yerine yuvarlak hatları olan seçimler ve tasarımlar tercih ettik. Malzeme seçimlerinde de yine tercihimizi sahte ürünlerden değil, yalın ve doğal malzemelerden yana kullandık. Renk tonlarında kullandığımız kırık beyazlar, sarılar ve iroko ahşaplarla da sayfiye yeri özelliklerini hatırlatmaya özen gösterdik.
Bağdat Caddesi; hiç uyumayan, günün her saati hareketli kalmayı başaran bir lokasyon. Hedef kitlesi de bir o kadar dinamik. Bu nedenle günün her anında farklı taleplerle gelen misafirleri ağırlamak, yaşayan bir mekan yaratıyor. Bizim için de her gün, yeni bir heyecan anlamını taşıyor. Bağdat Caddesi gibi enerjisi yüksek bir yerde, günün her saatinde kaliteli deneyimler sunmak için, dinamik bir ekiple hizmet vermek önceliklerimizden biri.
Daha çok yeni olan Mini Bar projemizle, günlük işleyişi akşam üstü kokteyl barla başlayan, sevilen DJ'ler ile devam eden, ardından live performance'a dönüşen sosyal bir alan sunmak istedik. Bunların dışında Comedi Night gibi farklı etkinliklerimiz de sürüyor.
Sektörün gelişmesini ve genişlemesini mutlulukla karşılıyoruz. Türkiye'de gastronomi, dünya ile yarışacak seviyelerde. Biz de bu büyümeyi, açtığımız yeni mekanlarla destekliyoruz. Ben, bir yerin alternatifi olmayacak, bir yere de alternatif olmayacak mekanlar yarattığımızı düşünüyorum. Alışılmışın dışında lezzet, mimari ve hizmeti bir araya getirerek gustosu yüksek mekanlar oluşturduğumuza inanıyorum.
Sosyal medya hesaplarımızda kimseyi rahatsız etmeden, farklı yanlarımızı organik bir şekilde görselliğe dönüştürerek ilerlemeyi tercih ediyoruz. "Mış" gibi değil de gerçekten yaşanan, içinde bir an olan görselleri ve hikayeleri paylaşmayı seviyoruz.