Estée Lauder Şirketleri'nin "Pembe Kurdele" Hareketi

Estée Lauder Şirketleri'nin başlattığı "Pembe Kurdele" hareketi, 32. yılında da kadınları meme kanserine karşı birleştirmeye devam ediyor. Bu yıl farkındalık hareketinin bir parçası olduğumuz “Pink Night” etkinliğimizde Tuvana Büyükçınar'ın özel tasarımlarıyla parıldayan Arzu Sabancı, Ceren Karakoç, Hande Baladın, Saadet Işıl Aksoy ve Estée Lauder Şirketleri Türkiye Genel Müdürü Nazlı Koruyan Altıpat ile meme kanseriyle mücadeleye dikkat çektik.

YAZAR: Kübra Bıçak
ABONE OL
14 Ekim 2024 Pazartesi 16:46 | Son Güncellenme:
56 dakika okunma süresi
Estée Lauder Şirketleri'nin "Pembe Kurdele" Hareketi

Estée Lauder Şirketleri'nin meme kanseriyle mücadelede farkındalık yaratmak için 32 yıl önce yola çıktığı "Pembe Kurdele" hareketi, bugün birçok kadının hayatına değerek "Meme Kanserini Yok Etme Zamanı" diyor. Bu yıl farkındalık hareketinin bir parçası olduğumuz "Pink Night" etkinliğimizde Tuvana Büyükçınar'ın özel tasarımlarıyla parıldayan Arzu Sabancı, Ceren Karakoç, Hande Baladın, Saadet Işıl Aksoy ve Nazlı Altıpat ile meme kanseriyle mücadeleye dikkat çektik. Bu anlamlı projenin parçası olan her biri alanında başarılı kadınlarla farkındalık yaratmanın gücünü konuştuğumuz ilham dolu sohbetimize davetlisiniz.

Arzu Sabancı

Her zaman zarif, güçlü ve kendinden emin bir duruş sergiliyorsunuz. İnsanların gözünde bu kadar "güçlü" bir kadın olarak anılmak sizin için ne ifade ediyor?

Güçlü ve kendinden emin duruş zaman içerisinde kazandığınız tecrübelerle artıyor. Yıllar içerisinde deneyerek ve yanılarak neyi yapabileceğinizi görüyor, başardıklarınız ve bu yolda ilerlerken çıkardığınız derslerle kendinizi daha güçlü hissediyorsunuz.

Birçok kadın için güçlü ve stil sahibi bir rol modelsiniz. Sizce stil sahibi olmak, bir kadının kendine güvenini nasıl etkiler? Kendini şık ve özel hissetmenin, kadınların kendi gücünü keşfetmesi üzerinde nasıl bir etkisi var?

"Kıyafet satın alınır ama stil satın alınmaz" sözüne inanıyorum. Bazı insanlarda gusto ve zevk doğuştan oluyor, zamanla görerek, öğrenerek, deneyimleyerek ve gözlemleyerek de gelişiyor. Şık olmak bana göre yerine göre giyinmekle eş anlamlı.

Hayatın koşturmacasında kendinizi dinlemek ve güçlü kalmak için başvurduğunuz küçük lüksleriniz neler?

Yürüyüş yapmak, kitap okumak, müzik dinlemek, yakın arkadaşlarımla sohbet etmek, torunumla beraber olmak beni en dinlendiren, rahatlatan ve mutlu eden aktiviteler.

Kadınların güçlü bir kimlik oluşturması sadece iş hayatında değil, sosyal yaşamda ve ailede de çok önemli. Sizce bir kadının kendi gücünü bulabilmesi için en önemli adım ne? Kendi kimliğini keşfetme yolculuğunda bir kadına ne tavsiye edersiniz?

Bir kadının kendi gücünü bulması, her şeyden önce kendini tanımasıyla başlar. Genç bir kadınken, başkalarının beklentilerini karşılama kaygısıyla yaşadığımı fark ettim. Zamanla anladım ki, gerçek mutluluk ve güç, kendi isteklerimizi ve değerlerimizi keşfetmekten geçiyor. İlk adım, ne ile mutlu olduğumuzu ve hangi yolda ilerlemek istediğimizi belirlemek. Kadınlara tavsiyem, bu yolculukta sabırlı olmaları. Her kadının hikayesi, kendi zamanında şekillenir. Başarısızlıklar, yolun bir parçasıdır. Her düşüşte kalkmayı öğrenmek, asıl güçlü olmanın göstergesidir. Kendi kimliğinizi inşa ederken, başkalarının değil, kendi sesinize kulak vermeyi öğrenin.

Meme kanseri farkındalığı yaratmak adına Estée Lauder Şirketleri'nin "Pembe Kurdele" projesinde yer almak sizin için ne ifade ediyor? Bu projeye katılma kararınızın arkasındaki motivasyon neydi?

Meme kanseri, toplumumuzda hala çok fazla kadını etkileyen bir sorun. "Pembe Kurdele" projesinde yer almak, bu konuda farkındalık yaratmak adına büyük bir sorumluluk. Kadınların sağlığı, sadece bireysel değil, toplumsal bir mesele. Bu projede yer almak, sadece bir sosyal sorumluluk projesi değil; kadınların birbirine destek olmasının ve dayanışmasının en somut hali.

Tuvana Büyükçınar'ın sizin için tasarladığı elbiseyi ilk gördüğünüzde ne hissettiniz? Bu tasarımı özel kılan detay neydi? Bu elbisenin sizin karakteriniz ve güçlü duruşunuzla nasıl bir bağ kurduğunu düşünüyorsunuz?

Tuvana'nın benim için tasarladığı pantolon- ceket takım, tümüyle beni yansıtıyordu. Tuvana, sadece bir tasarımcı değil, aynı zamanda duyguları kıyafetlere yansıtan bir sanatçı. Giydiğimde içinde hem çok rahat hem de çok şık hissettim. Tasarımın detayları, kişiliğimi ve stil anlayışımı tam anlamıyla yansıtıyordu. Her birimizin kıyafeti birbirinden farklı ama hepsi giyen kişiyi tamamlıyor...

Güçlü kadın kimliğinizle Pink Night gecesinde sahneye çıktığınızda nasıl hissettiniz?

O sahneye adım attığımda, yalnızca kendi hikayemi değil, tüm kadınların hikayesini taşıyormuş gibi hissettim. Pink Night, sadece bir gece değil, dayanışmanın ve umudun sembolüydü. Sahneye çıkarken, kadınların ne kadar güçlü olduğunu ne kadar dayanıklı olduğunu bir kez daha düşündüm. Orada bulunmak, kadınların birlikte neler başarabileceğini göstermenin bir yoluydu. Sahneye çıkmak, bana gurur ve sorumluluk verdi. Kadın dayanışmasının ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hissettim ve bu gücün bir parçası olmaktan büyük mutluluk duydum.

Ceren Karakoç

Yoğun tempolu bir çalışma hayatınız var. Kendinizi şımartmak ve ruhunuzu dinlendirmek için neler yaparsınız? Gücünüzü ve dengenizi korumak adına uyguladığınız özel ritüelleriniz var mı?

Evet gerçekten çok yoğun bir tempoda çalışıyorum ve kendime haftada bir gün de olsa hobilerim için zaman yaratmaya çalışıyorum. Seyahat etmeyi çok seviyorum, zaman buldukça yurt içi ve yurt dışı seyahat planları oluşturuyorum. Bunun dışında bedenim için düzenli crossfit yapıyorum. Ve özellikle farklı meslek grubundan arkadaşlarımla güzel yemek sofralarında sohbet edip, onlardan ilham almayı bir rahatlama ve ritüel olarak görüyorum.

Kendi gücünüzü inşa ederken ilham aldığınız bir hikaye, bir anı ya da bir kişi var mı? Bu hikaye sizin için ne ifade ediyor?

Bir adam okyanus sahilinde yürüyüş yaparken, denize telaşla bir şeyler atan bir adama rastlar. Biraz daha yaklaşınca bu kişinin, sahile vurmuş denizyıldızlarını denize attığını fark eder. "Niçin bu denizyıldızlarını denize atıyorsunuz?" diye sorar. Topladıklarını hızla denize atmaya devam eden kişi, "Yaşamaları için" yanıtını verir. Adam bu defa "İyi ama burada binlerce denizyıldızı var. Hepsini atmanıza imkan yok. Sizin bunları atmanız neyi değiştirecek ki?" der. Yerden bir denizyıldızı daha alıp denize atan kişi, "Bak onun için çok şey değişti" karşılığını verir. Benim hayatımın en önemli değeri insanlara ve tüm canlılara dokunabilmek ve destek olmak. Ben bunu bir sanatçı olarak hikayeler anlatarak yapıyorum. Evet bazen içimizdeki gücü geç keşfederiz ama hepimizin içinde yeni hikayeler yazacak ve bu gücü inşa edecek müthiş bir potansiyel var... Tıpkı hikayedeki gibi "Neyi değiştirecek ki?" yerine "Çok şey değişti"yi hayat mottomuz yapmalıyız.

Kadın olmak, bazen toplumun size dayattığı tabuları yıkmak anlamına gelir. Sizce kadın sağlığı konusundaki en büyük tabu ne?

Türkiye'de kadın olmak zaten sürekli tabularla yaşamak ve onları yıkmaya çabalamakla eş değer. Bugün hala Türkiye'deki kadınların ve özellikle kırsal kesimdeki kadınların büyük bir yüzdesi cinsellikten konuşmayı, erkek doktora muayene olmayı, marketten gidip ped almayı büyük bir ayıp olarak görüyor. Dolayısıyla kadın sağlığı konusunda ülkemizde çoklu tabu var.

Hayatınızdaki en zor anlardan birinde kendinize "pes etmiyorum" dedirten şey neydi? O an hissettiğiniz duyguları ve bu duygularla nasıl başa çıktığınızı anlatır mısınız?

Hayat hepimiz için her zaman inişlerle ve çıkışlarla dolu bir serüven. Ben çok mutlu ve keyifli günler de geçirdim ama çok zor ve üzüntülü zamanlarım da oldu. Hayatın içinde her şey var ve hiçbir şey kalıcı değil. Önemli olan içinde bulunduğumuz durumu kabul edip büyük bir yılmazlıkla her zaman adım atmak. Hayat varsa umut da vardır...

Estée Lauder Şirketleri ile "Pembe Kurdele" hareketinde bir araya geldiniz. Bu proje kadın sağlığı ve meme kanseri farkındalığı konusunda daha fazla insana ulaşmak açısından çok önemli bir fırsat. Projede yer almak size nasıl bir sorumluluk ve gurur hissettirdi?

Böyle bir projede yer aldığım için gerçekten çok gururluyum. Kadın sağlığı ve meme kanseri konusunda da tüm değerli kadınların farkındalığını arttırmak için Estee Lauder Şirketleri'nin "Pembe Kurdele" hareketine hiç düşünmeden ben de "evet" dedim. Hem kendi farkındalığım hem de tüm kadınların farkındalığı için bu hareketle gücümüzü birleştirdik.

Tuvana Büyükçınar'ın sizin için özel olarak hazırladığı elbise; sadece şıklığı değil, aynı zamanda farkındalık yaratma misyonunuzu da temsil ediyor. Siz bu elbiseyi ilk giydiğinizde neler hissettiniz? Bu tasarım, meme kanseriyle mücadele eden kadınlara nasıl bir umut mesajı verecek?

Her kadın birbirinden çok farklı ve hepimiz biricik ve tekiz. Bu benim için kolektif bilinci ve farklılıklara değer vermeyi simgeliyor. Hepimiz hem çok zengin bir kadınlar topluluğunun hem de bireysel olarak çok etkili bir gücün simgesiyiz. Sevgili Tuvana'nın tasarladığı elbiseyi ilk giydiğim anda tüm kadınların gücünü ve farklı bakış açılarının zenginliğini hissettim. Meme kanseriyle mücadele eden her kadına Tuvana'nın tasarladığı tüm kıyafetler güç, yılmazlık, umut ve tüm kadınlar birlikte daha bilinçli ve güçlüyüz mesajı verecek.

Ekranlarda canlandırdığınız karakterlerle birçok insana dokundunuz. Gerçek hayatta da bu tür sosyal sorumluluk projelerinde yer almak, sizi nasıl etkiliyor? Bir kadın olarak, kadın sağlığına yönelik farkındalık projelerinde daha fazla yer almak sizin için neden önemli?

Mesleğim gereği birbirinden çok farklı kadın hikayeleri anlatıyorum. Nursema karakterinin de bu kadar geniş kitlelere ulaşması bir oyuncu olarak beni çok ama çok mutlu etti. Sosyal sorumluluk projelerinde yer almak beni hayata karşı motive ediyor. Çünkü hayattaki en büyük başarının rütbeler, mevkiler, para değil bizim katkılarımızla gözlerinin içi parlayan insanların sayısıyla doğru orantılı olduğunu düşünüyorum. Bu tür projelerde yer almak ve kadınlara dokunmak paha biçilemez.

Kendi takipçilerinize ve hayranlarınıza meme kanseri farkındalığını yaymak için bu projede nasıl bir mesaj vermeyi hedefliyorsunuz?

Şimdi meme kanserini farkındalık yaratarak yok etme zamanı. Ben Ceren Karakoç, bu süreçte meme kanserinin korkulacak bir şey olamadığını ve farkındalıkla üstesinden gelebileceğimizi biliyorum. Şimdi en büyük amacım tüm kadınların bu farkındalığa ulaşmasını ve korkmamasını sağlamak. Biz birlikte güçlüyüz.

Son olarak, "Pink Night" gecesi için vermek istediğiniz umut ve dayanışma mesajı nedir?

Biz kadınlar hayata güzellik ve umut katıyoruz o yüzden hayattan da güzellik ve umut beklemeye hakkımız var... "Yaralanarak öğrenilen bir sanattır hayat" demiş Falih Rıfkı Atay. Biz kadınlar da yaralandığımız yerden güçlenerek, birbirimize dayanarak ve umut ederek güçlü kadın hikayeleri yazmaya devam edeceğiz.

Hande Baladın

Spor dünyasında başarının arkasında çok büyük bir azim ve disiplin var. Siz bu azmi ve gücü günlük hayatınıza nasıl taşıyorsunuz? Günlük hayatta disiplin ve motivasyonunuzu nasıl koruyorsunuz?

Disiplin, hayatımızın her alanında bizimle birlikte olmak zorunda. Hiç durmadan en üst seviyede performans vermesi gereken sporcularız ve bunun için de hayatımızın her alanında, her şeye dikkat etmemiz gerekiyor. Arkadaşlarla yapılan bir akşam kaçamağında dahi bu disiplin devam etmek zorunda. Motivasyon da bu disipline bağlı. En üst düzeyde kalmak ve en iyi performansı göstermeyi istemek bir disiplin gerektiriyor ancak bu disiplini doğuran da bu istek; yani motivasyon.

Voleybol sahasında güçlü bir duruş sergiliyorsunuz. Günlük hayatta bu gücü başka hangi alanlarda hissediyorsunuz? Kendinizi güçlü hissettiğiniz anlar neler?

Hayatın her alanında güçlü olmak gerekiyor aslında. Spor ve yaşam gerçekten iç içe ve birbirini destekliyor. Saha içinde gösterdiğiniz hırs, azim veya tutku aynı şekilde saha dışında da kendini gösteriyor. Ki çoğu sporcuda da böyledir durum. Saha içinde gösterdiğim hırs, beni hep daha iyisini yapmaya itiyor ve hayatımda da aynı şekilde devam ediyorum ki saha içine olumlu bir katkısı olsun.

Güçlü bir kadın olmanın hayatınızdaki anlamı nedir? Sizce bir kadının gücü sadece fiziksel olarak mı tanımlanır yoksa bunun ötesinde bir anlamı var mı?

Fiziksel güç, sağlam bir vücut ve mantalite ile beraber gelir; ancak "güçlü kadın" kavramının bunun dışında ve çok ötesinde olduğunu düşünüyorum. Fiziksel güç kadar, mental dayanıklılık ve hayata karşı olan azminiz veya bir şeyleri başarma isteğiniz de çok önemli. Zorluklara rağmen pes etmeden devam edebilmek, sizi güçlü kılan şey. Baktığımız her yerde güçlü ve hayat mücadelesi veren, hayatlarını bu mücadelelerine adayan, kendisi ve çevresindekiler için her türlü zorluğa göğüs geren kadınları görüyoruz. Verdikleri mücadeleyle, ilhamla, gösterdikleri güçle gurur duyuyorum.

Başarıya giden yolda zorluklarla karşılaştığınızda, sizi her zaman motive eden ve güçlü kalmanızı sağlayan bir anınız var mı? Bu an, hayatınızdaki en önemli dönüm noktası oldu mu?

Hayatın akışını anladığın ve bu akışa ayak uydurabildiğin an... Yaptığınız iş ne olursa olsun başınıza iyi veya kötü olaylar gelebilir ama sizin bu olaylardan ne dersler çıkarabildiğiniz ve o olayların sonrasında ne kadar güçlü kalabildiğiniz çok önemli. Her zorluk sonrasında o zorluklardan daha güçlü çıkabiliyorsanız bence bazı şeyleri başarmaya çok daha yakınlaşıyorsunuz ve bu güçlü kalma hissi sizi birçok şeye karşı motive ediyor.

Voleybol sahasında birçok başarıya imza attınız, şimdi de Estée Lauder Şirketleri ile "Pembe Kurdele" projesinde kadın sağlığına dikkat çekiyorsunuz. Bir sporcu olarak bu projede yer almak size nasıl bir sorumluluk yükledi?

Bir sorumluluktan ziyade bir gurur diyebilirim. Bizler saha içinde ne kadar başarılı olsak da saha dışında yaptıklarımızla da birer rol model olmamız gerekiyor. Kadınların ön planda olduğu, global bir projede yer aldığım için de çok mutluyum açıkçası. Kadın sağlığına dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için atılan bu adımın bir parçası olmak çok önemli. Kadınların sesini duyurabilmek, farkındalık yaratmak bizler için sunulmuş bir ayrıcalık ve bu konuda da elimizden gelenin fazlasını yapmak durumundayız.

Tuvana Büyükçınar sizin için özel bir elbise tasarladı. Siz sahada formanızla, bu projede ise elbisenizle bir güç sergiliyorsunuz. Bu tasarım, sizi sahadaki gibi güçlü hissettirdi mi? İlk gördüğünüzde ve giydiğinizde bu elbisenin sizde uyandırdığı duygular nelerdi?

Elbiseyi gördüğüm ilk anda çok heyecanlandım. Bizler yaptığımız iş gereği her zaman daha sportif şeyler giyiyoruz; maçlar, antrenmanlar, kamplar derken tabiri caizse bu kadar havalı şeyler giyemiyoruz. Bu tarz projelerde yer alıp, bir de böylesine güzel tasarım elbiseler giymek insanı çok iyi hissettiriyor. Elbisenin en beğendiğim kısmı da kesinlikle kol kısmı, aşırı tatlı bir hava katıyor elbiseye. Elbisenin cool olması hem sporla bağdaşıyor hem de elbiseye güçlü ve tatlı bir duruş katıyor.

Kendi takipçilerinize ve hayranlarınıza meme kanseri farkındalığını yaymak için bu projede nasıl bir mesaj vermeyi hedefliyorsunuz?

Dikkat edilmesi gereken, kontrol edilmesi gereken ve aklımızın bir köşesinde gerçekliğini hep tutmamız gereken bir durum. Bunun göz ardı edilmemesi, sağlığımızın korunması için çok önemli. Bu konuda bir farkındalık yaratacak olmak kıymetli.

Son olarak, "Pink Night" gecesi için vermek istediğiniz umut ve dayanışma mesajı nedir?

Sadece "Pink Night" için değil, genel bir mesaj vermek isterim. Her zorluğa karşı ayakta kalarak çevresine umut olan, hayatlarını mücadelelerine adayan, geleceğe ilham olan tüm kadınlara çok teşekkürler. İyi ki varsınız, iyi ki varız ve var olmaya devam edeceğiz.

Saadet Işıl Aksoy

Hayatınızda zor anlarla karşılaştığınızda, sizi yeniden ayağa kaldıran en büyük motivasyon kaynağınız nedir? Kendi iç gücünüzü nasıl bulursunuz?

Öncelikle içinde bulunduğum o zorluk her neyse onu, o zorlukla ilgili duygularımı, kırılgan ve düşebilir olduğumu kabul etmek, yıllar içinde öğrendiğim ve beni çok rahatlatan, özgürleştiren bir yaklaşım oldu. O içinde bulunduğum durum her neyse onu kendime karşı dürüstçe yaşadıktan sonra, tekrar ayağa kalkma hissi kendiliğinden geliyor bence, çünkü hepimiz zaten devam etmek ve yaşamak üzerine programlı canlılarız.

Günlük hayatınızda kendinizi güçlü ve motive hissetmek için neler yaparsınız? Sizi hem fiziksel hem de ruhsal olarak güçlü tutan ritüelleriniz neler?

Meditasyon ve nefes egzersizleri hayatımda her zaman olan ritüellerimden. Düzenli spor yapıyorum. Kızımla vakit geçirmek, hiçbir şey düşünmeden sadece oyun oynamak, onunla doğada olmak da bir çeşit "mindfulness" egzersizi gibi. Onun sayesinde hayatın içinde fark etmediğim güzellikleri fark ediyorum, girmediğim yerlere giriyorum, bazen oturup bir çiçeği dakikalarca gözlemliyorum... Çocuklar müthiş ilham kaynağı bence her birimiz için.

Güçlü bir kadın olmanın sadece fiziksel ya da mesleki başarılarla ilgili olmadığını, aynı zamanda duygusal direncin de önemli olduğunu düşünüyor musunuz? Siz kendi içsel direncinizi nasıl inşa ettiniz?

Bence buradaki anahtar kelime "güçlü" değil, tam da söylediğinize yakın bir şekilde "dirayetli". Bize çarpan dış etkenler karşısında yenilmez, bükülmez, "güçlü" olmaktan çok hayattaki amacım, kırılganlığımı koruyarak, her an düşme riskimin olduğunu bilerek bu yolu yürümek. Düştüğümde de düştüğümü kabul edip, kendime göre bazı notlar alıp yoluma devam etmek. Tekrar merak etmeyi, heyecan duymayı, çocuksuluğumu, esnekliğimi geri kazanarak... Mesleki başarılar hayatta mutlaka çok büyük bir motivasyon kaynağı, fakat başarısızlıklar da çok değerli ve onları da sahiplenebilmek müthiş bir his.

Oyunculuk kariyeriniz boyunca güçlü kadın karakterleri canlandırdınız ve sahnede de aynı gücü yansıttınız. Estée Lauder Şirketleri'nin başlattığı "Pembe Kurdele" hareketinde yer almak kadın dayanışmasını destekleyen bir isim olarak size nasıl bir sorumluluk yükledi?

Kadınlar olarak yaşadığımız zorlukları artık toplumsal olarak konuşabildiğimiz, bugüne kadar gelmiş yanlış algıları değiştirebildiğimiz bir dönemdeyiz. Tüm bunları konuşurken kadın sağlığı da bunun çok önemli bir yerinde tabii ki, bu konuda bilinçlenmek ve bilinçlendirmek gerek. Bu anlamda bu harekette yer aldığım, bu platformda kendimi ifade edebildiğim için çok mutluyum. Bir de tabii kişisel hikayemde de çok özel ve önemli bir yeri var. Benim hem annem hem teyzem meme kanseri atlattılar, tamamen erken teşhis sayesinde sağlıklarına kavuştular. Bu açıdan aileme karşı da bir sorumluluğu yerine getiriyorum sanırım.

Tuvana Büyükçınar sizin için özel bir tasarım hazırladı. Elbiseyi ilk giydiğinizde hissettiğiniz duyguları bizimle paylaşır mısınız? Sizce bu elbise, sizin kişisel hikayenizi ve projedeki rolünüzü nasıl yansıtıyor?

Tuvana Büyükçınar'ın tasarladığı kıyafet, içinde tamamen kendim gibi hissettiğim bir elbiseydi. Gücünü sakinlikten, sadelikten ve kendi olmaktan alan bir kadın olarak o sakinliği kıyafetimle yansıtmak bana çok iyi hissettirdi.

Kendi takipçilerinize ve hayranlarınıza meme kanseri farkındalığını yaymak için bu projede nasıl bir mesaj vermeyi hedefliyorsunuz?

İçinde bulunduğumuz toplumun da etkisiyle kendi ruh ve bedenimizle gerçekten derin bir ilişki kurmadan büyütülüyoruz. Bu konuda yeterince eğitilmiyoruz maalesef. Çoğumuz kim olduğumuzu ve bunun bedenimizle ilişkisini çok erken keşfedebilecekken, daha ileri yaşlarda kendi çabamızla ancak bu yola girebiliyoruz. Bu açıdan bedenimizi tanımak, kendimizi bu konuda eğitmek, ona gereken özeni göstermek, rutin sağlık kontrollerimizi kaçırmamak çok önemli.

Son olarak, "Pink Night" gecesi için vermek istediğiniz umut ve dayanışma mesajı nedir?

Ülkemizde kadın olmak, kendi olmayı seçen bir kadın olarak yaşamak konusunda çok büyük zorluklar var. Her gün yeni bir üzücü habere uyanıyoruz kadınlarla ilgili, hepimiz tedirginlik içindeyiz. Unutmayalım, artık bu konuları konuşabiliyoruz, birbirimize destek olabiliyoruz, artık yaşadığımız zorluklardan ut anmıyoruz; bize bunları yaşatanların utanması gerektiğinin bence toplumun önemli bir kısmı bilincinde. Bu bile geçmişten bugüne iyiye doğru gidildiğinin işareti. Problemleri çözmek onları konuşmakla, onların problem olduğunu söyleyebilmekle başlar. Böyle böyle değişecek ve biz bu değişimin çok kritik bir noktasındayız bana göre.

Nazlı Koruyan Altıpat

Estée Lauder Şirketleri meme kanseriyle mücadelesinde farkındalık yaratacak çok önemli çalışmalar yapıyor. "Pembe Kurdele" hareketini sizden dinleyebilir miyiz?

Evelyn Lauder, 1992 yılında Self dergisinin eski genel yayın yönetmeni Alexandra Penney ile birlikte meme kanserinin etkilerini daha açık bir şekilde konuşma, meme kanseri konusunda farkındalık ve toplum bilinci sağlama amacıyla, meme kanserinin dünya çapında sembolü olan "Pembe Kurdele"yi tasarladı. 1993 yılında ise ancak erken teşhis ile meme kanserinin yok edilebileceğine inanarak, Meme Kanseri Araştırma Vakfı'nı (BCRF) kurdu ve meme kanseri araştırmalarını desteklemek için kalıcı bir yapı oluşturdu. "Pembe Kurdele"; hastalığı hatırlatmanın ve bu konudaki farkındalığı artırmanın yanı sıra, toplumu harekete geçirme ve destekleme amacı taşıyor. Sadece bir sembol olmanın ötesinde, dünya genelinde oldukça büyük ve önemli etki yaratan bir kampanya.

"Pembe Kurdele" projesiyle bir devrim başlatan Evelyn H. Lauder'ın mirası nasıl devam ettiriliyor?

Estée Lauder Şirketleri olarak, 32 yıldır "Pembe Kurdele" hareketi aracılığıyla çeşitli etkinlikler ve kampanyalar düzenliyor, meme kanseri farkındalığını artırmaya yönelik çabalarımızı sürdürüyoruz. Estée Lauder Şirketleri'nin Meme Kanseri Kampanyası ve Estée Lauder Şirketleri Yardım Vakfı, bugüne kadar hayat kurtaran araştırma, eğitim ve tıbbi hizmetler için dünya çapında 131 milyon dolardan fazla fon sağladı. Bu fonun 103 milyon dolardan fazlası Meme Kanseri Araştırma Vakfı aracılığıyla tıbbi araştırma hibeleri için ayrıldı ve bu vakfın en büyük kurumsal bağışçısı olarak yer almaktayız. Ayrıca, kadınların bilim, araştırma ve tıp alanlarında yer almasını destekleyen çeşitli programlar ve hibe fırsatları sunuyoruz. Bu projeler, genel olarak kadın sağlığını ve eğitimini destekleme misyonumuzun önemli bir parçasını oluşturuyor. Ne yazık ki, küresel olarak meme kanseri kadınlarda; en yaygın kanser türü ve kansere bağlı ölümlerin en büyük nedeni. Bu nedenle meme kanserinin olmadığı bir dünya için hala yolumuz var ve her adım değerli. Bizler Evelyn H. Lauder'ın mirasını yaşatmaktan ve meme kanseri konusunda farkındalığı artırma çabalarına destek vermekten gurur duyuyoruz.

Sizin için "Pembe Kurdele" ne ifade ediyor?

"Pembe Kurdele" benim için umut, dayanışma ve birliktelik anlamına geliyor. Bu sembol, dünya genelindeki kadınların yaşadığı zorlukları ve mücadeleleri temsil ediyor. Aynı zamanda, bir araya gelerek bu mücadeleye destek olmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. "Pembe Kurdele" hareketi sayesinde, daha fazla insanın bu konuda bilinçlenmesi ve harekete geçmesi için ilham bulduğuna inanıyorum.

Ekim ayında meme kanseri hakkında bilinçlendirme ve farkındalık yaratmak için pek çok özel proje yapılıyor. Siz de pek çok projeye imza atıyorsunuz. Bu sene neler planlıyorsunuz?

Bu yıl ana odağımızı, farklı jenerasyonlar arasında erken teşhisin önemini duyurmak oluşturuyor. Maalesef küresel olarak, 1990'dan 2019'a kadar yeni kanser vakaları (sadece meme kanseri ile sınırlı değil) genç yaş grupları arasında yaklaşık yüzde 79 oranında keskin bir artış göstermiş. Ayrıca, Mayıs 2023'te U.S. Preventive Services Task Force, önceki yönergelerini gözden geçirdiğini ve ortalama meme kanseri riski taşıyan kadınların mamografi taramalarına 50 yerine 40 yaşında başlamalarını önerdiğini duyurdu. Bu bilgiler ışığında, sevgili Tuvana Büyükçınar'ın vizyonu ve yaratıcı dokunuşuyla, hem çalışanlarımızla hem de partnerlerimizle jenerasyonlar arası farkındalık yaratacak projeler geliştirdik. Çalışma arkadaşlarımıza ELC Meme Kanseri Kampanyası'nın onlara hissettirdiği kelimeleri sorduk ve çok anlamlı yanıtlar aldık. Gelen "empati, umut, beraberlik, destek ve cesaret" kelimelerini Tuvana Büyükçınar'a aktardık ve onun kreatif dünyasıyla kelimeleri buluşturduk. Yaratılan beş eserle, çalışma arkadaşlarımız farklı jenerasyonlardan aile üyeleri, arkadaş, akraba veya iş arkadaşlarıyla ofisimizde gerçekleşen fotoğraf çekimine katıldılar ve bu çekimden çıkan harika görselleri sosyal medya hesaplarında bir farkındalık hareketi olarak #MemeKanseriniYokEtmeZamanı hashtag'iyle paylaştılar. Ek olarak, bu sene medya partnerimiz ALEM Dergisi ile birlikte "Pink Night" adlı farkındalık gecesini organize ettik. Projemize gönüllü destek veren çok kıymetli ve başarılı kadınlar pembe sahnede ikonik "Pembe Kurdele"den ilham alan Tuvana Büyükçınar'ın tasarımlarını taşıdılar. Değerli Arzu Sabancı, Ceren Karakoç, Hande Baladın ve Saadet Işıl Aksoy'a bir kez daha bu anlamlı projede bizimle oldukları için çok teşekkür ediyorum. Ayrıca etkinliği gerçekleştirdiğimiz Mandarin Oriental Bosphorus, Istanbul'u, bir şirket geleneğimiz olan pembe ışıklandırmamızla süsleyerek, toplumu bu konuda daha fazla bilinçlendirmek için görsel bir etki yarattık. Onlara da iş birlikleri için ayrıca teşekkür ederiz.

ALEM Dergisi ile birlikte Tuvana Büyükçınar'la gerçekleştirdiğiniz bu iş birliği sizce neden önemli?

Estée Lauder Şirketleri'nde sanat, ilham kaynağı ve toplumsal zenginleşme aracı olarak özel bir yere sahip. Sanat, sınırları aşan ve hepimizi birbirimize bağlayan evrensel bir dil. Sanatın gücünü kullanarak farkındalık yaratmayı, değişime teşvik etmeyi ve nihayetinde bireylerin ve toplulukların hayatlarında olumlu bir etki yaratmayı hedefliyoruz. Çünkü inanıyoruz ki, sanat sadece farkındalık yaratmakla kalmaz, aynı zamanda duyguları harekete geçirir ve nesilleri harekete geçmeye teşvik eder. Tuvana Büyükçınar ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, sanat aracılığıyla farkındalık yaratmanın gücünü simgeliyor. Bu ortaklık, kadınların güçlenmesine ve meme kanseri ile mücadele konusundaki duyarlılığı artırmaya yönelik önemli bir adım olup, farklı jenerasyonlardan ilham veren kadınların bir araya gelerek kuvvetli bir mesaj vermesini sağlıyor ve meme kanserini yok etmek için "güzellikle" birleşiyoruz.

Farkındalık yaratmak bazen küçük bir hareketle başlar, ama büyük bir etki yaratır. Sizin meme kanseriyle mücadelede gördüğünüz en güçlü dayanışma örneği neydi? Bu dayanışmayı "Pink Night" aracılığıyla nasıl anlatmayı umuyorsunuz?

Meme kanseriyle mücadelede gördüğüm en güçlü dayanışma örneği, kadınların birbirlerine sunduğu destek. Bu destek, sadece tedavi süreçlerinde cesaret vermekle kalmayıp, aynı zamanda hayatta kalma mücadelesinde birbirlerini motive ederek güçlü bir topluluk oluşturmalarına ve kanserin olumsuz etkileriyle başa çıkmalarına yardımcı oluyor. Pink Night etkinliğinde, Pembe İzler (Pİ) Kadın Kanserleri Derneği ile iş birliğinde yürüttüğümüz "PinkLine" projesinden ilham aldığımızı belirtmek isterim. Tedavi sürecindeki hastalara psikolog ve beslenme uzmanı desteği sağlamayı amaçlayan bir online servis olan "PinkLine" projesine destek verirken, tedavi sürecindeki hastaların aynaya her baktıklarında kendilerini daha iyi ve güçlü hissetmelerini sağlama hedefiyle, kapsamını genişleterek güzellik uzmanlarımızı da dahil ettik. 30 dakika süren bire bir online seanslarda, kemoterapi sürecinde yaşanan kaş, kirpik ve saç kaybının yarattığı psikolojik etkileri hafifletmek için kaş kaleminin doğru ve etkin kullanımı, göz kalemi ile kirpik etkisi verme, cildi daha aydınlık gösterme gibi çeşitli yöntemler, danışanlara Estée Lauder Şirketleri markalarının ilgili ürünleri hediye edilerek uygulamalı olarak anlatılıyor. PinkLine Destek Hattı'nı, sanatın gücünden faydalanarak "Pink Night" ile daha fazla kişiye duyurmayı, daha fazla kadına yalnız olmadıklarını hissettirmeyi, onlara desteğimizi göstermeyi ve kalplerine dokunmayı istiyoruz.

"Güçlü olmak" herkes için farklı bir anlam taşır. Sizi güçlü yapan şey ne ve bu gücü farkındalık yaratma adına nasıl kullanıyorsunuz?

"Güçlü olmak" kavramı, evet her birey için farklı anlamlar taşır. Benim için güçlü olmak, zor zamanlarda dayanıklılık gösterip, bu koşullara adapte olabilme becerisidir. Ayrıca, üst düzey yönetici olmanın getirdiği liderlik pozisyonum sayesinde, şirket içindeki her bireyin sesinin duyulması için bir ortam yaratmaya özen gösteriyorum. Çeşitliliğin ve kapsayıcılığın sağlandığı bir çalışma ortamında, herkesin güçlü yönlerini ortaya çıkararak topluma olumlu katkılarda bulunmasını sağlamak için çaba sarf ediyorum. Bu bağlamda, farkındalık yaratma ve destek sağlama görevimi sadece bir sorumluluk olarak değil, aynı zamanda bir fırsat olarak görüyorum. Çünkü birlikte hareket ettiğimizde, güçlü bir etki yaratabileceğimizi biliyorum.

Son olarak, "Pink Night" gecesi için vermek istediğiniz umut ve dayanışma mesajı nedir?

"Pink Night" gecesi için mesajım: "Birlikte daha güçlüyüz. Hep beraber, meme kanserine karşı durarak, umut dolu bir gelecek inşa edebiliriz. Unutmayın, erken teşhisin önemini vurgulayabilmemiz için her ses önemli. Sesimizi daha fazla kişiye duyurabilmemiz ve bu farkındalığı artırabilmemiz için desteğinize ihtiyacımız var. #MemeKanseriniBitirmeZamanı."

Tuvana Büyükçınar

Estée Lauder Şirketleri'nin meme kanseri farkındalığı yaratmak için sürdürdüğü "Pembe Kurdele" hareketinde yer almak, bir tasarımcı olarak size nasıl bir sorumluluk yükledi? Bir tasarımcı olarak tasarımlarınızla bu projede yer almak sizin için ne ifade ediyor?

Nesilden nesile anneden kıza geçen dünya devi Estée Lauder Şirketleri'nin 32 yıl önce başlattığı "Pembe Kurdele" hareketi tüm markalar için büyük bir örnek ve vizyon. Tuvana Büyükçınar olarak, Estée Lauder Şirketleri'nin "Pembe Kurdele" hareketinde yer almak, çok önemli bir sorumluluk. Bu proje, tasarımlarımın ötesinde bir amaca hizmet ediyor: hayat kurtarıcı bir farkındalık yaratmak! Tasarımcı olarak, estetiğin ötesine geçip toplumsal bilince katkıda bulunmak gurur verici. Bu projede yer almak, tasarımlarımla daha büyük bir etki yaratabilme imkanı sunuyor.

"Pink Night" projesinde tasarladığınız elbiseler sadece şıklık ve zarafeti yansıtmıyor; aynı zamanda kadınların dayanışmasını, gücünü ve umut dolu hikayelerini de temsil ediyor. Bu projede tasarımlarınıza hangi duyguları yansıttınız? Elbiselerinizle nasıl bir mesaj vermek istediniz?

Şıklıkla beraber yapmaya çalıştığım; herkesin bir hikayesi ve iniş çıkışları var. Bu hikayeler her zaman hayatın pembe tarafından baktığımızda güç ve umut bulur.

Hazırladığınız bu özel tasarımlarda, meme kanseri farkındalığına vurgu yapmak adına özellikle dikkat ettiğiniz detaylar var mı? Bu elbiselerin sembolik bir anlam taşımasını sağlamak için hangi renkler, desenler ya da detaylar üzerine yoğunlaştınız?

Konsept gereği her bir elbisede pembe ve fiyonk detayı kullanırken, farklı tonlardaki pembeler ve farklı formlardaki fiyonklarla herkesin kendine özel bir vurgu yapmaya çalıştım.

Kadın olmak ve kadınlar için tasarlamak sizin kariyerinizde hep ön planda olan bir unsur. Meme kanseri farkındalığını artıran bu projede yer almak size nasıl bir sorumluluk hissettirdi? Sizce bir tasarımcı olarak kadınları desteklemenin ve onların hikayelerini yansıtmanın önemi nedir?

Bir kadın olarak kariyerimde her zaman kadınların sesini ve hikayelerini yansıtmak benim için öncelikli bir unsur oldu. Meme kanseri farkındalığını artıran bu projede yer almak, tasarımlarım aracılığıyla kadınlara destek olma ve onların yaşadığı zorluklara dikkat çekme fırsatı verdi. Bir tasarımcı olarak kadınları desteklemenin ve onların hikayelerini tasarımlara yansıtmanın önemi büyük. Bu, tasarımın gücünü ve toplumsal değişimde oynayabileceği rolü göstermenin bir yolu.

Sizce bu tasarımlar, kadınlara nasıl bir umut ve güç mesajı veriyor?

Bu tasarımlar, kadınlara umut ve güç aşılıyor. Meme kanseriyle mücadelede, her tasarım bir cesaret ve direnç sembolü. Kadınlara yalnız olmadıklarını, toplumun her kesiminden destek gördüklerini ve güzelliğin gerçek anlamının güç ve dayanışma olduğunu gösteriyor. Tasarımlar, kadınların cesaretini ve mücadeleci ruhunu yansıtıyor.

Bu proje için tasarladığınız elbiselerin her biri farklı bir kadınla, farklı bir hikayeyle buluştu. Bu elbiseleri hazırlarken, her bir katılımcının kişisel hikayesini ve projeye olan bağlılığını yansıtmak adına nasıl bir yol izlediniz? Her kadına özel bir mesaj mı yüklemeyi amaçladınız?

Evet, bu projede çok güçlü, vizyoner, hayattaki rolleri çok farklı ve farkındalıkları çok yüksek kadınlarla çalıştım ve elbette her birinden aldığım farklı ilhamların tasarıma dönüşmesiyle, her birinin şahsına münhasır kostümler ortaya çıktı. Kendi şahsi stilleri, anatomileri ve edindikleri misyonlar da bu tasarımların ayrışmasında yol göstericim oldu.

Estée Lauder Şirketleri ve ALEM ile böylesine özel bir projede bir araya gelmek size neler hissettirdi?

Estée Lauder Şirketleri ve ALEM ile böyle özel bir projede bir araya gelmek, benim için büyük bir gurur ve sorumluluk kaynağı oldu. Bu markalarla iş birliği yapmak, projeye olan inancımı ve tutkumuzu paylaştığımızı gösteriyor. Estetik ve anlamı bir araya getirerek, meme kanseri farkındalığını artırmak adına büyük bir adım attığımıza inanıyorum. Bu iş birliği, tasarım yoluyla güçlü bir mesaj vermemize olanak tanıdı.

Meme kanseriyle mücadele eden kadınlar için güzellik ve kendini iyi hissetme çok önemli bir kavram. Sizin tasarımlarınız bu kadınlara sadece şıklık değil, aynı zamanda bir tür "zırh" hissi de veriyor. Sizce moda ve tasarım, kadınlara kendilerini güçlü hissettirmek için nasıl bir rol oynayabilir?

Moda ve tasarım, kadınların kendilerini güçlü hissetmelerinde önemli bir rol oynuyor. Tasarımlarım, bu kadınlara şıklığın yanı sıra, kendilerine olan güvenlerini pekiştirme fırsatı sunuyor. Kıyafetler, kadınlara özgüven kazandırıyor ve onların hikayelerini ifade etmelerine yardımcı oluyor. Moda, kadınların kendilerini ifade etmeleri, özgüvenlerini artırmaları ve dünyaya karşı duruşlarını göstermeleri için bir araç. Tasarımlarımızla, kadınlara bu gücü hissettirmeyi hedefliyoruz.

"Güçlü olmak" herkes için farklı bir anlam taşır. Sizi güçlü yapan şey ne ve bu gücü farkındalık yaratma adına nasıl kullanıyorsunuz?

Beni güçlü yapan şey, içimdeki yaratıcılık tutkum ve başkalarına ilham verebilme arzum. Tasarımlarımla ve projelerle, özellikle meme kanseri farkındalığı gibi önemli konularda, topluma dokunabilmek benim için büyük bir anlam taşıyor. Gücümü, farkındalık yaratmak ve kadınlara ilham vermek için kullanıyorum. Her tasarımımda, bir mesaj iletmeye, kadınların gücünü ve direncini yansıtmaya çalışıyorum. Bu şekilde, modanın ötesinde bir etki yaratmayı amaçlıyorum.

Son olarak, "Pink Night" gecesi için vermek istediğiniz umut ve dayanışma mesajı nedir?

"Pink Night" gecesi için şunu söylemek isterim: "Bu gece, hepimizin birlikte ne kadar güçlü olduğunu gösteren bir sembol. Her birimiz, umut ve dayanışmayla, zorlukların üstesinden gelebileceğimizi biliyoruz. Birlikte daha güçlüyüz ve bu dayanışma ruhu, her birimize ilham veriyor. Birlikte, kanserin karşısında durabilir ve birbirimize güç verebiliriz."

Fotoğraflar: Zeynel Abidin AĞGÜL

Fotoğraf asistanı: Hüseyin Rahmi AĞGÜL, Berşah Eren AĞGÜL

EN ÇOK OKUNANLAR

Anksiyete ile Baş Etmenin Yolları
Anksiyete ile Baş Etmenin Yolları

Anksiyete ile Baş Etmenin Yolları

5 dakika okunma süresi
ALEM Talks Podcast: Rezzan Benardete
ALEM Talks Podcast: Rezzan Benardete

ALEM Talks Podcast: Rezzan Benardete

1 dakika okunma süresi
Güney İtalya'nın Saklı Cenneti: Puglia'nın En Güzel Köyleri ve Restoranları
Güney İtalya'nın Saklı Cenneti: Puglia'nın En Güzel Köyleri ve Restoranları

Güney İtalya'nın Saklı Cenneti: Puglia'nın En Güzel Köyleri ve Restoranları

9 dakika okunma süresi
Kız Çocuklarının Geleceği İçin 45 Yıllık Destek
Kız Çocuklarının Geleceği İçin 45 Yıllık Destek

Kız Çocuklarının Geleceği İçin 45 Yıllık Destek

1 dakika okunma süresi
Pozitif Enerjisiyle Parlayan Sinem Kobal ile 2025'e İlham Dolu Bir Başlangıç
Pozitif Enerjisiyle Parlayan Sinem Kobal ile 2025'e İlham Dolu Bir Başlangıç

Pozitif Enerjisiyle Parlayan Sinem Kobal ile 2025'e İlham Dolu Bir Başlangıç

18 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı
Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı

Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı

Hamid Merati-Kashani'den Unutulmaz Parfümlerin Sırrı
Hamid Merati-Kashani'den Unutulmaz Parfümlerin Sırrı

Hamid Merati-Kashani'den Unutulmaz Parfümlerin Sırrı

Begüm Kıroğlu'nun Yeni Yıl Dilekleri
Begüm Kıroğlu'nun Yeni Yıl Dilekleri

Begüm Kıroğlu'nun Yeni Yıl Dilekleri

Pozitif Enerjisiyle Parlayan Sinem Kobal ile 2025'e İlham Dolu Bir Başlangıç
Pozitif Enerjisiyle Parlayan Sinem Kobal ile 2025'e İlham Dolu Bir Başlangıç

Pozitif Enerjisiyle Parlayan Sinem Kobal ile 2025'e İlham Dolu Bir Başlangıç

“Frida Kahlo'nun Günlükleri” Sergisi Hakkında Merak Edilenler
“Frida Kahlo'nun Günlükleri” Sergisi Hakkında Merak Edilenler

“Frida Kahlo'nun Günlükleri” Sergisi Hakkında Merak Edilenler

Dans ve Terapinin Birleşme Noktasında Bir Sanatçı: Ekin Bernay
Dans ve Terapinin Birleşme Noktasında Bir Sanatçı: Ekin Bernay

Dans ve Terapinin Birleşme Noktasında Bir Sanatçı: Ekin Bernay

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine
Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Serpil Şenyüz Kut ile Sıcak ve Samimi Bir Yılbaşı Sofrası
Serpil Şenyüz Kut ile Sıcak ve Samimi Bir Yılbaşı Sofrası

Serpil Şenyüz Kut ile Sıcak ve Samimi Bir Yılbaşı Sofrası

Benan Terzioğlu'nun Yeni Yıl Dilekleri
Benan Terzioğlu'nun Yeni Yıl Dilekleri

Benan Terzioğlu'nun Yeni Yıl Dilekleri

Reto Moser: "Lüks, Konfor Değil, Deneyimdir"
Reto Moser: "Lüks, Konfor Değil, Deneyimdir"

Reto Moser: "Lüks, Konfor Değil, Deneyimdir"

Ege Özyeğin'in Yeni Yıl Dilekleri
Ege Özyeğin'in Yeni Yıl Dilekleri

Ege Özyeğin'in Yeni Yıl Dilekleri

Özge Özacar x Dior Beauty İş Birliği
Özge Özacar x Dior Beauty İş Birliği

Özge Özacar x Dior Beauty İş Birliği