Bu yıl, 3-6 Kasım günleri arasında 11. kez gerçekleştirilecek olan Contemporary Art, bir ilke imza atarak Collectors’ Stories sergisiyle Türkiye’nin önde gelen 60 özel çağdaş sanat koleksiyonundan, 120 eseri sanatseverlerle bir araya getirecek. Cam sanatçısı Felekşan Onar da IVY ismini verdiği eseri ile sergide yer alacak. Onar’dan cam serüvenini dinledik.
Cam sanatına olan ilginiz ne zaman, nasıl başladı?
Cam ile ilişkim önce hevesli bir genç kolektör olarak başladı. Sevdiğim objeleri yurtiçi ve yurt dışı bitpazarları, tasarım galerileri gibi noktalardan toplamaya daha lise yıllarımda başladım. Yine lisede ilk defa cam boyasıyla tanışıp kucak dolusu Paşabahçe objeleri çeşit desenlerde boyadığımı hatırlıyorum.
Zaman geçtikçe, yaptığım koleksiyon belirli bir döneme konsantre olmaya başladı; Sommerso/Submerge Glass olarak tanımlanan 1930’lar Murano tekniği. Bu Mandruzatto ailesinin üç nesildir tatbik ettiği bir teknik. 2003 sonunda da profesyonel kariyerime ara verince cam teknikleriyle ilgili eğitim almaya başladım.
Bu yönde ilerlemeye nasıl karar verdiniz?
Kısa zamanda fark ettim ki, cam benim kendimi ifade ediş şeklim. Cam, yaşamla ilgili hissettiklerimi ve deneyimlerimi aktardığım; yeri geldiğinde ise geleceğe ait beklentilerimi ve heyecanlarımı aksettirttiğim bir yoldaş oldu bana. 2009 senesindeki sergime de bu tespitle ‘Cam Yoldaşım’ ismini vermiştim. Şimdi de Fy-shan (Ailem bana kısa isim olarak Fişan der) Glass Studio markası altında tasarlayıp ürettiğim sınırlı sayıdaki koleksiyonumdaki yenilikleri, beni takip edenlere Cam Yoldaşım Newsletter ile aktarmaya devam ediyorum. Cam ile vakit geçirdikçe de bu yönde ilerlemeye devam etmeye karar verdim. Işık konusunda ne yapılıyor, detaylı bir şekilde çalıştım. Fuarlara gittim, üreticilerle görüştüm. Bunların sonucunda şu anda olmayan ama kullanıcının aradığı istediği nediri tespit etmeye çalıştım.
IVY adını nereden alıyor, bu eser için ne size ilham verdi?
IVY isminden de anlaşıldığı gibi yine doğadan ilham alıyor. Kentsel ortamlara doğayı konsept olarak davet ediyor bir bakıma. IVY’nin ilk varyasyonu olan duvar formatı aynı bir sarmaşık gibi dikeyde ilerliyor ve dallanıyor hatta tavanı takip ediyor.
Bir sanatçı olarak vizyonunuzu nasıl genişletiyorsunuz?
İşte bu bir mesai gerektiriyor. Öncellikle beni hem geliştiren, hem de manen çok tatmin eden Türk çağdaş sanatını destekleyen bir oluşumun başından beri parçasıyım: SAHA. Saha ile birlikte yapılan seyahatler ve konferanslar beni sanat konusunda hep yeniliyor. Bunun dışında şahsen yaptığım seyahatler, takip ettiğim yayınlar var. Ama en önemlisi, sanatçının hayat ile iç içe olması… Bence en önemlisi bu benim için. Ben izole olduğumda fiziken dinleniyorum ama ne zaman şehir ve insanlar ile beraber oluyorum; o zaman sanatsal anlamda aktive oluyorum.