Berin SOMAY – [email protected] / Fotoğraflar: Doruk SEYMEN
“Başarılı bir sanatçı olmak için birçok şeyde iyi olmalısınız. İşinizi yarattıktan sonra, reklamını ve pazarlamasını da yapmak zorundasınız” diyen fotoğraf sanatçısı David Drebin, tam anlamıyla bir İstanbul aşığı! Fotoğrafı bir hayat biçimi olarak benimseyen Drebin, özellikle Femmes Fatales serisindeki kadın figürleriyle filmsel bir dünya yaratıyor. Ayrıca masalsı ve romantik bir dille fotoğrafladığı şehirler arasında İstanbul da yer alıyor. Sevil Dolmacı Art Gallery ev sahipliğinde 22 Kasım’a kadar sürecek olan ‘Cinematic Beauty’ adlı kişisel sergisini düzenleyen Davin Drebin, ‘Femmes Fatales’ ve Dreamscapes’ serilerinden bir seçki ile İstanbullu sanatseverlerle buluşuyor. St. Regis İstanbul’un -1. katında yer alan galeride buluştuğumuz Drebin ile renkli bir sohbet gerçekleştirdik.
Fotoğrafla yollarınız nasıl kesişti?
Daha önce oyunculuk okuluna gidiyordum. Ama çok kötü bir oyuncuydum. Ben de başka birinin senaryosu üzerinden devam etmektense kendi senaryomu yazmaya karar verdim. Bana ait senaryoyu yaratmanın en iyi yolu, fotoğraf çekmekten geçiyordu. Kendimi en iyi fotoğraflarım aracılığıyla ifade edebiliyorum.
Daha önce reklam fotoğrafçılığı yapıyordunuz, sonrasında sanat dünyasına dahil oldunuz. Bu geçiş nasıl oldu?
Bir zamanlar çok meşgul bir reklam fotoğrafçısıydım. Özgün stilimin farkına vardığım an, sanatsal fotoğraflara yöneldim. Dünyanın dört bir yanından insanlar seks ve aşk temalı fotoğraflarıma ilgi gösteriyor.
İşlerinizi ve stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Hayal dünyasına ait, masalsı, yaratıcı ve renkli… Ancak işlerimin verdiği mesajı görmek için biraz düşünmeniz gerekiyor. Kimi sadece renkleri, kimiyse sadece mesajı algılıyor. Şanslı olanlarsa ikisini birden!
Nelerden ilham alırsınız?
İlhamın peşinden asla koşmam, ilhamın geleceği yöne bakmam. Zihniniz sessiz kaldığı zaman, ilham kendiliğinden geliyor zaten.
‘Femme fatale’ kadınlara genelde filmlerde rastlarız. Bu kadınlar fotoğraflarınızın öznesi haline nasıl geldi?
Güvendiğim ama bir yandan da tehlikeli bulduğum arkadaşlarımı fotoğraflamayı seviyorum. Profesyonel modellerle çalışmıyorum. Güzel, zeki ve tehlikeli kadınlar ilgimi çekiyor. Ama belirtmem gerekir ki, onlarla olan ilişkim, onları fotoğraflamaktan öteye geçmiyor. Beni korkutan kadınların hayatına dahil olmayı tercih etmiyorum ama bir yandan da onları fotoğraflamaya bayılıyorum.
Röportajın tamamı bu hafta ALEM'de.