"Bizim Tarzımız Güzel" diyerek ülkemizin kültürel zenginliğini ve çeşitliliğini kucaklayan Boyner, bu kez geleneksel zanaatlara destek oluyor. Boyner'in, yerel değerleri yeni nesillere aktarmayı ve gündemde tutmayı hedeflediği yeni projesi Zanaat x Boyner'de yedi önemli zanaatkar ve onların eserleri yer alıyor. Proje kapsamında hazırlanan yedi kısa belgesel film geleneksel zanaatları el emeği, göz nuru ile üretmeye devam eden sanatçıların aşkla dolu hikayelerini anlatırken, sanatçıların eserleri boyner.com.tr üzerinden kitlelerle buluşuyor.
Boyner, sanata olan yatırımını bu kez Anadolu'nun zenginliğini geleceğe taşımak amacıyla yapıyor. "Bizim Kültürümüz Güzel" sloganı ile yola çıkılan Zanaat x Boyner projesi; yüzyıllardır süregelen ve kültürümüze özgü zanaatların sürdürülebilirliğine aracı olmayı, yoğun emekle ve ustalıkla yapılan zanaatlarla ilgili farkındalığı artırmayı, bu zanaatların gençler ve gelecek nesiller tarafından da değerinin bilinmesini hedefliyor.
Camaltı işlemesinden ahşap oymacılığa, bakırdan minyatüre, tezhipten çiniye Anadolu'da doğmuş benzersiz işçilik ürünü zanaatlara odaklanan eser seçkisinde yedi sanatçının 100'e yakın eseri yer alıyor. Proje kapsamında hazırlanan belgesel filmler ise sanatçıların yaşanmış ustalık öykülerinden başlayarak, zanaatlarının tarihini ve değerini kendi söylemleri ile aktarıyor. İZ TV kurucularından Vedat Atasoy'un yönetmenliğinde hazırlanan ve çok yakında beIN İZ kanalında yayınlanacak belgesel serisi, her biri 15 dakika olan yedi bölümlük mini filmlerden oluşuyor.
Zanaat x Boyner projesi kapsamında; tezhip sanatçısı Ayşegül Devecier, çini sanatçısı Ebru Camkıran, bakır sanatçısı Ebu Burak, ahşap oyma sanatçısı Galip Ağırkaya, camaltı sanatçısı İbrahim Boz, sanatçı Nick Merdenyan ve minyatür sanatçısı Özcan Özcan ile biraraya gelindi. Hepsi birbirinden değerli yüze yakın eserin yer aldığı Zanaat x Boyner seçkisi kar amacı güdülmeden boyner.com.tr'de sanatseverlerle buluşuyor ve satışa sunuluyor.
Sosyokültürel olarak zengin birçok hikayeden beslenen zanaatların Boyner çatısı altında yer alması kararını büyük bir heyecanla aldıklarını ifade eden Boyner Büyük Mağazacılık CEO'su Eren Çamurdan Zanaat x Boyner projesiyle ilgili şunları söyledi: "Bu topraklarda doğan, Türkiye'nin markası olarak; sanatı ve kültürel değerlerimizi desteklemeyi sorumluluklarımızdan biri olarak görüyoruz. İki sene önce milletçe sahip olduğumuz değerlere vurgu yaparak 'Bizim Tarzımız Güzel' diyerek çıktığımız bu yolculuğa 'Bizim Kültürümüz Güzel' diyerek devam ediyoruz. Kültürümüze ait geleneksel zanaatlarımız ülkemize gelen misafirlerimiz tarafından da yurt dışında da büyük değer görüyor. Bu değerlerimizi gündemde tutmak, onların sürdürülebilirliğini sağlamak ve geleceğe taşınmasına destek olmak istiyoruz. Zanaat x Boyner projesinde birbirinden değerli zanaatları icra eden yedi sanatçımız yer alıyor. Her biri hayat verdikleri, ömürlerini adadıkları zanaatların gönülden temsilcisi ve ülkemizi alanlarında temsil eden büyük ustalar. Bu zanaatların ve kültürel zenginliğimizin geleceğe, özellikle de genç nesillere aktarılabilmesi bizim için oldukça değerli. Bilgi ve ilgi ne kadar artarsa, bu değerli zanaatların yaşaması için uygun ortam da o kadar gelişecek, bu zanaatlar hayatın içinde yer alacak ve kıymeti daha çok bilinecek. Hedefimiz; hayatında örneğin camaltı sanatını hiç görmemiş bir kişinin evinde ya da ofisinde camaltı sanatından yapılmış bir objeye yer açmasını, bu zanaatların hayatın içine dahil olmasını sağlamak. Bu yolculukta bizimle birlikte olan zanaatkarlarımıza ve onların emek ve aşk dolu hikayelerini vizöründen aktaran Vedat Atasoy'a da ayrıca teşekkür ediyorum."
Tezhip sanatçısı Ayşegül Deveciler, İzmir'de bulunan atölyesinde geleneksel tezhip zanaatını çok sayıda meraklısıyla buluşturarak bu eski zanaata yeniden hayat veriyor. Geleneksel tezhip motiflerini yeniden yorumlayan Devecier'in galerisinde sunduğu eserlerin yanında bu sanatı gelecek nesillere aktarma çabası da büyük ilgiyle karşılanıyor.
Anadolu coğrafyasının en eski zanaatlarının başında gelen çinicilik, çini sanatçısı Ebru Camkıran'ın eserlerinde adeta zaman yolculuğuna çıkarıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Çini Sanatçısı unvanına sahip Ebru Camkıran, çini zanaatını geçmişle bugün arasındaki bağı güçlendiren, insanlığın ruhuna hitap eden bir dünya mirası olarak tanımlıyor. İzmir Karşıyaka'da yaşayan sanatçı, ayrıca eski mezar taşlarında yer alan motifler üzerine de çalışmalar yürütüyor.
Mardinli bakır ustası Ebu Burak ise zanaatını masal gibi işleyen sanatçılardan. Bakırcılığa dedesinin onu bir bakır ustasının yanına çırak olarak vermesiyle başlayan Ebu Burak, aynı zamanda camaltı zanaatının da icracıları arasında yer alıyor. Eserlerinde kendi özgün yorumunu vurgulayan Ebu Burak, Şahmeran gibi yerel motifleri sıklıkla kullanıyor.
Tarihi Haydarpaşa Garı'nda yer alan ahşap oymalarının onarılmasına katkısı olan, ahşap oymacılığına gönül vermiş Galip Ağırkaya, henüz 12 yaşındayken bu zanaat ile tanışmış. Mahallesindeki ahşap oymacıların sıradan bir tahta parçasını bir şahesere dönüştürmesine duyduğu hayranlıkla, bugünlere kadar gelen Ağırkaya, endüstriyel oymacılığa direnen az sayıdaki zanaatkardan biri.
Mevlana Dönemi'inde 200'e yakın zanaatkarı olmasına rağmen şimdilerde unutulmaya yüz tutmuş camaltı sanatının temsilcisi İbrahim Boz, belgeselde bu büyüleyici zanaat ile buluşma hikayesini anlatıyor. 2000'li yıllarda ebru sanatıyla uğraşmaya başlayan İbrahim Boz'un Bartın'da yer alan atölyesine onarılmak üzere getirilen camaltı eserleri ona bambaşka bir dünyanın kapılarını aralamış. Genelde hat sanatı ile bağdaşan camaltı sanatına özgün bir yorum getiren ve Türkiye'deki tek camaltı atölyesinin sahibi olan Boz, eserlerinde Osmanlı kaftan motiflerine yeniden hayat veriyor.
Dünyanın en eski çarşılarından biri olan Kapalıçarşı'daki dükkanında yarattığı yaprak üzerine tezhip sanatıyla ünü tüm dünyaya yayılan sanatçı Nick Merdenyan'ın hikayesi tesadüflerle başlıyor. Oğlunun vaftiz töreninde hediye edilen bir çiçeğin yaprağını kurutan ve bir dostunun bu yaprak üzerine gerçekleştirdiği çizimle hayatına yepyeni bir kapı açılan Merdenyan, zanaatını "hoşgörü ve sevgi yaprakları" olarak tanımlıyor.
Ayasofya'da bulunan atölyesinde çalışmalarını gerçekleştiren ve özel bir tarza sahip olan Özcan Özcan, minyatür sanatına kendi özgün yorumunu katarken bu zanaatı gelecek nesillere aktarıyor. Minyatürlerinde "masalları" konu edinen Özcan, kadim şehir İstanbul'a da sıklıkla eserlerinde yer veriyor.