1. Sanatla tanışma hikayenizi, resim ve heykel yapmaya nasıl başladığınızı sizden dinleyebilir miyiz?
İlk ve ortaokul yıllarından beri resim konusunda hep merakım oldu ve hep resim yaptım. Lise yıllarında da bu devam etti, liseden mezun olduktan sonra Güzel Sanatlar Akademisi'ne gitmek istemiştim ancak babam, bana "Oğlum önce doktor ol çocuklarını doyur sen, sonra resimde yaparsın" dedi. Bu nedenle önce tıp fakültesine girdim ve doktorluk mesleğine de çok severek sarıldım ama sanat konusundaki içimdeki ateş hiç sönmedi, sürekli resim yapıyordum zaten. Daha sonra ihtisas için Amerika ve Japonya'ya gittiğim yıllarda oradaki hastanede bir yandan çalışırken bir yandan da sanat okullarına devam ettim, bazı karma sergiler açtım. Yurda döndükten sonra da sanat çalışmalarıma devam ettim.
2. Sanat üretimi günlük rutininizin ne kadar bir kısmını oluşturuyor?
Sanat çalışmalarını kendi resim atölyemde devam ediyorum. Sergi ve bazı fuar katılımları olduğu zamanlarda daha yoğun olmak üzere resim yapıyorum.
3. Hem resim hem de heykel alanlarında çalışmalarınız var. Kendinizi hangi medyumda daha rahat hissediyorsunuz?
Resim yanında bazı heykel çalışmalarım da oldu ama resim konusunda daha ağırlıklı olarak çalışmaya vakit bulabiliyorum. Resim yapmak; benim için gerçekten çok önemli bir olay, beni heyecanlandıran, stresten arındıran, mutlu eden bir çalışma ortamı.
4. 1995 yılından bu yana yurt içi ve yurt dışında pek çok karma sergiye katılarak, kişisel sergiler düzenliyorsunuz. Nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? Türkiye ve yurt dışı sanat izleyicileri arasında belli farklılıklar var mı?
Resim çalışmalarımı daha önce kendi kendime yapıyordum ancak bazı galerici ve müzayedeciler, benim resimlerimle çok ilgilendiler. Bunların satılabileceğini veya daha iyi sergilenebileceğini söylediklerinden sonra daha çok sergi açmaya ve müzayedelere katılmaya çalıştım. Amerika'da, Almanya'da, İngiltere'de pek çok fuar ve sergiye katıldım, Türkiye'de de pek çok sergi açtım, birçok müzayedeye katıldım.
Türkiye'de sanat, aslında gerçekten çok zorlu bir alan. Kabul edilmek, kabul görmek gerçekten zaman gerektiriyor. Resim sanatı zaten Türkiye'de şurada toplasanız 100-150 yıldır var, bu yüzden bizim gelişimimiz biraz daha zaman alacak resim konusunda. Tabii ki yurtdışında sanata ilgi çok daha fazla ama bizim görevimiz, burada Türk resmini geliştirmeye çalışmak, dünyada da kabul edilebilir düzeye getirmek olmalı.
5."Stay Abstract" başlıklı serginiz, 30 Eylül – 15 Ekim 2023 tarihlerinde Nefs Galeri Müzayede'de gerçekleşiyor. Bize biraz bu serginizden bahsedebilir misiniz? Nasıl ortaya çıktı?
Ben genellikle soyut resimler yapıyorum. Marc Chagall'ın bir sözü var "Ruh özgürleştikçe resim soyutlaşır" diye, bu, beni çok etkileyen bir söz. Çünkü soyut yani abstract resim, izleyiciye daha fazla rol verir. Onun, resme bakarak farklı şeyler görmesine, farklı hislere kapılmasına, farklı duygular yaşamasına sebep olur. Ben, resimlerimi yaparken içimdeki duyguları aktarmaya çalışıyorum, izleyicinin de bunu kendi bakış açısından hissetmesini sağlamak istiyorum.
6. Gelecek projeleriniz neler? Planladığınız yeni bir sergi veya çalışma var mı?
Gelecek projelerim tabii ki çok fazla. Sanat üretimine ömrüm vefa ettiği sürece devam etmek istiyorum. Yapabildiğim, üretebildiğim kadar devam etmeyi umuyorum; inşallah bu yolda sanatseverler ve izleyiciler, benimle olurlarsa daha çok mutlu olurum.
7. 2017 yılından bu yana heykelden ziyade resim ağırlıklı çalışmalar üretiyorsunuz. Heykele dönmeyi düşünüyor musunuz, yoksa tablolarınızla devam etmeyi mi planlıyorsunuz?
Yakın zamanda benim çivi heykellerimin daha küçük boylarını yaparak, bir sergide bir araya getirmeyi planlıyorum, fırsat bulursam ilk yapacağım şey bu olacak.