Rusya Milli Takımı’nı çalıştırdığı dönem, İtalya’da Benetton’ı şampiyonluğa taşıyan David Blatt’in 2007 yazında kazandığı kupa, basketbol tarihinin en unutulmaz anlardan biri. Çeyrek finalde NBA yıldızlarıyla dolu Fransa’yı, yarı finalde ise basketbol ekolü Litvanya’yı yenen David Blatt’in Rusya’sı, finalde ev sahibi İspanya’yla karşılaşmıştı. Basketbol otoriteleri, Gasol, Navarro, Calderon ve Rudy Fernandez gibi yıldızlara sahip İspanya’nın şampiyon olmasını beklerken; yedi kişilik rotasyonuyla Rusya, Madrid’de İspanya’dan kupayı aldı. Hikaye bununla bitmedi... 2011 Avrupa Şampiyonası’nda bronz madalya kazanan Blatt’in Rusya’sı, İspanya’yla 2012 Olimpiyat oyunlarında bir kez daha karşı karşıya geldi. Bu kez 17 sayı farkla önde olan İspanya, kazanmış gibi görünüyordu. Ünlü antrenör Blatt, bir sürpriz daha yaprak maçı kazandı ve elde ettiği momentumla Olimpiyat oyunlarında bir sürpriz daha yaparak bronz madalya için kürsüye çıktı. “Blatt artık kariyerinde zirveye çıktı” yorumları yapılırken, Amerikalı koç 2013-2014 Euroleague sezonunda yine unutulmaz bir başarı kazandı. Final Four’daki ilk maçında, favori CSKA Moskova karşısında 40 dakikanın son saniyelerine kadar geride olduğu maçı kazanan Blatt’in Maccabi’si finale yükseldi. Finaldeki rakip yine bir İspanyol’du.
Yıldızlarla dolu Real Madrid’e karşı dokuz sayı geri düşen Maccabi, maçı uzatmaya taşıdı. Normal süresi 73-73 biten maçın uzatmasında, 5 dakikada tam 25 sayı atan Maccabi, tarihin en unutulmaz Euroleague şampiyonluklarından birini kazandı. “Euroleague’de Yılın Koçu” ödülünü alırken; Atlantik Okyanusu'nun diğer tarafından yöneticiler, tecrübeli koçun kapısını çalmaya başlamıştı bile... İşte sayısız kupa, onlarca takım ile basketbol tarihinde önemli bir yere sahip olan 57 yaşındaki David Blatt, Haziran’dan bu yana Darüşşafaka Doğuş'un baş antrenörü olarak deneyimlerini Türk basketboluna aktarıyor. Buraya kadar anlattığımız başarılarla örülü hikayenin bizi daha da yakından ilgilendiren tarafı ise tarihin tekerrür edip etmeyeceği. 4 yıl önce basketbol tarihine damga vuran unutulmaz turnuvanın 15 Aralık 2016’da tekrar yaşanıp yaşanmayacağı? Zira 15 Aralık 2016 için basketbol fanatikleri heyecan dorukta gün sayıyor. 15 Aralık 2016’da Euroleague heyecanı İstanbul’da Volkswagen Arena’ya taşınıyor. Darüşşafaka Doğuş ve Real Madrid saat 20:00’da karşı karşıya gelecek. Bu solukların tutulduğu karşılaşma öncesi efsane antrenör David Blatt ile bir araya geldik. Kariyeri, motivasyonları ve hedeflerinin yanı sıra Darüşşafaka Doğuş ve Real Madrid maçıyla ilgili düşüncelerini konuştuk.
Basketbol ile ilgili ilk anınızı hatırlıyor musunuz?
İlk anım sanırım ablalarım ile evin bahçesinde kahkahalar atarak oynadığımız oyundu. 5 ya da 6 yaşlarındaydık. Basket topu o kadar büyüktü ki kavrayamıyorduk ancak topun peşinden keyifle koşmaktan da vazgeçmiyorduk.
Kariyeriniz şekillenirken ikonlarınız ve yol göstericileriniz kimler oldu?
Boston’da büyüyen bir çocuk olarak oldukça şanslıydım. Boston Celtics takımının devleştiği, altın yıllarını yaşadığı döneme tanıklık ettim. 1956 yılında Bill Russell’ı kadrosuna katan Boston Celtics büyük başarılara imza attı. Bill Russell ile birlikte Celtics 1959’dan başlayarak sekiz şampiyonluk üst üste kazandı. Dolayısıyla en büyük ikonum Bill Russell’dır. Onun dışında 1961-1977 seneleri arasında 16 sezon Boston Celtics formasıyla NBA’de mücadele eden John Havlicek, diğer hayran olduğum bir oyuncu. Tabii şimdi aklıma gelmeyen birçok efsanevi isim var.
İlk profesyonel maçınızı hatırlıyor musunuz?
Profesyonel basketbol hayatım sanırım lisede başladı. Framingham South Lisesi okul takımında oynadım. İlk maçımı şimdi düşününce oldukça heyecanlı olduğumu hatırlıyorum. Çok gençtim ve yedek kulübesinde beklerken maçın sonlarına doğru maça dahil olmuştum oldukça heyecanlıydım.
Zirveye çıktığınızı hissettiğiniz ve unutamadığınız bir anınızı anlatır mısınız?
Yine çok şanslı olduğumu dile getireceğim. Belki yüzlerce belki binlerce böyle an var. Bugüne kadar birçok farklı unvan aldım, onlarca farklı takımda sayısız şehirde oynadım. Bu kadar çok anının içinde sadece bir tane unutulmaz an ya da tek zirve olduğunu söyleyemem. Çok başarılı takımlarda oynadım her biri benim için olağanüstü ve özeller.
Siz takımınızın stilini nasıl tanımlıyorsunuz ve bu alanda başarının anahtarı nedir?
Benim basketbolumu Avrupa şekillendirdi. Avrupa oyunu daha şekillenmiş kalıplaşmış bir oyun. Aslında tempolu oynamak ve kontrollü oynamak ikisinin de ayrı yeri var bugünün oyununda. Akıcı bir basketbol oynamak için mutlaka iyi ilkeleri, doğru ilkeleri takip etmeniz lazım ama bir taraftan da takımınızın birbiri için ödün vermesi, destek olması lazım. Bunun yanında farklı, çeşitli oyuncuları bir araya getirebilmek gerekiyor. Farklı pozisyonlarda oynayabilecek, farklı pozisyonları savunabilecek oyunculara ihtiyacınız var. Aslında tek tek bireylerdense takımın ön plana çıktığı tipte bir oyun sergilemek lazım.
Darüşşafaka Doğuş'la yollarınız nasıl kesişti?
Darüşşafaka Doğuş yöneticileri İbrahim Kutluay ve Mithat Demirel'le buluştuk ve onlar bana koçluk görevini teklif etti. Etkileyici bir toplantıydı bu. Bana Darüşşafaka Doğuş Basketbol takımınının fotoğrafını gösterdiler ve vizyonlarını paylaştılar. Daha sonra Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk ile bir araya geldik. Ferit Bey’in edindiği misyon çok etkileyiciydi.Türk basketboluna gençleri daha fazla çekmek ve sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da, Amerika’da, NBA’de onları görebilmek için yola koyulmuşlardı. Sayın Şahenk’in vizyonuna çok inandım ve güvendim. Doğuş Grubu’nun vizyonuna çok inandım ve güvendim. Ortak bir vizyon oluşturup İbrahim’le (Darüşşafaka Doğuş İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Kutluay) birlikte güzel planlar yapabilir ve bunları hayata dökebiliriz dedim. Bir ekip oluştururken, bir takım kurarken nasıl insanlar istiyoruz buna baktığımda ortak bir görüşe sahip olduğumuzu gördüm. Niyetimiz Darüşşafaka'nın bu ülkeyi ve grubu temsil eder nitelikte bir kulüp haline gelmesi. Bunların hepsini göz önünde bulundurduğumda kararım epey kolay oldu.
Darüşşafaka Doğuş'un karakteristik özelliklerini nasıl tanımlıyorsunuz?
Burada sadece basketboldan daha fazlası var. Biz 150 yıllık eğitimde gençlere fırsat eşitliği sağlayan ve 100 yılı aşkın bir kulüp geleneğine sahip olan Darüşşafaka’nın ve Doğuş Grubu’nun bir parçasıyız. Tek bir vücudun ayrı ve önemli parçalarıyız ve birbirimizi destekliyoruz. Bu atmosfer bizim kimliğimizi yaratıyor. Özel bir yerdeyiz ve özel bir atmosferde çalışıyor aynı zamanda basketbol oynuyoruz.
Basketbol tarihinde önemli bir yere sahipsiniz. Kariyerinizde milli takım ve kulüpler düzeyinde Avrupa şampiyonluğu yaşayıp, olimpiyat madalyası kazanan altı antrenörden birisiniz. Bu anlamda Türkiye basketbol takımlarını ve çalıştığınız diğer kulüplerle karşılaştırdığınızda ne gibi farklar görüyorsunuz?
Mutlaka birçok fark olduğu kesin. Ama bu farklılıkları vizyonlar, yönetimler, koçların doğru kararları, kulüplerin liderlik vasıfları ve kişisel deneyimler şekillendiriyor.
15 Aralık’ta çok önemli bir maçınız var. Darüşşafaka Doğuş ve Real Madrid arasında. Euroleague heyecanını İstanbul’da yaşayacağız. Bizler çok heyecanlıyız. Sizin hisleriniz neler?
Harika takım, büyük gelenekler… Kesinlikle müthiş bir maç olacağından eminim. Biz tabii ki Darüşşafaka Doğuş olarak çoktan hazırız maç için.
Peki, bu kadar meşgul bir ajandaya sahipken özel hayatınız ve işiniz arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
Aslında özel hayat diye bir kavram yok sporcuların hayatında. Sezonlar var diyebilirim. Kulüpte olmak, çay içmek ve ziyaretime gelen arkadaşlarımla sohbet etmek oldukça keyifli ve rahatlatıcı.
Kariyerinizle ilgili en büyük hayalinizi öğrenebilir miyiz?
Sanırım bir gün kendi oğlum Tamir'i başarılı bir takım koçu olarak gördüğüm gün ben de koçluğu bırakabilirim.