Hermés'in "luxury" dünyasının parlayan yıldızı olmasında sanat eserlerinde aranan kriterleri kendi bünyesinde bulundurması yatıyor; hiç şüphesiz! "Unique" oluşları özgünlükleri, az bulunmaları, hatta çoğu zaman istenilen anda bulunamayışları benzer kriterler. Hermés'in ikinci el dünyasına bakacak olursak sanat eserleri piyasasının ikinci el dünyasının yazılı olmayan kuralları ile aralarında sanki gizli bir bağ var. Otantisite, provenans (kimin elinden çıktığı, nereden alındığı, çıktığı ailenin duruşu...), kondisyon bu açıdan önemli noktalar. Her başarı endeksli felsefeye sahip oluşum gibi Hermés de yarışı seven, yarışta sadece galip gelmeyi isteyen bir kuruluş. En muazzam tarafı ise yarışın sadece kendi içinde olması, hele hele konu yıldız çantalar ise...
Yaşamış çantaların jenerasyonlardan jenerasyona geçebilmesi markanın en önemli özelliği! Klasiğin her daim çağdaş kalabilecek olduğunun en vurucu örneği olmalı! Anneanneden toruna derken... Günümüzün sürdürülebilirlik, bilinçli tüketim, muhafaza edebilmek gibi konularını da beraberinde getiriyor. Günümüzün koşulları ile ilgili her sınavdan yüzde yüz alan bu marka, esasında koşulları ve kendi sınavını da kendisi belirliyor. Çıtayı da öyle! Sadece para ile sahip olamamaktan kıymetli ne olabilir? Bu dik duruştan taviz vermemek bir markanın yüzlerce yıl devam etmesinin garantisidir.
Portakal Sanat ve Kültür Evi de "luxury" dünyasının parlayan yıldızı Hermès'nin "Collection de Madame 'E'" koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Portakal Private Sales'ta gün yüzüne çıkacak koleksiyon 27 Kasım tarihine kadar sizlerle.