Berin SOMAY – [email protected] / Portre fotoğrafı: Ertan DEMİRBİLEK
Bu yıl altıncı kez düzenlenen Boğaziçi Film Festivali’ne davet edilen ve ‘Onur Ödülü’ne layık görülen Bent Hamer ile hicivli mizahını, hikaye anlatıcılığını ve yeni film projesini konuştuk.
Sinemaya ilginiz nasıl başladı?
Sanırım büyükannemin anlattığı hikayelerle başladı. Edebiyata olan ilgim ve gözlem yeteneğim de beni bu yola soktu. Ama bir anda “ben sinemacı olmaya karar verdim” demedim, her şey kendiliğinden oldu. Film yapımcılığı benim için hiç bitmeyen bir yolculuk; devam eden ve gelişen bir süreç.
Siz ‘Bent Hamer filmleri’ni nasıl buluyorsunuz?
Bent Hamer filmlerini tarif etmem zor… Bence bunu başkaları yapmalı. Genellikle insanlar filmlerimin komik olduklarını düşünürler. Bu görüşü kabul etmiyorum. Evet, filmlerimde mizah var ama kesinlikle komedi değiller; daha çok evrensel olaylara odaklanıyorlar. İnsanların hayatlarına değinmeyi seviyorum. Senaryolarımda diyaloglardan mümkün olduğunca kaçınıyorum. İyi bir diyalog yazmak gerçekten zor. Ama bazı durumlarda yazmak durumunda kalıyorum elbette.
Nelerden ilham alırsınız?
Her şeyden. Edebiyat, izlediğim filmler… Her şey bana ilham verebilir. Hayatımda şahit olduğum olaylar, gördüklerim, işittiklerim ve farklı kültürler bana esin kaynağı oluyor.
Türk sinemasını takip eder misiniz?
İtiraf etmem gerekirse pek takip etmiyorum ama hakkında az çok bir şeyler biliyorum.