Son dört senededir de aramdaki bu kuvvetli bağ, Berlin ile oluşmuş durumda. Aslında seyahate gidecek birçok insanının aklına Almanya’ya gitmek gelmez. Fakat işin en ilginç ve belki de bilinmeyen yanı o ki; Berlin gerçekten Almanya değil! Berlin şehir merkezi: Berlin benim için Avrupa’nın, hatta dünyanın aynı anda en ‘cool’, en bohem, belki de en hareketli ve dinamik şehri diyebilirim. Şehrin son derece ilginç ve farklı izler taşıyan mimari yapısının yanı sıra farklı ve çeşitli sanat dallarına ait göz alıcı etkinliklerin, çılgın eğlence ve müthiş hareketli bir alışveriş trafiğinin yaşandığı Berlin, özellikle post modern seyyahlarının gerçekten görmesi gereken bir şehir.
Sanat ve yaşam: Berlin’de dünyanın en iyi sanatçılarının sergileri yer alıyor. Hatta son dönem çağdaş sanatçılarının çıkış yaptığı en ‘cool’ sanat noktası olarak Berlin, yaşamı
farklı bir noktadan deneyimlemek isteyenler için biçilmiş kaftan.
Museum Island: Berlin’in içinden geçen tek nehir olan Spree Nehri’nin üzerinde, bir yarımada düzeni içinde Mitte Bölgesi’nde yer alan Museum Island’ı mutlaka ziyaret edin!
Farklı müze seçenekleri burada sizi bekliyor. Türkiye açısından tartışmalı Bergama Tapınağı’nın yer aldığı Pergamon Museum, Checkpoint Charlie Müzesi ve ayrıca değerlendirilmesini önerdiğim Berlin Müzesi görülmesi gereken adreslerden. Berlin Müzesi: Berlin Duvarı’nda ve sınır geçiş nokta kapısı yanında bulunan müzede,
Berlin Duvarı ve acı bir insanlık tarihi, çarpıcı bir dille gözler önüne serilmekte. Diğer klasik müzeler arasında ise Altes, Berlin Film Müzesi ve Mısır Müzesi var.
Berlin ve alışveriş: Alışveriş yapmak isteyenler için Berlin, inanılmaz olanaklar sunan muhteşem bir şehir. Mutlaka lüks markaların yer aldığı de Kurfürstendamm
ya da gündelik kullanım şekliyle Ku’damm Caddesi boyunca bir gezinti yapmanızı öneririm. Sayısız markaların yer aldığı caddede, hipster markalar da dahil, her markayı bir arada bulabileceğiniz KaDeWe adlı mağazaya da uğrayabilirsiniz.
Berlin otelleri: Berlin’deki bütün oteller, genelde farklı tasarım anlayışları ile ilgi çekici ve oldukça da ekonomik seçeneklere sahip. Das Stue Hotel: Her noktasında zevkli bir
elin izlerine rastlayacağınız Das Stue, şık tarzıyla benim en beğendiğim konaklama alternatiflerinden. Otel içerisindeki Michelin ödüllü restoranın enfes menüsü ise mutlaka
denenmeli.
Hotel de Rome: Şehir merkezine yakın bir otel seçeneği arıyorsanız Hotel de Rome iyi bir tercih olabilir. Bebelplatz Meydanı’nda yer alan otelde, şık odaların yanı sıra Berlin
manzarasının tadını çıkarabileceğiniz bir terasa sahip.
25 Hours Hotel Bikini: İyi ve tasarım anlayışı üzerine kurulmuş bir konaklama mekanı arıyorsanız kalmasanız bile mutlaka 25 Hours Bikini Oteli görmelisiniz. Otelin her biri ayrı tasarıma sahip olan odaları kesinlikle muhteşem!
Yeme-içme alternatifleri: Borchardt ve Grill Royal: Alman mutfağının en iyi örnekleri inanılmaz lezzetli seçenekleri için Borchardt ve Grill Royal’e mutlaka gidin derim.
Uma Restaurant: Tercihiniz daha egzotik bir mutfaksa şanlısınız. Uzak Doğu restoranları Berlin’in hemen her yerine yayılmış durumda. Sundukları seçeneklerin hemen hepsi çok lezzetli, benim tercihim ise bir Japon restoranı olan Uma…
3 Schwestern: Mitte ve Hackescher Mark bölgesindeki bütün cafeler harika. Bu bölgeyi küçük bir mola vermek, kahvenizi yudumlamak için mutlaka ziyaret edin. Benim önerim ise 3 Schwestern’den yana.
Bar Tausend:Hem akşam yemeği hem de ardından bara gitmek isteyenler için tavsiyem; en gözde müşteri profilinin gittiği, Berlin’in trend mekanlarından Bar Tausend.