Kişi, kendisini en az 2 hafta depresyonda hisseder. İştahsızlık, mutsuzluk, vücut yorgunluğu ve ağrılar majör depresif bozukluğunun temelinde yatar. Genellikle 2 hafta süren majör depresyon çoğu stresli hayat geçiren insanlarda görülebilme olasılığı yüksektir. Fakat bazı insanlar da ise bu durum kalıcı hâle gelebilmektedir. Hayatının yarısında çeşitli özel sebepler nedeniyle yer edinebilmektedir.
Minör depresyon, majör depresyonun aksine geçici, hemen hemen herkesin gündelik yaşantısında görüleni, kısa ve geçici depresif bozukluktur. Bu tür kişiler depresyonun temel belirtilerini (bir anda gelen mutsuzluk hissi, sosyalleşememe, mecal bulamama vb.) gündelik hayatında kısa sürelerde yaşarlar. Geçici olan minör depresyon konusunda fazla endişe edilmez.
Depresyon sebepleri kişiden kişiye değişen göreceli bir kavramdır. Genel nedenler; boşanma, ayrılık, sevilen bir kişi ile tartışma, işsizlik, okul ve gelecek kaygısı, aile içi problemler olarak sıralanabilir. Kişi, bu durumlarda onu üzen şeyin çoktan olduğunu ve geri döndüremeyeceğini bildiği için mutsuzluk hâline bürünür. Bazen geri döndürülebilen kötü olaylar olsa dâhi o kişi yine kendisini depresyona sokabilir. Bunun nedeni kendi içinde yaşadığı hislerden dolayıdır. Bu hisler genellikle zaman içerisinde kendiliğinden gitse de bazı kişiler de kin duygusu harekete geçerek zaman da işe yaramayabilir. Ya da o kişi gerçekten yaşadığı olayı düşünmekten kendisini alıkoyamıyordur.
Kişi, yaşadığı kötü olaydan sonra en sevdiği aktiviteyi bile umursamadan bırakıp gidebilir. O an bulunduğu ortamdan uzaklaşıp duyguları ile baş başa kalmak ister. En yakını olan birine bile kötü davranıp, sinirini ve içindeki duyguları istemeden kötü bir şekilde karşısındakine yansıtabilir.
Depresyon, sadece ruhsal olmayıp fiziksel de olabildiği gibi aynı zamanda çevresiyle de alakalı durum hâline gelebilir. İlişkilerde olumsuz düşünceler yüzünden tartışmaya yol açabilir. Cinsel konuda kötü zamanlar geçirtebilir. Yorgunluğun ve iştahsızlığın verdiği mutsuzluk, kötü hislerine daha da kötü his katar. Bunun sonucunda birey, sadece kendisine değil çevresine de kötü olmaya başlar. Bu gibi durumlarda bilinçli bir birey olup tedavi yöntemlerinde faydalanmak gerekebilir. Çünkü ileri zamanlarda aşırı ilerlemiş bir depresyon belirtilerini görmezden gelmek, sağlığı ve beyni etkileyebilir (doğru düşünememe, dikkat bozukluğu vb.).
Bireyin, tedavi sürecinde aldığı yardımlar ile yaşadığı olumsuzlukları kabullendirmeye çalıştırılır. Çünkü olumsuzluklardan kaçmak depresyonu ilerleten en temel faktörlerden biridir. Olumsuzluklar, bireyin hayatında yer almıştır ve bunu bireye kabullendirmek tedavi sürecini başlatan doktorun elindedir. Kabullenmek; onların üstesinden gelmek demektir. Zaman içerisinde birey, kaçtığı olumsuzlukları kabullenmiş ve geçmişe bakmadan geleceğine yönelmiş olacaktır. Kişiyi harekete geçirme işlevi bu konuda çok önemlidir. Ona yapacağı işler, kendisini çözebileceği aktiviteler vermek bunlardan biridir. Göreceli bir kavram olan depresyon tedavisi genel olarak aynı aşamalar ile ilerler ama aynı nedenler üzerine devam etmez.