Tıpkı İstanbul gibi çok özel bir şehir Barcelona… Ünü başkent Madrid’in namını çoktan aşmış durumda… Akdeniz’i kucaklayan kıyılarıyla Barcelona, ilk bakışta bir tatil şehri havası estirirken, içerilere doğru yöneldiğinizde tarihin farklı boyutlarıyla buluşturuyor sizi, hatta sanatın sınırlarını zorlayan eserleriyle şaşkına bile çeviriyor görenleri...
Adı İspanya ve Barcelona ile özdeşleşen iki önemli isim: Salvador Dali ve Antoni Gaudi… Öylesine özel eserler bırakmışlar ki bu memlekete, hepsi birbiriyle yarışır nitelikte… Kentin parmakla gösterilen eserlerine imzasını atan, Art Nouveau akımın öncüsü Katalan mimar Antoni Gaudi geçmişten günümüze Barcelona’nın en özel mimari eserlerinin yaratıcısı.
Tasarladığı eserlerle Barselona’yı şekillendiren Gaudi’nin önemli eserleri arasında: Casa Vicens, Park Güell, Güell Pavilyonu ve Güell Sarayı, Celvet Evi, Teresano Koleji, Bellesgurad Villası, Casa Battlo ve La Pedrera ya da bilinen diğer adıyla Casa Mila yer alıyor. Gaudi’nin en ünlü eseri ise hayatını adadığı ve yapımı ölümünden bu yana sürmekte olan La Sagrada Familia bazilikası. Tüm mimari bilgisini, karmaşık semboller sistemi ve inancın gizemleri ile birleştirerek abidevi bir 20. yüzyıl katedrali yaratmak isteyen Gaudi’nin 1926 yılnda tramwayın altında kalarak ölmesi sonucu yarım kalan La Sagrada Famlia Katedrali’nin inşası ise o gün bugündür hala sürüyor. Gaudi’nin ölümünden sonra bağışlarla yürütülen ve yaklaşık bir asırdır kentin sembolü haline gelen, “bitmeyen kilise”sinin mimarın ölümünün 100. yıl dönümünde tamamlanması bekleniyor. Güell ailesinin soyluluk göstergesi olarak Gaudi tarafından tasarlan Park Güell ise tüm Barcelona’yı gözler önüne seren terası ve masal evleri andıran mozaik kaplı binalarıyla 1923’ten bu yana kültürel ve toplumsal etkinliklerin gerçekleştirildiği bir alan olarak kullanılıyor. Bir dahi olarak kabul edilen Gaudí’nin eserlerinin sekiz tanesi UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Birçoğu Gaudi’nin elinden çıkan ve her biri kente ayrıcalıklı bir görünüm katan Barcelona’nın eserleri saymakla bitmiyor. Ancak biraz da Akdeniz güneşi ile bütünleşen kentin sahil güzelliklerini keşfetmek gerekiyor.
Casa Mila ve Casa Batllo ya da ev sahipliği yapan Passeig de Gracia Barcelona’nın en büyük ve en hareketli caddesi. Alışveriş için en ideali... Caddenin sonunda yer alan Catalunya meydanından ister La Rambla’ya ister antik şehir merkezi Barrio Gotico’ya doğru rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Kordon anlamına gelen ve denize doğru uzanan La Rambla, üzerindeki çiçekçileri, Souvenir dükkanları, canlı heykelleri ile günün her saati hareketli bir cadde. Görünüm açısından benzemese de hareketlilik açısından bir nevi İstiklal Caddesi gibi, ancak biraz da tehlikeli... Siz Rambla’nın renklerine kapılmış gezerken, cebinizdeki tüm mal varlığınızı, ruhunuz bile duymadan bir İspanyol yankesiciye kaptırmanız an meselesi… La Rambla’dan aşağı sahile doğru inerken karşınıza çıkan Christoph Colomb heykeli kentin önemli sembollerinden biri. Ünlü kaşifin karaya ayak bastığı yerde, inşa edilen bu heykel tek eli ile okyanusun ötesindeki yeni dünyayı gösteriyor. La Rambla’nın denizle buluştuğu yerden kuzeye doğru uzanan bu bölgede eski liman çıkıyor karşınıza. Sahildeki ünlü alışveriş merkezi MareMagnum’un tam karşısındaki teleferik durağı ise kuşbakışı Barcelona’yı görmenizi sağlayacak güzel bir aktivite. Eski limandan bineceğiniz teleferik sizi, kente dair en güzel fotoğrafları yakalayabileceğiniz Montjuic tepesine ulaştırıyor. Barcelona’nın enteresan yapılarını gözler önüne seren Montjuic tepesinde Castell de Montjuic / Montjuic Kalesi ve enteresan yapısı ile dikkat çeken Torre de Cominication / İletişim Kulesi’nin yanı sıra Montjuic dağının eteklerine kurulu muhteşem bir İspanyol köyü olan Poble Espanol sizi bekliyor.
Havasıyla, yaşamıyla, yapılarıyla alışılagelmiş Avrupa şehirlerinden oldukça farklı bir şehir Barcelona. Bolca meydanı yok mesela, daha çok caddelerde ve deniz kenarında sürüyor yaşam. Port Vell, Port Olimpico ve Barcelonetta İspanyolların denizle buluşma noktası. Sahil boyunca restoranlarla dolu keyifli bir yürüyüş yolu sizi bekliyor. Yürüyüşünüz bittiğinde ise Barselona’nın en popüler plajlarından Platja de La Barceloneta’ya varıyorsunuz.
Barcelona hem tarihi hem de doğal güzellikler açasından son derece keyifli bir Akdeniz kenti... Köşe bucak gezmesi de tatili de son derece keyifli... Hayatın hızlı ve tempolu yaşandığı bu Akdeniz kentinde yemek yemek bile keyifli bir aktivite... Tapas, paella ve cava başta olmak üzere üzere Katalan mutfağına ait lezzetlerin hepsini Akdeniz’e karşı doyumsuz bir keyifle yiyebilirsiniz.