Ayça BARUT TANMAN – ayca.tanman@alem.com.tr
Fotoğraflar: CHANEL
Deauville, 1912 yılında Belle Époque’un en gözde sahil beldelerinden biriydi. Burada Rus baleleri sahne alır, trendler doğar, plajlar ve yat limanları yeni spor kültürüne kucak açardı. Kısaca Deauville’de olmak ve görülmek şarttı.
Inside Chanel’in yeni filmi Gabrielle Chanel’in benzersiz yeteneğinin ortaya çıktığı Deauville’i ve genç Gabrielle’in adımlarını konu alıyor. Deauville, Biarritz ve Venedik’le birlikte Gabrielle Chanel’i en çok etkileyen şehirler arasında. Gittiği her yerde etrafını inceleyen, gözlemlerinden beslenen ve bu sayede yaratıcılığını konuşturan Gabrielle Chanel; Anglo-norman mimarisi, plajdaki gezinti yolu ve keyif düşkünü halkıyla bir çekim merkezi olan Deauville’e 1912’de delice aşık olduğu polo oyuncusu Boy Capel’in kolunda ilk adımı attı.
İki yıl önce onun desteğiyle Paris’te ilk şapka butiğini açmıştı ve ikincisinin hayalini kuruyordu. Kısa sürede keskin bakışı ve özgür ruhu korseli, kuyruklu daracık elbiseler giyen ve karmaşık saç stillerini tercih eden cemiyet kadınlarını kurtarmak gerektiğini fark etti. İlk jersey silüetlerini Deauville’de hayal etti.
Zarif ve aynı zamanda pratik olan erkek giyimine ilgi duymaya da burada başladı. İlham kaynakları ise Boy Capel’in gardırobu, seyis yamakları ile polo oyuncularının ve balıkçıların kıyafetleriydi. Güneş tutkunu Gabrielle Chanel, deniz kenarında olağan dışı kılıklarla güneşlenen kadınları inceliyordu. Kısa bir süre sonra onlara hafif plaj pijamaları, fonksiyonel mayolar, son derece rahat marin tarzda pantolonlar sundu. Kum beji favori renklerinden biri oldu.
Toplum kurallarına uymayan Gabrielle teninin bronzlaşmasına izin veriyor, saçlarını kestirmeyi düşünüyor, kafelerin teraslarında eğleniyor ve restoranlarda dansçıların gösterilerini canı gönülden alkışlıyordu. Kız kardeşi Antoinette ve teyzesi Adrienne’in desteğiyle Gautont-Biron Sokağı’nda açtığı ilk butiği hiç boş kalmıyordu. Kadınlar onun trikolarına ve sadelikle gündelik şıklığı buluşturan tasarımlarına sahip olmak istiyordu. Gabrielle Chanel sportif modayı icat etmişti. Tasarımcı, kadınların kendilerini farklı konumlandırmak istedikleri yeni bir toplumun ayak izlerini hissetmişti. Yeni bir tarih yazılıyordu ve onun da katkıda bulunmak için makaslarını eline alması gerekiyordu.