Budva kentinin de içinde bulunduğu “Budva Rivierası” olarak anılan bölge, Adriyatik’in en güzel sahil şeritlerinden biri. Son dönemde Adriyatik kıyısında kum ve denizle içiçe bir tatil arayanların gözde duraklarından biri olan Budva’nın vizesiz seyahat imkanı sunması burayı bu denli popüler yapan başlıca nedenlerden biri. Hem denizle içiçe bir tatil hem de kültür turları için biçilmiş kaftan olan Budva, 2500 yıllık köklü bir geçmişe sahip. 5. yüzyılda Fenikeli Cadmus tarafından düşmanlardan korunmak amacıyla bir sığınak olarak kurulduğu varsayılan Budva, daha sonra bölgeye hakim olan Yunan ve Roma uygarlıklarından da izler taşıyor. Uzun yıılar Venedik hakimiyeti altında kalan, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Yugoslavya topraklarına katılan Budva, 2006’dan bu yana Karadağ topraklarının bir parçası. Karadağ’ın Bodrum’u sayılan Budva’nın yolu çok kısa süreli olarak Osmanlı ile de kesismiş. 1572 yılında Uluç Ali Paşa tarafından Venediklilerden alınarak Osmanlı topraklarına katılan Budva, 1573 yılında yapılan anlaşma ile ülkeye geri verilmiş.
Tarih boyunca Antik Yunan, Roma İmparatorluğu, Venedik Krallığı, Avusturya İmparatorluğu ve İtalya Krallığı yönetimi altında kalan Budva, özellikle tarihi şehir merkeziyle önemli bir turizm merkezi konumunda. Ağırlıklı olarak, uzun yıllar (377 yıl) yönetimi altında kaldığı Venedik mimarisinden izler taşıyan kent, tarihsel birikiminin yanı sıra sayısız plajı ve canlı gece hayatıyla da Avrupa’nın Adriyatik kıyısındaki en güzel duraklarından biri. Popülaritesinde Daniel Craig’in ilk James Bond filmi Casino Royal’in Karadağ’da geçen sahnesinin de rolü büyük.
Budva’da gezilecek görülecek yerlere gelince, Orta Çağ’dan kalma duvar ve kuleleri ile bir labirent görünümü sunan eski kent merkezi Stari Grad; taş evleri, Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla Budva’nın tarihi güzelliklerinin tadını çıkaracağınız başlıca bölgesi. Osmanlı’dan korunmak amacıyla inşa edilen surlarla çevrili eski kent merkezinin labirenti andıran sokaklarında keyifli vakit geçirebileceğiniz çok sayıda butik, restoran ve kafe yer alıyor. Kent tarihinden izler taşıyan Budva Kalesi, arkeoloji müzesi, St. John Kilisesi ve Kutsal Teslis Kilisesi kent merkezinde görülmesi gereken yerler arasında.
15. yüzyıldan kalma bu ikonik ada, Arnavut kaldırımlı yolları, eski evlerden ve manastırlardan oluşan olağanüstü dokusu ve manzarası ile benzersiz bir atmosphere sahip. 19. yüzyıla kadar sadece 400 kişinin yaşadığı kendi halinde bir adacık olan Sveti Stefan şimdilerde bir tatil köyü konumunda. Etrafı surlarla çevrili olan 12 bin metrekarelik bu ada, revize edilen evleri ile süper lüks bir tatil köyü. Osmanlı’dan korunmak amacıyla inşa edilen surların birçok noktasında gözetleme kuleleri yer alıyor.
1972 yılında dünyanın en özgün 10 turistik yerinden biri olarak seçilen ve Lonely Planet tarafından ödüle layık görülen ada o dönemde aralarında Sofia Loren, Marliyn Monroe, Orson Welles, Kirk Douglas, Liz Taylor gibi ünlü isimlerin yer aldığı pek çok kişiyi ağırlamış. 1990’larda başlayan dağılma sürecinde ve Yugoslavya-Karadağ arasındaki geçiş döneminde popülaritesini kaybeden adayı yeniden bu şaşalı günlerine kavuşturmak isteyen Karadağ hükümeti, Sveti Stefanı’ı 30 yıllığına Aman Resorts grubuna kiralamış. Uzun süren bir restorasyon aşamasından sonra, 50 odalı ve 8 suitli 5 yıldızlı bir otele dönüştürelen Sveti Stefan şu an Karadağ’ın en ikonik tatil köylerinden biri.