(Açılış görseli: Back of Neck, 1983)
Elif ÖKSÜZ TAŞKIN – elif.oksuz@alem.com.tr
Michael Stewart, 1983 yılında New York 14th Street metro istasyonu duvarına bir grafiti yaptı ve bir saat içinde tutuklandı. Tutuklanmasının üstünden bir saat geçmeden Stewart hastaneye kaldırıldı. 13 günlük komanın ardından Stewart’ın hayatını kaybetmesi yedi yıl sürecek bir davanın da başlangıcı oldu. Bu ölüm, dönemin önemli sanatçılarından Jean-Michel Basquiat’ı öylesine etkiledi ki, Basquiat daha sonra onunla sık sık anılacak “The Death of Michael Stewart”, diğer adıyla “Defacement” isimli eserini yaptı. Keith Haring’in stüdyosunun duvarına, Stewart’ın ölümünden bir hafta sonra çizdiği resim, New York’ta Guggenheim Müzesi’ndeki serginin çıkış noktası oldu.
Untitled (Sheriff), 1981
“Defacement: The Untold Story” ismini taşıyan sergi Basquiat’ın siyahi kimliği sorgulamasını, polis zulmüne karşı protestosunu ve gücün estetik dilini sanatına yansıtma eğilimini ortaya koyuyor. Görülecek eserlerin çoğu polis figürünü vurgulayarak otoriteyi sorguluyor. Diğer eserler ise Basquiat’ın tuval üzerinde resmetmekten en mutlu olduğu kahramanı caz efsanesi Charlie Parker gibi tarihi siyahi figürlerden oluşuyor.
HABERİN DEVAMI BU HAFTA ALEM'DE.