New York'ta Türk Gecesi
1 dakika okunma süresi
Son dönemde hemen herkesin paylaşımında, ağzında bir podcast sevdasıdır gidiyor. Ünlüler, tiyatro oluşumları, sanatçılar ve hatta üniversiteler bile harıl harıl podcast organizasyonu içinde kendine bir yer edinmeye, bu yükselen trendin ilk ve en etkili dalgasını kaçırmamak adına ellerinden geleni yapmaya çabalıyorlar.
Peki, tam olarak nedir bu Podcast?
2003 senesinde, bugün hala kullanılmakta olan ve podcast formatının temeli diyebileceğimiz RSS teknolojisi ile yaratıcısı Dave Winer sayesinde oluşturuldu. Eski MTV VJ’i Adam Curry ismini ise podcast formatının ilk yayıncısı olarak bu noktada anabiliriz. Unutmadan ekleyelim, kendisi hala podcast yayın hayatına devam ediyor. Podcast için önemli bazı dönüm noktalarını belirtmemiz gerekirse bunları şu şekilde sıralayabiliriz.
2005’te New Oxford American Dictionary “podcasting” kelimesini yılın kelimesi seçti.
2005 senesinde Apple iTunes programına podcast desteği geldi.
2005 George W Bush podcast programını yayınladı.
2006 Steve Gobs GarageBand kullanarak nasıl podcast yapılabileceğini tüm dünyaya gösterdi.
2006’da iPod’lara 4.8 milyon podcast indirildi. (*)
17 senelik bir geçmişe sahip olan podcast ile Türkiye’nin tanışması maalesef biraz zaman aldı. İlk denemelerin ve yayınların arasında adını anmamız gereken isimler ise;
Serdar Kuzuloğlu (2009-2010, ayrıca kendisinin bu dönemde podcast dizini için açtığı ve daha sonra devam etmediği bir internet sitesi de mevcut)
2011 yılından bugüne devam etmekte olan, Türkiye’nin en uzun soluklu ve en sadık dinleyici kitlesine sahip olan podcast yayını Potacast
2013 Kulak Misafirleri
2013 Geekstra
2014 Gerisi Hikaye (Türkiye’nin en uzun soluklu korku edebiyatı podcast ve halen yayınlarına çok başarılı bir şekilde devam etmekteler)
Ortakları arasında olduğum, Türkiye’nin ilk Podcast Ajansı olan Podfresh çatısı altında yaptıklarımıza da göz atmanızı mutlaka öneriyorum. Türkiye içinde podcast ekosistemini oturtup pazar payını genişletebilmek adına yaptıklarımızı şu şekilde kısaca sıralayabilirim. Hafta iki her sabah abonelerine gönderilen ve içeriğinin sadece podcast olduğu bir podcast e-posta bültenimiz, bu ay 4. sayısını yayınlayacak olan PodioMag isimli bir dergimiz ve her Pazar akşamı ülkenin podcast figürlerini konuk aldığımız Roundtable isimli bir canlı yayın serimiz var. Yayın ağımız içinde toplamda 50+ yayıncımız mevcut. Marka ve yayıncı podcast danışmanlıkları ve reklamları, podcast eğitimleri, üniversite podcast ağ tasarlanması gibi kısaca özetleyebileceğim bir içerikle podcast için keyifle didiniyoruz diyebilirim.
Türkiye’de podcast formatının gelişimi için özellikle Podbee Medya, Socrates Podcasts, Storytel ve yakın zamanda duyurulan Türkiye’nin ilk podcast tiyatro oluşumu olan Podacto’yu da mutlaka takip etmenizi ve incelenecekler listenize almanızı öneriyorum.
Yazıya akademik makale kıvamında devam etmeyeceğim merak etmeyin. Şimdi gelin hızlıca Türkiye’de öne çıkan podcast yayınlarını ve yayıncılarını inceleyelim.
Öne Çıkan Podcast Yayınları
Türkiye’de podcast denildiğinde akla ilk gelen yayıncı olan ve Immanuel Tolstoyevski ismi altında yayınlarına devam eden podcast programına mutlaka bir şans vermenizi öneriyorum. Özellikle podcast formatı içinde en zor ve önemli konular arasında gösterilen “kendi kitlesini oluşturma” konusunu tartışmasız en iyi başaran yayıncı diyebilirim kendisi için. Yakın zamanda “Safsatalar Ansiklopedisi” kitabını satışa sunan ve büyük bir ilgi gören podcaster, zaman zaman katıldığı canlı yayınlarda kullandığı maskeler ile de oldukça ilgi çekmekte.
Geçtiğimiz günlerde 439. bölümünü, evet yanlış okumadınız, tamı tamına 439. bölümünü yayınlayan podcast ülkenin gerçekten podcast hafızası konumunda. NBA ve basketbol sevdalıları için zaten yeni bir keşif olmayacak olan yayına bakınırken, birbirinden başarılı diğer Socrates Podcasts yayınlarına göz atmayı unutmayın. (Favorim - Vasıtalar)
YouTube ve video tabanlı içeriklere kıyasla prodüksiyon kolaylığı ve hazırlanma maliyetinin düşüklüğü nedeniyle, son dönemin gözdesi haline gelen podcast ve bu işe gönül veren yayıncılara kısaca değinmeye çalıştım. Sizlerin dinlediği, beğendiği podcast yayınlarını ise sizlerden duymak için sabırsızlanıyorum. Podcast üretimi, dağıtımı ve reklamı gibi tüm konularda çekinmeden bana ulaşabilir ve yardım talep edebilirsiniz. Hayatınızın ve dijital tüketimlerinizin içinde podcast yayınları yoksa, gerçekten neler kaçırdığınızı bilmiyorsunuz demektir.
Bence geç kalmış sayılmazsınız, çıkartın telefonları!