Londra ve Paris'te Sanat Dünyasında Neler Oluyor?

Avrupa sanat piyasası son yıllarda Londra ve Fransa arasında tatlı bir rekabete sahne oluyor. İki şehrin piyasadaki gelişmelerini masaya yatırdık.

YAZAR: Kübra Bıçak
13 Ekim 2021 Çarşamba 14:15 | Son Güncellenme:
17 dakika okunma süresi

Sanat dünyasında ilginç bir çekişme var. Brexit'ten çıkan İngiltere'nin sanat piyasasındaki üstünlüğü tartışma başlığı haline gelirken, Paris'te açılan yeni kurumlar dikkat çekiyor. Londra'nın sanat piyasasındaki üstünlüğünü Paris'e devredeceği kulislerde konuşuluyor. 1950'lerde dünyanın önde gelen satış merkezlerinden biri olan Paris'in müzayede evi l'Hôtel Drouot'nun cirosunun Sotheby's ve Christie's'in geliriyle yarışır hale gelmesi bu durumu özetliyor. Peki Paris sanat pazarında nasıl başı çekmeye başladı? İngiltere'nin Avrupa Gümrük Birliği'nden ayrılmasıyla yeni vergilendirme politikaları yüksek bütçelere sebep oldu. Sınır güvenliği nedeniyle sanat eserlerinin taşınmasında komplikasyonlar, gümrükte uzun bekleme süreleri de kaçınılmaz oldu. Bu durumda sanat piyasası yönünü Avrupa'da ikinci en düşük ithalat vergisine sahip ülke Fransa'ya çevirdi. Pek çok galeri de Londra şubelerini ya kapattı ya da küçülttü. Koleksiyonerler ise değerli eserlerini Londra'dan Paris'e taşımaya başladı. Sanat dünyasına yön veren David Zwirner, Whitecube, Hauser & Wirth gibi galerilerin Paris'te yeni merkezlerini açması ise dikkat çeken unsurlardan biri. Tüm bu gelişmelerin ışığında Fransa'da yaşayan sanatçı Utku Varlık'tan ve Christie's Fransa Temsilcisi Cécile Verdier'den yorumlarını aldık.

Utku Varlık, Sanatçı

Sanatçı Bugün çağdaş sanatı, dolayısıyla sanatı Paris yönetiyor; yalnız sözüm plastik sanatlar değil tiyatro ve müzik. Sanat tüm çağlarda "ekonomik güçlerin" yönettiği bir kurguydu, yani değişen bir şey yok! Yalnız Amerika'nın kazandığı "hegemonya", dünyaya pentürü, kendi sanatçılarını, onların ters-yüz ettikleri pentürü sanat tarihine soktu ve giderek bu açılımda sanat da kabuk değiştirerek "contemporary" (çağdaş) etiketiyle başka bir boyuta girdi. Tuvalden, atölyeden çıkıp sonunda "performance," herkes sanatçı, her şey sanat olabilir özgürlüğüyle kendine başka bir yol çizdi. Ne yazık o sürede 80'li yılların sonu, Paris'te pentür sergileyen önemli galeriler ya kapandı ya da fotoğrafa döndü. Bugün kontrolün Paris'in elinde olmasına rağmen, kendi sanatçılarını bu uluslararası raya henüz oturtamadı; bence artık sanatta ulusal kimlikten çok "global" bir kişilik söz konusu. İngiltere geçen yüzyıldan beri çağdaş sanatı yöneten en etkin Avrupa ülkesiydi, bence yine önemli bir potansiyeli var. Unutmayalım 80'li yıllarda Charles Saatchi bu lobiyi tek başına yönetiyordu ve 1998'de sahibi olduğu ünlü müzayede evi Christie's'i François Pinault'ya satarken ( 1.2 milyar Euro) ön plandan çekildi ama 80'li yıllarda topladığı "Genç İngiliz Sanatçıları" örneğin Damien Hirst, Tracey Emin gibi isimler yine onunla çalışmayı sürdürdüler. Ama artık top Pinault'nun eline geçmişti, hızla bu sanatçıları da kendi vakfına bağladı. Londra galerileri her zaman ikinci planda, dışa biraz kapalı çalışırlardı; asıl dinamik Tate Modern'den yönetilir, dünyaya açılım gerektiğinde bu galeriler devreye girerlerdi. Örneğin Emirlikler ve tüm Arap ülkelerinde çağdaş sanatı pazarlamada; yalnız Dubai'de 10 adet önemli İngiliz galerisi var, inanılmaz! Brexit'ten öte şu anda en önemli alternatif Fransa'da, dünyanın en önemli, en zengin "contemporary" vakıfları yine burada. Ünlü İngilizler son sergilerini yine Fransa'da yapıyor: David Hockney ve Hirst (şu anda Fondation Cartier'de "Çiçek Açmış Kiraz Ağacı" sergisini unutmayalım!) Christie's'in yanı sıra yine en önemli müzayede evi Sotheby's, Pinault'nun, iki yıl önce %30'nu elinde tutarak bir başka Fransız milyarder Partick Drahi'ye 1.5 milyara sattı. 5000 eseri kapsayan koleksiyonunu önce Paris'te tutmak isterken, politik nedenlerle olmayınca, kızarak Venedik, Palazzo Grassi'ye ve La Punta Della Dogana'ya yerleşti. Sonuçta Venedik'in yanı sıra Paris Belediyesi ona ünlü "Ticaret Borsası Sarayı"nı verdi ve bu yıl büyük bir törenle açıldı. Milyarder Bernard Arnault'yu unuttuk; dünyada lüksün lideri ve geçen yıllarda açtığı Louis Vuitton Vakfı, yine günümüzün en önemli sanatçılarının koleksiyonlarını ve retrospektiflerini yapıyor. Bu iki çağdaş sanat himayecisi Pinault ve Arnault'nun yanı sıra, üst düzeyde çok önemli 10 vakıf sayabiliriz. Bu konuda Amerika dahil hiçbir ülke Paris'le yarışamaz. Kanımca Amerika'nın belki işine geliyor: Tüm bu Fransız koleksiyonlarının en gözde sanatçıları yine Amerikalı; Jeff Koons, Cy Twombly, Richard Serra, Basquiat, Cindy Sherman, Wools, Schüttle gibi. Buna paralel olarak yine dünya çapında en önemli sanat galerileri olan Ropac, Gagosian, Templon, Kreo, Yvon Lambert, Karsten Greve de yine Paris'te. Brexit'in sanata getirdiği ve getireceği engeller daha su yüzeyine çıkmadı. Evrensel sanat, uluslararası bir "circulation"un (dolaşım) gerektirdiği kolay açılımla yaşar; gümrükler, sınırlar, bürokrasi ve kaypak politika onu engeller. Fransa'nın başka bir avantajı çoğunlukla bilinmez: Kültür Bakanlığı'nın çağdaş sanatı desteklemek için kurduğu "FRAC (Bölgesel Çağdaş Sanat Fonu). Bu sanat fonu, uzun bir süredir Fransa'nın önemli 12 bölgesinde açılan modern sanat müzelerini desteklemek ve sürekliliği adına çalışır. 60 milyon euro bütçesiyle, her bölgenin komitelerinin kendi sanatçılarının yapıtlarını satın alıp sergilemeyi destekler. Bu işlevleri de her yıl önemli bir katalogla duyurur. İyi niyetle başlayan bu sanat fonu, giderek amacından saptırıldı; tüm galeriler bu sistemi kendi sanatçılarına çevirmek istediler. Ünlü sanatçıların da aklınıza gelebilecek her şeyi kendi eseri gibi satarak, önemli bir istismar döngüsüne çevirmesine rağmen, dışa dönük bir skandal olmadı. Çünkü Contemporary pentürü (çağdaş resim) dışladıktan sonra genellikle "yerleştirme"ye dönük tüm kurgunun malzemesi plastik, metal, kum... Sonuç olarak FRAC sanat fonu, bu şekilde yoluna devam ediyor. Paris'te yaşamamın bir nedeni de, sanat adına dünyada olup biteni yerinde izlemem amaçlıydı. 1970 yılında geldiğim Paris, pentür adına en etkin kentlerden biriydi. Sonuçta her şey tek tek başını alıp giderken, pentür de bundan nasibini aldı, çağdaş sanat kısa bir sürede tüm pentür galerilerini sildi süpürdü. Niçin öteki sanatların kaderi böyle olmadı? Örneğin sinema, tiyatro, müzik, yazı sanatları, biraz sarsıntı geçirseler bile kendi içeriklerine dönüp, varoluşlarından taviz vermediler. Ne mutlu ki, hem Londra'nın hem de Paris'in küresel satış takvimimizde önemli bir rol oynadığını ve oynamaya devam edeceğini; ayrıca işin geneline finansal olarak önemli katkılarda bulunduğunu güvenle söyleyebiliriz. Kısa süre önce birkaç büyük galerinin Paris'te ve özellikle de 20 yılı aşkın süredir genel merkezimizin bulunduğu cadde Matignon'da yeni adresler açmasıyla bir köpürme gördük. White Cube, Mayoral ve Per Skarstedt'in Paris'e yeni gelmesi bizim için olumlu bir mesaj. Bu, yılın ilk yarısında satış odalarımızda da gerçekleşti: Christie's, ilk dönemde kaydedilen 205 milyon € ile 2020'ye göre %137 ve 2019'a göre %141 artışla Fransa'da liderliğe sahip.

Cécile Verdier, Christie's Fransa Temsilcisi

Paris, geçmişten günümüze sanat için eşsiz konumlardan biri. Paris'te bulunan farklı fuarlar giderek daha fazla uluslararası koleksiyoncuyu Paris'e çekmekte. Christie's France ise 2020'de Asia Bow ve Afrika Çağdaş Sanat Fuarı gibi çeşitli sanat fuarlarıyla da ortaklık kurdu. Christie's France ayrıca geçen yıl Asia Now ile bir ortaklık geliştirdi. Londra ile bazı özel satışlar hakkında görüşmeler de geliştiriyoruz. "Londra'dan Paris'e" satışımız, her iki şehirde de pazarın ne kadar çok güçlü olduğunun kanıtı. İngiltere'nin Brexit'ten çıkmasından bu yana belirli kurum olarak bir değişiklik yaşamadık. Biz küresel bir işletmeyiz ve AB üyesi olmayan ülkelerden hem sanatçılar hem de koleksiyonerler için geniş bir havuz sunuyoruz. Londra'ya gelince, oradaki satışlarımız, bu yılki uluslararası sanat piyasası raporunda, İngiltere pazarının değerinin %87'sinin AB dışı ticaretten oluştuğu görülmekte. Bu yüzden Londra'nın, küresel sanat pazarının merkezinde kalacağını öngörüyoruz. Dünya çapında satış merkezlerimiz var ve her birinin kendi pazarı, alıcı grubu var. Giderek artan yeni koleksiyonerlerimiz nereden satın aldıklarıyla ilgilenmiyor, ne satın aldıklarıyla ilgileniyorlar. Satış merkezlerimizi tek bir format etrafında birleştiren son hibrit satışlarımız, bu kombinasyonun yeni kitleleri ağırlayarak ve sunulan işleri genişleterek, alıcılarımız için ne kadar başarılı olabileceğini gösteriyor. Hem Paris hem de Londra, daha geniş Avrupa bölgesinde ve uluslararası alanda işimizde önemli bir rol oynuyor. Paris ve Londra aynı satış kategorilerini sunuyor. Paris'in, çağdaş sanat satışında Pierre Soulages, Jean Dubuffet, Riopelle gibi daha fazla Fransız sanatçı sunacağı doğru. Londra'da David Hockney, Lucian Freud gibi sanatçılardan daha fazla eser göreceğiz. Satışlarımız artık New York ve Londra'yı birbirine bağlayan Temmuz 2020'deki ONE satışı gibi giderek daha küresel bir çizgide olacak. Bu yüzden büyük bir değişiklik görmüyoruz. Fransız odaklı ve Christie's'in Fransa'da güçlü bir geçmişe sahip olduğu bir alan olan önemli bir Özel Koleksiyon satış grubumuz var. Eylül ayında iki Fransız koleksiyonu sunduk: Bay ve Bayan Jean Marc Forneri'nin koleksiyonunun yanı sıra, küratörlüğünü Hubert de Givenchy'nin yaptığı bir Paris pied-à-terre. Ekim, 1920'lerin sonunda ünlü Maison de Verre'i Pierre Chareau'ya görevlendiren Dalsace Koleksiyonu tarafından vurgulanacak. Genel olarak, Fransa'da ikinci dönem 2020'den fazla koleksiyon sunacağız. Bu da Fransa'nın sanat gücünü gösterecek işler olacak.

Maya Portakal Bitargil ile Mehmet Güleryüz Eserleri Üzerine

Koleksiyonerler ve Eserleri

Venedik Bienali'nde "Dinleyici" Eseri

EN ÇOK OKUNANLAR

Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

6 dakika okunma süresi
Doğu Ekspresi ile Yeni Keşifler

Doğu Ekspresi ile Yeni Keşifler

4 dakika okunma süresi
Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi
2024 MTV Avrupa Müzik Ödülleri: Unutulmaz Anlar

2024 MTV Avrupa Müzik Ödülleri: Unutulmaz Anlar

2 dakika okunma süresi
2024 Baby2Baby Gala'da Yıldızlar Geçidi

2024 Baby2Baby Gala'da Yıldızlar Geçidi

2 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

2024 Contemporary Istanbul Edisyonunda Neler Oluyor?

2024 Contemporary Istanbul Edisyonunda Neler Oluyor?

2024 Eylül Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Eylül Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Ekim Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Ekim Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Paris Olimpiyatları Hakkında Merak Edilenler

2024 Paris Olimpiyatları Hakkında Merak Edilenler

Leros Adası: Eşsiz Doğa ve Kültürel Aktiviteler

Leros Adası: Eşsiz Doğa ve Kültürel Aktiviteler

2024 İstanbul Tiyatro Festivali'nde Dikkat Çeken Oyunlar

2024 İstanbul Tiyatro Festivali'nde Dikkat Çeken Oyunlar

Netflix'ten 11 Yerel Yapım: Türkiye'den Dünyaya Açılan Hikayeler

Netflix'ten 11 Yerel Yapım: Türkiye'den Dünyaya Açılan Hikayeler

Türk Hava Yolları x Refik Anadol: “Inner Portrait”

Türk Hava Yolları x Refik Anadol: “Inner Portrait”

2024 Ağustos Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Ağustos Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

Piyanonun Parlayan Yıldızı: İlyun Bürkev

Piyanonun Parlayan Yıldızı: İlyun Bürkev

Eylülde Sanat ve Müzik Şöleni

Eylülde Sanat ve Müzik Şöleni

2024 Temmuz Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Temmuz Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?