Hamza Kırbaş ile Dijital Sanat Üzerine

Dijital sanatçı Hamza Kırbaş ile Loft Art'ta eserleriyle yer aldığı “Symbio” sergisinden, çalışmalarından, dijital sanatın gelişiminden ve NFT sanat eserlerinden bahsettik.

YAZAR: Çisem Danacı
8 Mart 2022 Salı 13:56 | Son Güncellenme:
19 dakika okunma süresi

Loft Art'taki "Symbio" grup sergisinde eserleriniz yer alıyor. Bu konuda nasıl hissediyorsunuz, sizce nasıl bir sergi oldu?

Öncelikle böyle bir süreçte İstanbul sanat ortamında yeni bir sanat mekanının oluşumunun hem sanatçılar hem de sanatseverler için değerli olduğunu düşünüyorum. Loft Art'taki "Symbio" sergisinde yapıtlarımla yer almak benim içinde yeni bir deneyim ve iletişim alanı oldu. Aynı zamanda farklı disiplinlerde çalışan sanatçılarla bir arada olmak güzeldi.

"Symbio" sergisi ismini insan ve teknoloji arasındaki simbiyotik ilişkiden alıyor. Sizin eserleriniz bu simbiyotik ilişkiyi nasıl ele alıyor? Sizce insan ile teknoloji arasında daha çok yapıcı bir ilişki mi var, yoksa yıkıcı bir ilişki mi?

Genel olarak yapıtlarım kendi yaşadığım anın ayrıntılarını içeren iletişim, oyun, geçmiş ve geleceği bir araya getiren imgelerden oluşmakta. Bu anlamda insan ve teknolojiyi odağına alan "Symbio" kavramının, yapıtlarımı içerisine alan bir bakış açısına sahip olduğunu söyleyebilirim. Evet, insan ve teknoloji arasında hem yapıcı hem de yıkıcı bir ilişki mevcut. Bu durum bir dijital yapıt üretirken de mevcut, bir araba sürerken de mevcut. Örneğin; dijital bir yapıt üretildiğinde karbon ayak izi dediğimiz durum meydana gelir ama sonuçta bir yapıt üretilmiş olur. Bu durum bir araba için de geçerli, sizi bir yerden bir yere taşır ama çevre kirliliğine de neden olur. Bu durum kaçınılmaz fakat teknoloji ve insan ilişkisinde yapıcı taraf ağır basmakta.

Bize biraz "Symbio" sergisinde de yer verdiğiniz "Witnesses / Tanıklar" serinizden bahsedebilir misiniz? Özellikle eserlerden birinde -doğrudan biz izleyiciyle göz teması kuran figürlerin yer aldığı çalışmada- sanki bu suretler, bizim tanıklığımıza tanıklık ediyorlar hissi veriyor. Ancak serinin de adını "Witnesses" koyduğunuza göre burada daha geniş çaplı bir tanıklıktan bahsediliyor olsa gerek. Neye tanıklık ediyor bu eserler veya neyin tanıklığını anlatıyor?

"Witnesses / Tanıklar" serisi yaklaşık iki yıldır devam eden bir seri. Bu seride fine art baskılar, mekan odaklı yerleştirmeler ve 3D video animasyonlar gibi farklı disiplinlerden yapıtlar yer almakta. Tanıklar serisinin çıkış noktası "Bir birey olarak tanık olduklarımı, bir imgede yeniden bulabilir miyim?" sorusundan doğdu. Gözlemlemeye dayalı olan bu süreçte, yaşamın içindeki küçük ayrıntıları birer imgeye dönüştürmeye başladım ve bu imgeleri yaratırken hem bir başkası olmaya hem de geleceği görmeye çalıştım. Bu süreçte imgeleri bir fenomen olarak izleyicinin bakış açısına sunmak istedim. Bir noktada izleyiciyi yapıtların merkezine yerleştirerek ve benim gördüklerimin dışında izleyicinin de kendi hayatında tanık olduğu olguları görebilecek mi diye merak ettim. Evet, serinin ilk çalışması olan kompozisyonda bir koridor boyunca kapı aralıklarından bizi izleyen yüzler var. Bu yüzler hem kendi tanıklığını gerçekleştirmekte hem de izleyicinin tanık konumunda olduğunu yeniden imgeleştirmekte. Bu seri özellikle günümüz teknolojisinin yıkıcı tarafına odaklanmakta. Yani izlediğimiz ekranlar çoğaldıkça hafızamızın imge bombardımanına uğraması da kaçınılmaz oldu. Sonuç olarak her gün farklı ekranlarda karşılaştığımız imgeler hafıza parametrelerimizi bozuma uğratarak toplumsal hafızanın kaybolmasına neden oldular.

Çalışmalarınızın geneline baktığımızda, bazen görüntüyle bazen renkle bazense sesle kurulan karanlık bir alt ton var gibi. Bu görüşe katılır mısınız? Katılırsanız, bu karanlığın kaynağından bahsedebilir misiniz?

Evet, aslında daha önce de duydum buna benzer yorumlar. Sanırım biraz öyle ama özellikle yaptığım bir şey değil. Üretim sürecimin biraz şiirsel olduğunu düşünüyorum. Belki de geçmiş, gelecek ve şimdiyi yorumlarken kaosun içinden sessizce okunan bir şiir dinliyorumdur.

İşaret dili eserlerinizde ara ara karşımıza çıkıyor. Nasıl bir tanışıklığınız var işaret diliyle? Eserlerinizde işaret diline yer vermenizin nedeni ne?

Uzun zamandır işaret dilini bazı çalışmalarımda kullanıyorum. Uluslararası tek işaret dili olan "Gestuno" alfabesini bir dil olarak yapıtlarımda kullanmaya başlamamdaki çıkış noktası ise imgenin bir iletişim aracı olduğunu keşfettiğim gündü. Bazı düşünceleri, anlatımları ve iletişim sürecini tersine çevirmek gibi bir bakış açım var. İşaret dilindeki ilk yapıtlarımda toplumsal hareketlerde atılan sloganlar üzerinde çalıştım. Bazen yaşadığım anı bir slogana dönüştürdüm bazen de var olan bir sloganı tersine çevirdim. Çünkü "Konuşarak bir şeyleri değiştiremiyorsak eğer, sessizce değiştirebilir miyiz?" diye bir sorudan yola çıktım.

Resim bölümü mezunusunuz, ancak daha sonra dijital sanata geçiş yaptınız. Sizi dijital sanata ve NFT eserler üretmeye iten ne oldu?

Evet, lisans ve yüksek lisans eğitimimi resim bölümünden bitirdim. Fakat dijital mecra ile tanışmam çocukluğumdan geliyor. Aile mesleğimiz olan fotoğrafçılığa çok küçük yaşlarda başladım ve plastik sanatlar eğitimim sürecinde fotoğraf, program ve kamera geçmişim sanatsal anlamda kendimi ifade etmek için birer araç olmaya başladılar. Dijital ortamı bir tuval yüzeyi olarak kullandım. NFT konusunda ise bir NFT olsun diye bir yapıt üretmedim çünkü NFT'yi dijital imgenin üzerine kurulan bir yapı olarak görüyorum. Yani dijital yapıtlarım bir anda NFT oldular. NFT sürecine girmemdeki nokta ise BINANCE'in kendi NFT platformunu kurmasıyla başladı. BINANCE NFT'nin dünyadan seçtiği 100 sanatçıdan biri olarak Türkiye'den seçildim ve çok kısa bir sürede binlerce yapıtım dünyanın her yerinden koleksiyonerlere ulaştı.

Hem konvansiyonel medyuma hem de dijital sanata hakim biri olarak, teknolojinin sanata kattığı eksiler ve artılardan bahsedebilir misiniz?

Tabii ki, şu anda dijital sanatın bir geçiş sürecinde olduğunu düşünüyorum. Plastik sanatlar eğitimi alan ve bu alana hakim olan biri olarak, dijital mecranın sanatsal anlamda kullanılması gerektiğini savunuyorum. Çünkü sanat tarihine baktığımız zaman, örneğin; Marshall Duchamp'ın "Pisuar" yapıtı kendi zamanında kabul görmemişti. Ama şimdi baktığımızda ise neredeyse çağdaş sanatta hazır nesne kullanımı ile başlayan tarihin "Pisuar" ile başladığını görebiliyoruz. Dijital süreci de günümüzde buna benzetebiliriz. Tabii ki bu, her dijital imgenin bir sanat eseri olduğu anlamına da gelmiyor. Çünkü bugün reklamcılık da dijital mecradan ilerliyor ve birçok farklı dijital imge ile karşılaşabiliyoruz. Plastik sanatlar eğitimi alan bir sanatçının dijital mecrayı kullanması ile bu eğitimi almayan sanatçıların yapıtları arasındaki farklılıkları görebiliyoruz. Dijital mecranın kendisi bir sanat eseri değildir, dijital mecra sanat yapıtı için sadece bir araçtır; tıpkı tuval, boya ve fırça gibi. Dijital yapıtları okurken bu olguyu göz önünde bulundurmak önemli olacaktır.

Dijital sanat, uzun zamandır hayatımızda ama metaverse ve nft, yalnızca birkaç yıldır konuşulmasına rağmen çok büyük bir ivme kazandı. Bu bağlamda sanatın gelişimini ve sanat üretiminin evrimini nasıl görüyorsunuz?

Evet, dijital sanat kavramı uzun zamandır hayatımızda yer almakta fakat fotoğrafın icadından bu yana dijital imgenin biricikliğini koruyacak herhangi bir olgu yoktu. Özellikle dijital sanat yapıtlarının NFT süreciyle birlikte biricikliğini koruması en önemli noktayı oluşturmakta. Dijital varlık olarak adlandırılan NFT'nin Blockchain teknolojisi ile izi sürülebilen bir yapıya dönüşmesi, sanatçıyı ve yapıtını bir noktada koruma altına aldı. Ayrıca global bir olgu olması, sanatçının yapıtını çok kısa bir sürede doğrudan koleksiyonerlere ulaştırması konusunda hız kazandırdı. NFT'nin bu süreçte sanat tarihindeki yerini aldığını düşünüyorum. Bunu şöyle değerlendiriyorum, bu süreçten önce sürekli olarak takıldığım bir nokta vardı; modernizmden sonra postmodernizm var, peki ya postmodernizmden sonra ne gelecek? diye sorgularken böyle bir olgunun ortaya çıkmasıyla "Postmodernizmden sonraki adım bu olabilir mi?" diye düşünmeye başladım. Ayrıca bu süreçte binlerce dijital imgenin NFT olduğunu görüyoruz, bunun da bir süzgeç sürecinden geçtiği günlerdeyiz. Fakat uzun vadede NFT'nin sanat tarihinde bir kategori olarak varlığını koruyacağını düşünüyorum. Metaverse ise NFT'yi de içinde barındıran daha büyük bir yapıya sahip.

Almanya, İngiltere, ABD, Fransa gibi pek çok ülkede sergi, festival ve bienallere katıldınız. Yurt dışında dijital sanata yaklaşımı, ülkemize göre farklı görüyor musunuz?

Evet, birçok farklı disiplinde üretilen yapıtım uluslararası birçok önemli platformda sergilendi. Sergilenen yapıtlarımla birlikte bu platformlarda yer almaya çalıştım çünkü sergi süreçlerinin bir iletişim alanı olduğunu ve deneyimlenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Evet, bir iki yıl önceye kadar bir dijital yapıtı Türkiye'de sergilemek çok zordu. Fakat ben bu süreçten önce, yapıtlarımı ürettikten sonra Türkiye'de sergilemeden önce yurt dışında sergiliyordum ve bu sergileri, bienalleri ve festivalleri deneyimlemek sanatsal pratiğimin gelişim sürecini de olumlu yönde etkiledi. Özellikle NFT süreciyle birlikte Türkiye'de de dijital sergileri görmeye başladık ve şu anda hızla bu sürece adapte olmaktayız. Önümüzdeki süreçte, Türkiye sanat ortamında çok büyük dijital sergiler ile karşılaşacağız.

Sizce NFT'nin dijital kopyalara sahip olması, fiziksel bir heykel veya tablodaki biriciklik durumuyla çatışarak, bir noktada NFT'ye olan ilginin önüne ket vurabilir mi?

Sanırım böyle bir ihtimal olduğunu düşünmüyorum çünkü dijital yapıtlar da tıpkı bir heykel ve resim gibi bir pratikten oluşuyor. Günümüz teknolojisi de bu doğrultuda ilerlediği için dijital bir yapıtı sergilemek artık çok kolay bir hal aldı. Bazı teknoloji markaları NFT'ler için yeni ekranlar üretmeye başladılar; tıpkı bir tuval gibi, hatta doğrudan NFT platformuna bağlı soğuk cüzdana sahip ekranlar.

Sanatta da hızlı tüketimdeki gibi belli moda ve akımların zaman zaman gelip, inanılmaz bir popülarite kazanıp, sonra da aynı hızda yok olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Sizce NFT'ye olan bu muazzam boyutlardaki ilgi de benzer bir şekilde geçebilir mi; NFT gelip geçebilecek bir akım mı, yoksa geleceğin temelleri mi atılıyor?

Tabi NFT sürecinde hızlı tüketim olgusu da yer alıyor fakat geçici bir süreç olduğunu düşünmüyorum. Dediğim gibi bu sürecin bir süzgeci var ve zamanla süzgeçten geçecekler ve kalacaklar olacaktır. Büyük bir hızla birçok NFT platformu açıldı ve birçok farklı bakış açısına sahip platformlar mevcut. Örneğin; sadece oyun sektörüne odaklanan platformlar var ya da sadece sanat yapıtına odaklanan platformlar, kendi kitlelerine göre şekillenip devam edeceklerdir. Tabii ki kaçınılmaz olan süzgeçten düşüp yok olacak platformlar da olacaktır. Ama gelecek odaklı düşündüğümüzde belli başlı platformlarda NFT devam edecektir.

EN ÇOK OKUNANLAR

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi
Sonbaharın Yeni Trendi: Yeşil

Sonbaharın Yeni Trendi: Yeşil

1 dakika okunma süresi
Versace Saatleri Sonbahar-Kış 2024 Koleksiyonu Tanıtıldı

Versace Saatleri Sonbahar-Kış 2024 Koleksiyonu Tanıtıldı

1 dakika okunma süresi
Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

6 dakika okunma süresi
adL Night Zoom x Mert Aslan Defilesi Gerçekleşti

adL Night Zoom x Mert Aslan Defilesi Gerçekleşti

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

2024 Contemporary Istanbul Edisyonunda Neler Oluyor?

2024 Contemporary Istanbul Edisyonunda Neler Oluyor?

2024 İstanbul Tiyatro Festivali'nde Dikkat Çeken Oyunlar

2024 İstanbul Tiyatro Festivali'nde Dikkat Çeken Oyunlar

2024 Ağustos Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Ağustos Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

Türk Hava Yolları x Refik Anadol: “Inner Portrait”

Türk Hava Yolları x Refik Anadol: “Inner Portrait”

2024 Temmuz Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Temmuz Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

Seren Ojalvo, Ece Duran ve Heper Sayar ile Mamut Art Project Üzerine

Seren Ojalvo, Ece Duran ve Heper Sayar ile Mamut Art Project Üzerine

2024 Paris Olimpiyatları Hakkında Merak Edilenler

2024 Paris Olimpiyatları Hakkında Merak Edilenler

Tan Sağtürk ile “Carmina Burana” Oyununu İnceledik

Tan Sağtürk ile “Carmina Burana” Oyununu İnceledik

BMW i5 Flow NOSTOKANA Contemporary İstanbul'da

BMW i5 Flow NOSTOKANA Contemporary İstanbul'da

Piyanonun Parlayan Yıldızı: İlyun Bürkev

Piyanonun Parlayan Yıldızı: İlyun Bürkev

2024 Ekim Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Ekim Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

Haluk Bilginer Uluslararası Emmy Ödülleri'nde İkinci Kez Aday

Haluk Bilginer Uluslararası Emmy Ödülleri'nde İkinci Kez Aday