Viyana’da konumlanan Mumok, sanat tarihinin belki de en az ilgi çekici konusuna 26 Ekim’e kadar ev sahipliği yapıyor. 1950 ila 60’lı yıllar arasında gerçekleşen en etkileyici sanat akımları arasında en gözden kaçan akım olarak tanımlayabileceğimiz “Op-Art” – Optik Sanat akımı, fazla gösterişçi olarak tanımlanınca çok üzerinde durulan bir sanat akımı olmadı. Ama bu yaklaşım şunun anlaşılmasını engelliyor: Optik sanat, öylesine gerçekçi bir etki bırakıyor ki, kolayca dengemizi bozan ve bizi yanıltan, objektif olmaktan çok uzak bir algı yaratıyor. Yani bize, gördüklerimizin yalnızca bizim görüş açımıza bağlı olduğunu, bunun epistemolojik sonuçlardan bağımsız olduğunu gösteriyor.
“Vertigo. Op Art and a History of Deception 1520-1970” ismini taşıyan sergi, algılarımızla oynayan panel tablolardan, hareketli enstalasyonlar ve objelerden, deneysel alanlardan, bilgisayar kontrollü sanattan oluşuyor. Ve sergi, pek tabii ki ismini Alfred Hitchcock’un aynı isimli 1958 yapımı filminden alıyor. Sergide de, tıpkı filmde olduğu gibi, Vertigo terimi muğlak, fiziksel ve algısal olağanüstülükte bir terim olarak yansıtılıyor.