Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı
2 dakika okunma süresi
(Knustmuseum Basel, Basel, İsviçre / 2 Eylül 2023 – 21 Ocak 2024)
"Vahşi hayvanlar" anlamına gelen "fauves" terimi, 1905 sonbaharında sanat eleştirmeni Louis Vauxcelles tarafından ortaya atıldı. Vauxcelles, bu terimi, Henri Matisse ve André Derain'in etrafında toplanan ve renkleri etkileyici bir şekilde kullanarak devrim yaratan bir grup sanatçıyı tanımlamak için kullanmıştı. Her ne kadar bu lakap halkın onların çalışmalarına yönelik genel küçümsemesini özetlese de grup, bu lakabı hızla benimsedi ve yarattıkları kargaşadan yararlandı. Sonraki üç yıl boyunca fovizm, Belle Epoque Paris'inin sanat sahnesinin ritmini belirledi. Aynı zamanda Georges Braque, Raoul Dufy ve Kees van Dongen gibi diğer sanatçıları da kendine çekti ve hepsi de modernizmin temellerini şekillendiren harekete katkıda bulundu. "Matisse, Derain and Friends: The Paris Avangartde 1904-1908" sergisi, birçoğu özel koleksiyonlardan ödünç alınan ve onlarca yıldır kamusal alanda görülmemiş yaklaşık 120 eser içeriyor. Sergi ayrıca, kocasının çalışmalarını finanse etmesine yardımcı olan tekstil sanatçısı Amélie Parayre-Matisse ve grubun ilk dönem resimlerini tanıtan sanat simsarı Berthe Weill gibi kadınların sanat akımı içindeki göz ardı edilen rolüne de önemli bir saygı duruşunda bulunuyor.
(Albertina Museum, Viyana, Avusturya / 14 Eylül 2023 – 14 Ocak 2024)
Bir milyondan fazla çizim ve baskıya ev sahipliği yapmasıyla ünlü Viyana'daki Albertina Müzesi, Michelangelo'nun nülerinin mirasını kutlayan bir sergi açıyor. Michelangelo'nun insan formu üzerine yaptığı çalışmaların yanı sıra, aralarında Albrecht Dürer, Rembrandt, Hendrick Goltzius ve Egon Schiele'nin de bulunduğu, İtalyan sanatçıdan ilham alan ve anatomiye aynı enerji ve duyguyu katan sanatçıların kağıt üzerindeki eserleri de sergileniyor.
(Berlinische Galerie, Berlin, Almanya / 15 Eylül 2023 – 22 Ocak 2024)
Edvard Munch'u hepimiz ikonik tablosu "Çığlık" ile tanıyoruz, ancak sanatsal etkisi bu başyapıtın çok ötesine uzanıyor. Norveçli sanatçı, resimlerinin radikal modernliğiyle çağdaşlarına meydan okudu, özellikle de yüzyılın başında büyük bir etki yarattığı Berlin'de. Berlinische Galerie'de açılan sergi, Munch'un Berlin'le olan derin ilişkisinin hikayesini, bir dizi resim, baskı ve fotoğraf aracılığıyla karmaşık bir şekilde örüyor. 1892'den 1933'e kadar Berlin'de yaklaşık 60 sergiye katılan Edvard Munch, şehrin, Munch'un kariyeri boyunca Avrupa'nın en önemli merkezlerinden biri olduğunu kanıtlıyor. 80'e yakın Edvard Munch eserinin yer aldığı sergide Walter Leistikow ve Akseli Gallen-Kallela gibi sanatçıların eserleri de görülebiliyor.
(Victoria & Albert Museum, Londra, İngiltere / 16 Eylül 2023 – 25 Şubat 2024)
Fransız moda tasarımcısı Gabrielle 'Coco' Chanel'in çalışmalarına adanmış İngiltere'deki ilk sergi, 2020-2022 yılları arasında Paris ve Melbourne'u gezen "Fashion Manifesto" gösterisinin genişletilmiş bir versiyonu. Victoria & Albert Museum'ın 2019'daki Christian Dior sergisinin arkasındaki isim olan küratör Oriole Cullen, Coco Chanel sergisinin önceki versiyonlarında sergilenen 80 kıyafete, daha önce hiç görülmemiş ve bazıları 100 yıldan daha eski parçalar da dahil olmak üzere 122 yeni kıyafet ekledi. Sergilenen parçalar arasında; aktris Lauren Bacall'ın 1959'da Biarritz tatilinde giydiği iki parçalı pembe bir takım elbise, bir zamanlar model Anne Gunning'e ait olan siyah dantelli bir gece elbisesi ve Chanel'in İskoç Dağlık Bölgesi'ne yaptığı ziyaretlerde sevgilisi Westminster Dükü'nden ödünç aldığı parçalardan esinlendiği söylenen Chanel'in klasik tüvit görünümlerinden bir seçki de yer alıyor.
(Belvedere Palace, Viyana, Avusturya / 22 Eylül 2023 - 28 Ocak 2024)
Louise Bourgeois'nın 1940'lı yıllara ait resimleri, sanatçının parlak kariyerinin tüm dönemlerine ait heykel, enstalasyon, çizim ve baskılardan oluşan bir seçkiyle diyalog halinde, Belvedere Palace'ın barok atmsoferinde sunuluyor. Sergi, bu resimlerin bir bütün olarak Avrupa'da ilk kez sergilenişine tanıklık ediyor ve Louise Bourgeois'nın eserlerinin Viyana'daki ilk büyük sergisi olma özelliğini taşıyor.
(Royal Academy of Arts, Londra, İngiltere / 23 Eylül - 10 Aralık 2023)
Marina Abramovic'in Birleşik Krallık'taki ilk büyük sergisi olan bu sergi, sanatçının 50 yıllık kariyerine yayılan eserlerini bir araya getiriyor. Sanat dünyasının ikonik figürlerinden ve performans sanatının öncülerinden Marina Abramovic, 50 yılı aşkın bir süredir hem fiziksel hem de zihinsel sınırlarının çığır açan keşifleriyle izleyicileri sürekli olarak büyülüyor. İlk çalışmalarından biri olan "Rhythm 0" bunun en iyi örneği olarak öne çıkıyor: Abramovic, izleyicilere açık bir davetiye sunarak onları kendisiyle diledikleri şekilde etkileşime girmeye teşvik etti; bu cesur teklif, kafasına dolu bir silah dayandığı bir olayla akıllara kazınır bir şekilde sonuçlandı. Royal Academy of Arts'ta düzenlenen bu yeni büyük sergide, Marina Abramovic'in ünlü kariyerinin önemli dönüm noktaları; heykeller, videolar, enstalasyonlar ve performanslardan oluşan bir koleksiyon aracılığıyla hayata geçiriliyor. Özellikle "The Artist is Present" gibi ufuk açıcı çalışmalar, arşiv görüntülerinin kullanılmasıyla yeniden canlandırılıyor. Bunu tamamlayan diğer eserlerden oluşan bir seçki, Marina Abramovic'in kendine özgü metodolojisini iyi bilen sonraki nesil performans sanatçıları tarafından yeniden canlandırılıyor.
(Museo Nacional Thyssen-Bornemisza, Madrid, İspanya / 4 Ekim 2023 - 14 Ocak 2024)
Pablo Picasso'nun sanatını yeniden keşfetmeye ve sınırları aşmaya yönelik bitmek bilmeyen dürtüsü, yenilikçi ruhunda ve sanat tarihini yeniden yorumlamasında açıkça görülebilir. İspanyol sanatçının ölümünün 50. yıldönümü anısına düzenlenen "Picasso. The Sacred and the Profane" sergisi, Picasso'nun klasik ve Yahudi-Hıristiyan temalarına yaklaşımındaki cüretkarlığı, resmin özü üzerine düşünürken geçmiş unsurları çalışmalarına kusursuz bir şekilde entegre edişini vurguluyor. 30 kadar eserin yer alacağı "Picasso: The Sacred and Profane" sergisi, müzenin birinci katındaki üç odada sunuluyor. Müzeye ait Picasso eserleri ile Musée National Picasso Paris'ten ve diğer koleksiyoner ve kurumlardan ödünç alınan çeşitli eserler, El Greco, Rubens, Zurbarán, Van der Hamen, Delacroix'nın tabloları, Pedro de Mena'nın bir heykeli ve Goya'nın gravürleri ile diyalog halinde sunuluyor.
(Fondanzione Palazzo Strozzi, Floransa, İtalya / 7 Ekim 2023 – 4 Lubat 2024
Floransa'daki ünlü Palazzo Strozzi, 7 Ekim'den itibaren başarılı İngiliz-Hint sanatçı Anish Kapoor'un hem yeni kreasyonlarını hem de köklü eserlerini içeren dikkat çekici bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Günümüzün yaşayan en etkili sanatçılarından biri olarak kabul edilen Anish Kapoor, çağdaş heykel sanatının manzarasını derinden değiştirdi. Bu serginin merkezinde dikkat çekici bir odak noktası yer alıyor: Palazzo Strozzi'nin Rönesans avlusuyla uyum sağlamak üzere titizlikle hazırlanmış tamamen yeni, büyük ölçekli bir heykel. Bu odak noktasının yanı sıra, sergideki her bir galeri, ziyaretçilere Anish Kapoor'un çok yönlü sanatsal yolculuğunu kapsayan sürükleyici bir macerada rehberlik ediyor. Bu yolculukta Anish Kapoor'un kıvrımlı aynalı heykelleri, yoğun kızıl enstalasyonları ve ünlü 'Vantablack' eserleri yer alıyor.
(Centro Botin, Santander, İspanya / 7 Ekim 2023 – 11 Şubat 2024)
İspanya'nın Santander şehrindeki Centro Botin Müzesi, Fundacion Botin Koleksiyonu'ndan El Greco'nun ikonik tablosu "The Adoration of the Shepherds" (1577-1579) ile Alman-Hintli sanatçı Tino Sehgal'in yeni canlı çalışması arasında bir diyalog kuran "El Greco / Tino Sehgal" başlıklı türünün tek örneği bir sergi sunuyor. Sehgal'in "This youiiyou" isimli yenilikçi eseri, kuşaklar arası ilgi ve duygusal bağları ele alıyor. El Greco'nun aslen Toledo'daki bir sunağın parçası olan başyapıtı, Meryem Ana, Aziz Yusuf ve tapınan çobanlarla çevrili bebek İsa'nın derin bir aura yayan merkezi bir tasvirini içeriyor. Sehgal'in çalışması bu temayı dönüştürerek, nesiller boyunca ilginin karmaşık jestlerini ve etkileşimlerini öne çıkarıyor. Sergi, Renzo Piano'nun Centro Botín'deki galerisinin açık alanında, tarihi ve çağdaş temalar arasında zamansız bir bağlantı kuruyor.
(Fondation Louis Vuitton, Paris, Fransa / 18 Ekim 2023 – 2 Nisan 2024)
Soyut dışavurumculuğun en büyük isimlerinden Mark Rothko'ya adanmış en büyük sergilerden biri, Fondation Louis Vuitton'da izleyiciyle buluşuyor. Bu sergi, 1999 yılından bu yana Fransa'da gerçekleşen ve Mark Rothko'ya adanmış ilk retrospektif sergi. Mark Rothko retrospektifi, sanatçının ilk figüratif resimlerinden en çok bilinen soyut çalışmalarına dek tüm kariyerinin izini sürüyor. Sergi, 1930'larda Mark Rothko'nun üretiminde hakim olan New York metrosu görüntüleri gibi samimi sahneler ve kentsel manzaralarla açılıyor. Ardından Rothko'nun savaş sırasında insanlık durumunun trajik boyutunu ifade etmek için kullandığı antik mitlerden ve sürrealizmden esinlenen bir repertuar ile devam ediyor.
(Royal Museum of Fine Arts, Amtwerp, Belçika / 20 Ekim 2023 – 21 Ocak 2024)
Rijksmuseum'daki çığır açan ve rekor kıran Vermeer sergisinden sonra, Antwerp'teki Royal Museum of Fine Arts yeni bir sergi ile dikkatleri üstüne çekiyor. Bu kez sadece yalnızca Hollandalı ustanın eserlerine değil, aynı zamanda Rembrandt, Peter Paul Rubens ve Pieter Bruegel the Elder gibi ünlü sanatçıları da içeren seçkin bir topluluğa odaklanıyor. Bu seçkin koleksiyon, yeni bir sanatsal tür olan baş çalışmasının ortaya çıkışı etrafında şekilleniyor. 17. yüzyıl boyunca, "yüz" anlamına gelen arkaik bir Hollandaca terim olan "tronie"ye karşı hissedilir bir ilgi artışı yaşandı. "Turning Heads" sergisi, Belçika ve uluslararası koleksiyonlardan 76 seçkin başyapıtı bu tema etrafında bir araya getiriyor. Sergi, izleyicileri 15. yüzyılın başlarından 19. yüzyıla dek tronie türünün evrimi boyunca bir yolculuğa çıkarmayı vaat ediyor.
(Munch Müzesi, Oslo, Norveç / 28 Ekim 2023 - 11 Şubat 2024)
Bu sergi, Goya'nın sanatının 19. yüzyılın sonlarında nasıl yeniden keşfedildiğini ve sergilendiğini, bunun da Edvard Munch ve sanatsal çağdaşlarının Goya'nın evrenine maruz kalmasını sağladığını gösteriyor. Munch'un çizimleri, resimleri ve baskıları, iki sanatçı arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu iddia etmeyi amaçlamıyor, ancak insanlığın karanlık, mistik ve grotesk yanını keşfetmenin her dönemden sanatçılar tarafından paylaşılan bir takıntı olduğunu öne sürüyor.
(National Portrait Gallery, Londra, İngiltere / 2 Kasım 2023 – 21 Ocak 2024)
Londra'daki Ulusal Portre Galerisi'nde açılacak olan "David Hockney: Drawing from Life" isimli büyük sergi, ikonik İngiliz ressam David Hockney'nin çizdiği ünlü yıldız Harry Styles'ın portresinin ortaya çıkmasının ardından merakla beklenmeye başladı. "Drawing from Life" sergisinde sergilenen diğer portreler arasında Hockney'nin merhum annesi Laura Hockney, moda tasarımcısı değerli arkadaşı Celia Birtwell, eski ortağı Gregory Evans ve yerel Normandiya toplumundan çeşitli kişilerin eserleri yer alıyor. Bu sergi, daha önce 2020 yılında 20 günlük kısa bir süre için Ulusal Portre Galerisi'nin salonlarını süslemiş, ancak pandemi nedeniyle ertelenmişti. Sergide 33 yeni eserin yanı sıra, Hockney'nin 1970'lerin başında Paris'te yaptığı renkli kalem çizimleri ve sanatçının iki ay boyunca her gün bir otoportre yaptığı 1980'li yıllardan bir seçki de yer alıyor.
(Louvre Museum, Paris, Fransa / 9 Kasım 2023 - 12 Şubat 2024)
Fransız sanatçı Claude Gillot, resim, metal gravür ve tiyatro tasarımı da dahil olmak üzere çeşitli disiplinlerde başarılı olmuş bir sanatçı. Jean-Antoine Watteau'nun rehberliği altında Gillot'nun sanatsal yeteneği filizlendi. Yine de, Paris burjuvazisinin hayranlığını asıl kazanan, onun hayali rokoko çizimleriydi. Sanatçının eserlerinin merkezinde, İtalyan Komedyası'nın pandomim ve akrobasi figürleriyle karakterize edilen komedi özüne duyduğu hayranlığa tanıklık eden önemli bir çizim koleksiyonu yer alıyor. Louvre Müzesi'nde açılacak sergi, Gillot'nun 90'a yakın eserini kapsayan, ona adanmış en kapsamlı saygı duruşu niteliğini taşıyor. Bu sergi, Louvre'un Gillot'nun eserlerinden oluşan mevcut ve en geniş koleksiyonunun yanı sıra Morgan Kütüphanesi ve Müzesi, New York Metropolitan Sanat Müzesi, Belçika Kraliyet Kütüphanesi ve Musée d'Art gibi prestijli kurumlardan ödünç alınan eserleri de içeriyor.
(Royal Academy of Arts, Londra, İngiltere / 25 Kasım 2023 – 10 Mart 2024)
Londra'daki Royal Academy of Arts, 19. yüzyıl sonu Fransa'sında empresyonist ve post-empresyonist sanatçıların kağıt üzerindeki çalışmaların statüsünü nasıl köklü bir şekilde dönüştürdüğünü keşfeden bir sergi sunuyor. Bu dönemde çizimler, pasteller, suluboyalar, temperalar ve guajlar, yalnızca birer hazırlık tekniği olmaktan daha fazlasıydı ve resimle ortak bir estetik iddiasında bulunan özerk sanat eserleri haline gelmişti. "Impressionist on Paper: Degas to Toulouse-Lautres" başlıklı sergide Mary Cassatt, Paul Cézanne, Edgar Degas, Paul Gauguin, Eva Gonzalès, Claude Monet, Berthe Morisot, Odilon Redon, PierreAuguste Renoir, Georges Seurat, Henri de Toulouse-Lautrec ve Vincent van Gogh gibi sanatçıların 80'den fazla kağıt üzerine çalışması yer alıyor.