Toplum olarak travmatize olduğumuz bu dönemde hayata "normal" devam edebilmek de hepimizi zorluyor. Belki deprem bölgelerinde birebir felaketi yaşamıyoruz ancak hepimiz tanık olduklarımızla bu acıya ortağız. Ancak afeti yaşayan insanlarla dayanışmayı güçlendirmek ve yardımları sürdürülebilir kılmak için de hayata devam etmemiz ve iyi hissetmemiz gerekiyor. Uzman Psikolog Rana Şen, "Temel güvenlik duygumuz ciddi şekilde sarsıldı. Bu durum ama az ama çok herkesi etkiledi. Kiminin süregelen travmaları ortaya çıktı, kiminin kaygı bozuklukları çoğaldı, kiminde çene kitlenmesi, uykusuzluk, tansiyon, şeker, baş ağrısı gibi psikosomatik etkiler ortaya çıktı. Tahammülsüzlük arttı. Hayatın zorluklarına karşı tahammülümüz kalmadı. Belirsizlik, insanoğluna en çok kaygı veren durumdur. Yaşanan felaketler bir yana; konuşulan İstanbul depremi var bu da herkesin diken üzerinde olmasına yol açıyor. Bu felaketin iki yıllık pandemi sürecinin üzerine yaşanması da maddi manevi hepimizi olumsuz etkiledi." diyor. Ve ekliyor, "Herkesin yası yaşama şekli farklıdır. Kimisi ağlar, kiminin ağzını bıçak açmaz. Bu dönemde kimseyi yargılamamak önemli. Birlik ve beraberliğin her zamankinden daha fazla önem kazandığı günlerden geçiyoruz. Yas, çok uzun bir süre, kimi zaman hayat boyu devam eder. Ancak sosyal medyada da en azından 40 gün yas sürecini devam ettirmek gerektiğine inanıyorum. Bu saygıdır."
1. Zamanınızı ah, vah diyerek geçirmeyin ve elinizden gelenin en iyisini yapmaya gayret edin. Elinizdeki imkanlara göre ama az ama çok ne yapabiliyorsanız onu yapın.
2. Hiçbir şey yapamıyorsanız meşguliyet terapisini uygulayın. Yani işinize dört elle sarılın. Çalışın, üretin.
3. Bütün gün deprem konuşmayın. Konuşurken de çözüm odaklı konuşmaya özen gösterin.
4. Sevdiklerinizle vakit geçirmeye, onlarla dertleşmeye zaman ayırın. Samimi paylaşımlar, insana kendini güvende hissettirir. Onlara sarılın. Bu, oksitosin salgılamanıza neden olur ve kendinizi daha iyi hissedersiniz.
5. Hayvanlarla zaman geçirin. İmkanlarınız el veriyorsa bir hayvan sahiplenin. Onu okşayın, sevin. Kendinizi çok daha iyi hissedersiniz.
6. Doğa en büyük şifadır. Doğa yürüyüşlerine çıkın, ağaçlara sarılın, bol oksijen alın.
7. Su her zaman iyi gelir. Bol bol duş alın ya da nehir kenarında, deniz kenarında zaman geçirin.
8. Nefes alıp verişinize dikkat edin. Nefes terapisi uygulayın.
9. Meditasyon yapın, dua edin; maneviyatınızı yükseltin.
10. Lavanta gibi rahatlatıcı kokular koklayın.
11. Duygu ve düşüncelerinizi yazın. Yazmak, terapi yöntemidir.
12. Esneme hareketleri ile vücudunuzu gevşetin.