İş hayatından bahsederken gözlerinin içi parlıyor. Bu noktaya nasıl geldin?
New York'ta medya üzerine master yaptıktan sonra orada bir süre bir medya şirketinde çalıştım. Ardından Türkiye'ye dönüp burada iki buçuk sene global bir reklam şirketinde çalıştım. Yapımcı olmak istediğime o dönemde karar verdim ve ilk işim olarak ulusal bir kanala 40 bölüm eğlenceli bir program yaptım. Birkaç yıl önce MedYapım ile ortak No9 Productions adı altında yeni bir oluşum kurduk. No9 Productions'ın ilk işi "Dolunay" dizisiydi. Yurt dışında da çok ilgi gördü, çok sayıda ülkeye sattık. Ardından iki şirket birlikte 39 bölüm "Baraj" dizisini yaptık. Ardından ara vermeden "Aşk Mantık İntikam" dizisine başladık. Şu an çok güzel gidiyor. İnanıyorum ki bundan sonra da keyifli işler çıkacak buradan. Güzel planlarımız var. O kadar değerli, deneyimli, üretken, yenilikçi ve yaratıcı insanlarla çalışıyorum ki, her gün bir şeyler öğrendiğimi ve kendimi geliştirdiğimi hissediyorum. Bu açıdan çok şanslı olduğumu düşünüyorum.
Biraz da ailenden konuşmak istiyorum. Türkiye'nin en önemli sanatçılarından Türkan Şoray'ın kızı olmak eminim çok özeldir. Her şeyi konuşur musunuz, işinle alakalı fikir alışverişinde bulunur musunuz?
Tabii ki. Senaryoları bazen anneme de okutuyorum. Hayatı senaryo okumakla geçmiş sonuçta. Annemin hisleri çok kuvvetlidir, tüm hayatı boyunca kararlarını kendi iç sesini dinleyerek vermiş. Onun fikirleri benim için çok değerli. Onunla her şeyi paylaşırım. Annem benim en yakın arkadaşım. Beni asla yargılamaz. Babamın da aynı şekilde fikirlerini alırım. Zaten ister istemez çocukluktan itibaren gördüklerin, yaşadıkların bilinçaltında yer ediyor ve bir şekilde eğitiliyorsun. Üniversitede sosyolojipsikoloji okumamın da iş hayatıma etkisi olduğunu düşünüyorum. Aslında yaptığımız işin özü insana dayalı.
Çok fit görünüyorsun. Bu yoğun tempoda spora nasıl vakit ayırıyorsun?
Normalde spor hocamla birebir çalışıyordum ama şu sıralar çok yoğun olduğumdan sadece bir saat spor salonuna gidip koşuyorum. Dolaşım için masaj yaptırıyorum bir de çok su içiyorum.
Aşk çocuğuyum demişken annen ve babanı düşününce çocukluğuna dair gözünün önünde hangi anılar canlanıyor?
Hep beraber tatile giderdik. Kayak ve tekne tatillerimiz çok keyifliydi. Güzel anıları hatırlıyorum. Büyük bir aşkla evlendiklerini biliyorum. Mümkün olduğu kadar bana hissettirmemeye çalıştılar ayrılıklarını. Ama ben çok hisli bir çocuktum.
Malum sosyal medyada her şey kusursuz görünüyor sen bu konuda neler söylemek istersin, ne kadar aktifsin?
Instagram hesabımı yıllar önce ilk açtığımda "Hayatınız Instagram'da göründüğü kadar güzel olsun." yazmıştım. Instagram'ın bir mutsuzluk hali yarattığına katılıyorum ama pozitif tarafları apayrı. Belli ölçüde kullanıyorum. Sosyal medya yüzünden ne yazık ki anda kalmak çok zor. Ne zaman bir şey görsek o an onun keyfini çıkarmak yerine çekip paylaşmak istiyoruz. Bu arada bunu yargılamak için söylemiyorum ben de bazen yapıyorum. O anı kaçırıyoruz. Bir de sosyal medyadaki altı boş söylemler beni çok sıkıyor. Oraya yazıyor ama gerçek hayatta tam tersi bir kişilik. Tabii bir de başkalarına dilediği şekilde bazen çok yıkıcı yorumlar yapan insanlar var. Bu şekilde kendilerini güç sahibi hissediyorlar. Onları görünce diyorum ki insanlar mı kötüleşti yoksa sosyal medya olmadan önce günlük hayatımızda kötü kalplere bu kadar şahit mi olmuyorduk.