Saffet Emre Tonguç ve Serda Büyükkoyuncu ile seyahat anılarını konuşuyoruz.
5 Haziran 2020 Cuma 17:26 | Son Güncellenme:
5 dakika okunma süresi
Serda Büyükkoyuncu: Ortağım Saffet Emre Tonguç ile gerçekleştirdiğimiz seyahatlerde aldığımız notları ALEM Dergisi’nde paylaşıyoruz. Bugün canlı yayında hep beraber seyahatlerden ve anılardan konuşacağız.
Saffet Emre Tonguç: Herkese iyi akşamlar diliyoruz. Herkes bizim nasıl arkadaş olduğumuzu soruyor. Serda ile çok uzun zamandır arkadaşız. Ne zaman ortak olduğumuzu anlatayım. Benim bir projem var. Belki biliyorsunuzdur. Piri Guide diye. Piri Guide benim sesimle bütün İstanbul’u dolaşabileceğiniz bir uygulama.
S.B: Piri’yi çok kısa bir şekilde anlatayım. Telefon sizin hangi ülkede, hangi şehirde ve hangi anıtın önünde olduğunuzu anlıyor, orayı size anlatmaya başlıyor.
S.E.T: Serda ne zaman devreye girdi? Bana bu uygulamayı bütün dünyaya yaymam teklif edildi. Ben bunun çok zor olduğunu ve yapamayacağımı düşündüm. O akşam Serda’ya telefon açtım. “Serda ben bu işi yapamayacağım” dedim. Serda saatlerce beni ikna etmeye çalıştı. O telefon görüşmesinin sonunda ne oldu Serda?
S.B: En son kapattığımızda eşim “Neye karar verdiniz?” diye sordu. “Ben yapacağım” dedim. Bu şekilde ortak olduk. Biraz anılardan ve gezdirdiğin insanlardan bahsedelim mi Saffet?
S.E.T: İçinde bolca dedikodu var. Gezdirdiğim en ünlü insanlardan bir tanesi dünyanın talk show kraliçesi Oprah Winfrey’di. Kendisi aynı zamanda dünyanın en güçlü insanı seçilmişti ve Barack Obama’yı da seçtiren insanların başında geliyordu. 2009 yılında Türkiye’ye geldi. Ve o kadar yüce gönüllüydü ki yanında çalışan 300 kişiyi de aileleri ile birlikte tatile çıkarmıştı. Toplamda 1800 kişi bir gemiye bindiler. Barcelona’dan yola çıktık, İstanbul’a kadar geldik. Çırağan Sarayı’nda bir konuşma yaptı Oprah Winfrey. “Belki merak ediyorsunuz neden bu seyahati yaptığımızı” diye başladı söze. “Ben çok fakir bir aileden geldim ve çok geç yaşta ilk kez çikolatanın tadına baktım. Tadı o kadar hoşuma gitti ki bir daha çikolata yeme şansım olursa, bunu kuzenimle paylaşacağım dedim. Çünkü hayat paylaşınca güzel. Ben de bu yolculuğu sizlerle paylaşmak istedim” dedi. Sonra şöyle devam etti: “Sakın bana teşekkür mektupları yazmayın çünkü o mektupları okuyacak zamanım yok. Ama eğer bu gezi sizleri mutlu ettiyse bu mutluluk yüzünüze gülümseme olarak yansısın. Bu bana en büyük teşekkür olur.”
S.E.T: İzleyicilerimiz bundan sonra turizmde neler olacak diye sormuşlar. İstersen biraz o konuya da değinelim?
S.B: Yurt dışı turları Eylül – Ekim gibi başlasa bile başka bir boyutta başlayacak. Bence insanlar öncelikle kendi imkanları ile seyahate çıkmaya başlayacaklar. Yani arabaları varsa arabaları ile seyahat edecekler. İstanbul’un çevresinde gidilecek yerleri tercih edecekler. Butik sistemle çalışan otellere rağbet olacak. Eğer söylendiği gibi uçaklarda belirli aralıklarla oturulacaksa bilet fiyatlarının iki katına çıkmasını bekliyoruz.
S.B: Bu sene popüler olacak yerlerden bahsedelim mi?
S.E.T: Bu sene ağırlıklı olarak yurt içinde seyahat edeceğiz. Biz nereye gideceğiz? Bu pandemi biterse Kuzey Ege’den başlamayı düşünüyoruz
S.B: Bence insanlar kalabalık yerlerden bir müddet uzak duracaklar. Butik yerleri tercih edecekler. Bence bu sene karavan sistemi öne çıkacak. Ayrıca küçük tekneler kiralanacak. İnsanlar tatil yapacaklarsa küçülmeye gidecekler anlayacağınız.
S.E.T: Bundan sonra nasıl tur yapacağız peki?
S.B: Bundan sonra 60 kişilik otobüslerimizde 20 kişilik turlar yapmak zorundayız. Gerçi bizim turlarımız zaten çok kalabalık olmuyordu. Hijyenin öne çıkacağı, butik otellerin bütün odalarını kendimize tahsis edeceğimiz turlar olacak.