Tasarım dünyasında iz bırakmanın temel kurallarından biri de hiç kuşkusuz zamansız bir sembol yaratmak. Güçlü ve iz bırakan bir ögeyi marka hikayesine dahil etmek yüksek mücevherciliğin de olmazsa olmazlarından. Cartier'nin panteri de ikonik bir sembol denince akla ilk gelenlerden. Panterin markanın yolculuğuna dahil olması 1914 yılına uzanıyor. Louis Cartier, bir mücevher sergisi için George Barbier'ye "Lady With a Panther" davetiyesini yaptırdıktan sonra aynı yıl ilk oniks ve pırlantadan panter deseni bir kadın saatinde yer alıyor.
O gün bugündür markanın yolculuğundaki vazgeçilmezlerden olan panter, bu kez yeni bir bilezik koleksiyonunda başrolü üstleniyor. Cartier, La Panthère koleksiyonuna yeni katılan bilezikler bileği kavrayarak panterin esnekliğini vurguluyor. "Peaky Blinders" dizisiyle tanınan Annabelle Wallis'in tanıttığı koleksiyon, pembe veya sarı altının hakim olduğu iki farklı tarz sunuyor; bileziğin baş kısmında ya da hem başta hem de bitişlerinde pırlantalarla bezeli iki model. Sade çizgisiyle öne çıkan bilezikte panterin gözleri ise zümrüt ya da tsavorit lal taşından. Tasarım iç kısmına eklenen mesajla kişiselleştirme fırsatı da sunuyor.
Cartier'nin İkonik Yüzü: Monica Bellucci
Cartier'den Zamana Değerli Dokunuş
Cartier'den Güneş Gözlüğü Sanatı