Far N Away Travel Yönetici Ortağı Levend İskit’e göre:
İlk aşamada muhtemelen mecburi sayılabilecek iş seyahatleri başlayacak, ardından da iç turizm. Sınırlar açıldıkça ve seyahat etmenin ön koşulları netleştikçe ertelenen tatiller yapılmaya başlanacak.
Havaalanlarında sağlık testlerinden aşı karnelerine kadar çeşitli önlemler alınabilir, bazı ülkelere giriş yaparken sağlık kontrollerinden geçmek zorunlu kılınabilir.
Her ne kadar en çok problem yaşanan bölgelerden birisi olsa da hem mesafe yakınlığından hem otel kalitesinden hem de hijyen standartlarından dolayı Avrupa seyahatleri daha erken başlayacak, ardından daha uzak destinasyonlar ve uzun uçuşlar artacak.
Büyük gruplarla seyahat etmek yerine bireysel ve kişiye özel seyahat tercih edilecek.
Sosyal mesafe kavramı belirleyici rol oynayacak. Seyahatlerin her aşamasında buna önem vermek gerekecek: uçuşlarda, gezilecek yerlerde, yemek yenilecek restoranlarda, vs.
Büyük şehirlere seyahatler azalacak, açık alanlar, doğa deneyimleri, outdoor sporlar, safari ön plana çıkacak. Özellikle açık hava ve hayatta hep hatırlanacak deneyimlerin birleştiği safariler artacak.
Yüzlerce hatta binlerce kişinin yolculuk ettiği büyük gemi seyahatleri azalacak, yerini daha küçük ve açık büfe olmayan butik, nehir gemileri ve trenler alacak.
Fiyat ve alışveriş kolaylığının yerini güven alacak, insanlar iptal veya değişiklik işlemleri sırasında call center yerine direkt iletişim kurabilecekleri şirketlerle seyahatlerini planlamak isteyecekler.
Sağlık ve spa turizmi de en hızlı yükselen trendlerden birisi olacak.
Profesyonel Turist Rehberi Saffet Emre Tonguç’a göre:
Türkiye’nin en önemli gelir kalemlerinden biri olan turizmden bu sene yeni koronavirüs nedeniyle mahrum kalacağız.
Salgından sonra kitle turizminin hareketlenmesi epey zaman alacak, FIT “Free Individual Traveller” (Birey gezgin), yani kendi başına seyahat eden gezginlerin sayısında artış olacak.
Bireysellik, mahremiyet, butik oteller, doğa seyahatleri, hijyen arayışı, güvenilirlik turizmin yükselen trendlerinden olacak.
Yurt dışına çıkışlar zaman isteyecek, özel araba ile seyahatler öne çıkacak.
Seyahat Danışmanı İlker Topdemir’e göre:
Karantina günleri sona erse bile insanların seyahat etmek konusunda çekingen kalacaklar.
Özel araba ile yolculuklar artacak, insanlar kendi ülkelerinde hatta kendi bölgelerinde seyahat etmeye başlayacaklar.
Kısa yolculuklar, izole destinasyonlar, butik oteller ve villalar turizmin yükselen trendleri arasında olacak.
Seyahat sigortasının popülerliği artacak.
“Non-refundable” (para iadesiz) rezervasyonlar yerine son dakikaya kadar iptal imkanı sağlayan rezervasyonlar öne çıkacak.
Next Phase’in Yönetici Ortağı Pınar Kartal Timer’e göre:
Salgın bittikten sonra en az bir sene krizin ekonomik ve psikolojik boyutu sürecek, “Virüs bulaşmaya devam eder mi?” kaygısı seyahat ederken baskın olacak, dolayısıyla hijyen uygulamaları ile güven sağlayan havayolları, oteller ve restoranlar tercih edilecek.
Odaların içindeki eşyaları ultraviyole ışınlarıyla temizleyen, her misafire yeni yastık veren, mutfakta maksimum hijyen kurallarını uygulayan ve elemanlarını sürekli eğiten işletmeler öne çıkacak.
Kolektif kültür gezileri uzun süre gerçekleşmeyecek.
Accor Group’un CEO’su Yiğit Sezgin’e göre:
Turizmin geleceği biraz da salgın sorununun nasıl çözüleceğine bağlı olacak: “Aşı mı bulunacak? İlaç mı? Karantina tedbirleri sonuç mu verecek? Virüs mutasyona mı uğrayacak? Bu alternatiflerin hepsinin etkileri ekonomik hareketlerin ivmelerini değiştirir.”
Turizm sektörü kredilendirme, para dolaşımı kontrolü, kriz fonu tahsisi, sigorta poliçeleri ve dijital rezervasyon gibi tedbirler almaya başlayacak.
Otellerin servislerinin konsolidasyon, dijitalleşme, optimizasyon ve kurumsal sorumluluğa odaklanacağını göreceğiz. Sanal kredi kartı kullanımı artacak, “home office” normalleşecek, perakende satış azalacak.
Grand Luxury Hotels’in İş Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Jean Pierre Soutric’e göre:
İnsanlar bir müddet toplu taşıma araçlarını kullanmaya çekinecekler, özel arabaları ile seyahat etmeyi tercih edecekler.
Evimize yakın yerleri tercih edeceğiz. Fransızlar Provence ve Normandy’yi, İngilizler İskoçya’yı tercih edecek, İtalyanlar muhtemelen evde kalmaya bir müddet daha devam edecekler. Venedik ve Floransa’da bir sürü boş otel olacak.
Uzun seyahatler ve cruise tatilleri bir müddet olmayacak.
Global GDP’nin %10’unu oluşturan turizm salgından en çok zarar gören sektör olsa da Çin’in yavaş yavaş belini doğrulttuğunu görmek tünelin sonunda ışık olduğunu müjdeliyor.
Havaalanında maske kullanımı normalleşecek, katı hijyen kuralları yaygınlaşacak, restoran ve barların kapasiteleri azalacak, iç turizm ve özel araba ile yolculuklar öne çıkacak ve özel havuzu olan villa tipi tatil yerleri tercih edilecek.
Seyahat etme hevesi geçmeyecek, turizm direnç gösterecek.
Sunset Hospitality’nin kurucusu Antonio Gonzalez’e göre:
Küçük işletmelerin ve az sermayesi olan şirketlerin ayakta kalması mümkün olmayacak.
Aşı kullanımı başladıktan sonra yavaş yavaş normale dönülecek. Ancak pek çok şirket “home office” çalışmaya adapte olduğundan ve videokonferans teknolojisi daha önce olmadığı kadar verimli kullanıldığından iş seyahatlerinde ciddi bir azalma olacak.
Hükümetler sosyal mesafe kuralını uygulamaya bir müddet daha devam edecekler.
Mövenpick ile Kerzner Grubu’nun Eski CEO’su, Cap Hospitality’nin kurucusu Jean Gabriel Peres’e göre:
Hükümetler devreye girmediği takdirde sektörde kalıcı hasar olabilecek.