Begüm Salihoğlu Hakkında Merak Edilenler

Tasarımcı olma hayalleri kurmaya henüz beş yaşındayken başlayan Begüm Salihoğlu, gelinlikleri ve haute couture tasarımlarıyla beğeni topluyor. Tasarımcı ile modadan sanata, dekorasyondan günlük hayatına uzanan keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

9 Ocak 2023 Pazartesi 15:26 | Son Güncellenme:
28 dakika okunma süresi

Zarif ve modern gelinliklerin yanı sıra haute couture tasarımlarıyla da beğeni toplayan Begüm Salihoğlu, girdiği her ortamda pozitif enerjisini anında etrafına geçiriyor. Bugüne kadar birçok röportajda bir araya geldiğimiz Salihoğlu, bu kez evinde ALEM Dergisi'ni ağırladı. BÉGUM BRIDAL DESIGN HOUSE'un dünyasını, eşi ve iki oğluyla olan hayatını, dekorasyon ve sanat tutkusunu konuştuğumuz keyifli sohbetimize ortak olmak ister misiniz?

Yıllar içinde birçok kez bir araya geldik. Begüm Salihoğlu deyince zarif tasarımların kadar güler yüzün ve sıcak tavrın da geliyor aklıma. Her zaman böyle neşeli misin? Hayata pozitif bakmanın bir formülü var mı sence?

Kahkaha atarak bir röportaja Begüm nasıl başlatılır sorusunun cevabı gibi oldu. Şimdi nasıl neşesizim diyebilirim ki... Şaka bir yana hayatı yaşamayı, samimiyeti, anda olmayı ve kendimle de hayatla da barışık kalıp dozunda şakalaşmayı severim. Çalışma konusunda çok disiplinli ve hedef odaklı olduğum kadar hayatımın içerisinde aynı sistemi eğlenirken de yaparım, yani gülmenin de neşeli anların da hakkını veririm. Evet genelde çok neşeliyim ama huysuzluğum yok değil, az ortaya çıkar ama çıktı mı da çekemezsin söyleyeyim, rol yapamam, filtrem asla yok.

Seni en çok neler mutlu eder ve en çok kimlere gülersin?

Akıllı ve gerçekçi esprileri çok severim. Zeki ve hazır cevap insanlarla çok keyifli vakit geçiririm. Hayal dünyam geniş, uygulamaya cesaret edemediğimiz hayalleri "mış" gibi senaryolaştırıp konuşarak hayalde hikayelerle eğlendiğim arkadaşlarımla bayağı kahkaha seslerim her yerden duyulacak şekilde uzun saatler geçirebilirim. Samimi ve cesur kişilere çok gülerim. Çocuklarımın yaptıklarına, kendime günlük hayat deneyimlerime çok gülerim. Zaten sırf ailemle ilgili tiye aldığım konular için Instagram hesabım var. En son ailece bir video koyduk, herkes beni kız çocuğuna hamile sandı, oysa sadece trafikte kaldığımız bir gün eşimle oğullarımıza oda duvarlarınızı kız kardeşiniz olursa pembeye boyasak rahatsız olur musunuz diye şakalaşıyor, onların tepkisini ölçüyorduk. Meğer sadece çocuklar ciddiye almamış herkes inanmış, bir anda tebrik mesajları gelmeye başladı. İlk defa trafikte ailece çok güldüğümüz bir an oldu.

Çocukluk yıllarında tasarımcı olmayı hayal ediyor muydun? O günlerden hafızana kazınan moda anları var mı?

Belki inanmayacaksın ama evet! Ve beş yaşından beri. Çocukken yabancı dergi bulmak kolay değildi. Yurt dışından getirtir biriktirirdim. Kendimi bugün hiç frankofon hissetmesem de ve hatta tam bir New York Parsons'lı moda kadını olsam da, çocukken Fransız moda dergilerini okumak için Fransızca öğrendim ve sırf bu tutkuyla Fransız lisesi mezunuyum diyebilirim. İlk sektör deneyimim olarak evimde odamdaki tekstilleri tasarlamıştım. Perde, koltuk, yatak örtüleri. Moda ya da dekorasyon okuyacağımı kendimi bildim bileli biliyordum diyebilirim.

Dünyanın en iyi moda okullarından biri olan Parsons'da aldığın eğitim sana neler kattı? Tasarımcı olmak isteyen gençlere neler önerirsin, nasıl bir yol izlemeliler?

Parsons çok önemli bir okul. Okul sırasında sektörde aktif çalışan kişilerden eğitim alabilmek çok büyük bir lüks. Okuldayken modanın kalbine yön veren ağlara ömür boyu ücretsiz dahil oluyorsunuz. Sektör hakimiyeti açısından, gerçek yeteneğinin fark edilmesi açısından çok değerli bir okul. Üstelik size sadece yeteneği geliştirmeyi değil, işin teknik taraflarını, pazarlamasını ve en önemlisi de trendleri önceden görmenizi, araştırmayı, analiz etmeyi öğretiyor. Böylece sadece tasarımda kalmadan ticari de düşünebilen bir markanın kreatif direktörü ve kurucusu olabiliyorsunuz. Bir de tabii ki ABD'nin üniversite mantalitesiyle iç mimar olacağım diye gidip, moda tasarımcısı olarak çıkış yapabiliyorsunuz. En iyinizi bulmanıza destek verdiği gibi, kendinizi denemek için de alternatif, esneklik sağlıyor. Ama esas okul, mezuniyet sonrası deneyimler okulu. Yaşamadan öğrenmek, gelişmek, dönüşmek imkansız.

Yola gelinlik ve haute couture tasarımlarla çıkmaya nasıl karar verdin?

Haute couture demek elinde değnekle moda sektörü altında bir peri olmaktı benim için. Müşteri geliyor, size hayallerini anlatıyor, siz duyguyu yaşıyor, onun tüm hayallerini gerçeklikle buluşturuyorsunuz. Ama bu yaratım süreçleri çok ciddi emek, zaman ve biricik olduğu kadar, en zor kullanımlı kumaşlarla oluyor, dolayısıyla da çok yüksek maliyetlerle üretiliyordu. Bir gün geldi, bu emeğin karşılığını tam alabilmek için en özel anılara odaklı düşünmem gerektiğini anladım. Defalarca prova, çizimler, kişiye özel kalıplar, kumaşlar, dikimler... Ancak bir gelinlik olursa bu emek beni tatmin eder hale geldi; tasarımlarım yaşanan anılarla, fotoğraflarda daha da değerlensin istedim. Sonra ilerleyen teknoloji ile çıkan teknik kumaşlar değişti. Hafif olanlar, buruşmayanlar, pot yapmayanlar, leke tutmayanlar derken zamanımı ve tasarım gücümü de daha yaygın ve taleplere daha çok cevap verebilir, daha kolay ve hızlı hale getirmek istedim. Gelinliğin perakendesinde gelecek gördüm. Hayat hızlandı, hazır kalıplar çok daha risksizdi. Şimdi hem fiyatlar uygunlaştı, hem zamandan kazanıldı. Üstelik bugün dört bir kıtada yurt dışında tamamen perakendede hazır gelinlik olarak satılan modellerimiz showroom'umuzda ve mevcut diğer modellerin kalıplarıyla özgünleşebiliyor. Böylece de yine couture gibi özgürlük ve özgünlük alanı tanıyor. Mesela bir ürünün kumaşıyla, diğerinin eteği, ötekinin dekoltesi birleşebiliyor ve ortaya çıkacak tasarımı kendinize özel kılabiliyorsunuz. Üstelik çıkacak gelinliği de üzerinizde aşağı yukarı hazırları deneyerek hayal etmeniz çok daha kolay oluyor. Düğün sektörü artık gelinlikle de bitmediği ve BÉGUM BRIDAL DESIGN HOUSE'ta beyaza dair her türlü kıyafet olduğu için evlenme yolunda bir kadının öncesi, sırası, sonrası her türlü ihtiyacını düşünen koleksiyonlar bulunuyor. İstemesi, evden çıkışı, nikahı, düğünü, after party'si, balayısı, ev giyimi, plaj giyimi, aksesuarları her şey burada düşünülüyor.

2023'te 15. yılı kutlayacaksın. BÉGUM BRIDAL DESIGN HOUSE'un dünden bugüne yolculuğunda senin için en unutulmaz anlar hangileriydi?

Anlar deyince başarılar, başaramamalar... Yüzlerce müşteri ile yaşananlar... Çok hikaye var. İlkler tabii çok.. Akşamına davet varken elbisesini değiştirmek isteyen mi... Yurt dışında showroom'a götürüp kaybolan valizlerimizi başka ülkede bulmamız mı... Gece yarısı showroom'u açıp Adriana Lima'ya verdiğimiz kıyafet mi.. .Görüntü küçük gösteriyor diye kendimden 10 yaş küçüklerle kendimi yarışmada aday bulmam mı... Tasarım odaklı iş yapmak hiç kolay değil. Kopya olmayacak, sen kopyalanmadan iyi tanıtım yapacaksın. Hep yarıştasın ve göz önündesin. Kopyalanırsan başarılısın ama kopyalanınca sıradanlaşabilirsin. Çok dinamik ve hep genç kalman gerekiyor. Tabii ki pırıltılı anlarım var. Nişantaşı showroom'um, ilk yurt dışı işlerim, dünyaca ünlü modellerin haute couture tasarımlarımı giydiği anlar ve son olarak da açtığım Bebek showroom'um ile beyaza dair her şeyin modasının kalbi olduğunu hissettirmek gibi anlar... Mağazaya sadece gelin adaylarının değil, beyaz kıyafet arayanların da gelmesini. çok seviyorum. Galalarda özellikle fırsat bilip beyazseverler bizimle çalışıyorsa biz bence sektöre hakimizdir.

Her koleksiyonun ayrı bir hikayesi var ama değişmeyen, her daim seni besleyen ilham kaynaklarını senden dinleyebilir miyiz?

Klasikler benim için çok değerli ilham kaynağı. Tasarımlarımı yaparken hayalimde hep bir siyah beyaz fotoğraf oluyor, ona bakıyorum 30 sene geçmiş, hala çok modern hala çok klas ve şıksa benim tasarımım tamamdır. Geçici zevkler, çirkinleştiren moda bence moda değil, onun adı dikkat çekme ve tüketim hastalığı. Trendler tabii ki var, uyguluyorum da hatta zamanından önce uygularım. Benim koleksiyonlarım hep bir sonraki sezonun modasındadır. Ancak klasikleşecek modernliktedir. Kadını güzel göstermeye odaklıdır. En iyi kesimler, en iyi destekleyici parçalardır. Dolayısıyla klasikleşen filmler, kült isimler, düğünler beni çok etkiler. Bir o kadar da doğadan etkilenirim. Seyahatlerden etkilenirim. Her yıl seyahatlerimden kendi dolabımda belirli renklerim oluşur benim ve o renkleri beyazla buluşturur, dans ettiririm.

Sıradan bir çalışma gününü anlatır mısın. Ritüellerin, çalışma ortamında olmasını istediğin aksesuarlar, özellikle seçtiğin müzikler var mı?

İki erkek oğlan ve bir koca ile hiçbir gün sıradan değil! Çocukları sırayla okula hazırla. Eşinle kucaklaş, kahvaltını et edebilirsen, e bir de keyifli kahve içebilmek lazım. Ofisle atölyeyle başlıyor. Müşterilerle de bazen eğer çok özel bir tasarım isteniyorsa görüşmelere giriyorum. Yurt dışı perakende noktalarımızla Zoom'lar derken zaten gün bitiyor. Eğer kendi kişisel bakımımı araya sokabildiğim bir günse ya da öğle aramda bir arkadaşımla bir şey atıştırabildiysem eve şanslı dönüyorum. Koşturmaktan zayıfladım zaten çok şükür o iyi oldu. Mecburi fitlik bu üç erkek ve bir şirketle baş etme serüvenimin adı.

Günümüzde tek bir gelinlik yerine farklı birkaç tasarım tercih ediliyor. Sen nasıl modeller önerirsin gelin adaylarına?

Bu soru hep geliyor ve ben de hemen aslında sorularla cevabı onlara bulduruyorum. Fiziksel değerleri bir kenara koyalım. En önemlisi gelinin karakteri ve davranışları. Düğünde ne yapıyor olacak? Sakin sakin duruyor, bakıyor biblo gibi, balerin gibi zarif biri mi yoksa elleri havada en mutlu günüm diye zıplayarak uç uç böceği mi... Gelinliğin kolları, ağırlığı, dekoltesi için o kadar önemli ki davranış eğilimleri. Sonra tabii mekan, ortam, dekor, stil. Derken ten ve beden uyumlu kumaş ve kesim seçimleri... Hepsi bir bütün oldu mu sonuç mükemmel. Bir de saç-makyaj-aksesuar benim tasarımımı vezir de eder rezil de, o yüzden açıkçası o konularda da mutlaka tavsiyelerimiz oluyor.

Seçim yapmak zor olsa da sonbahar-kış koleksiyonunun yıldızı hangi tasarım senin için?

Koleksiyonun tek yıldızı yok ama yıldızları bu sene Artemis, Frida ve Leonara isimli modellerimiz. Ben bile ilk davette giyinmek için sabırsızlanıyorum.

İlkbahar-yaz koleksiyonunun çıkış noktası ne oldu?

Bu koleksiyonda parlayan ışıl ışıl, genç, "fresh", romantik ama içindeki yaramaz kızı ortaya çıkartan oyunlar var tüm tasarımlarda mesela kimisinde çiçek dallarının doğaçlama sallanması, kimisinde ise ipiri taşların minimal bir çizgi ile buluşması gibi.. Eşi benzeri olmayan bir koleksiyon çıktı diyebilirim.

Koleksiyonunda loungewear ve akseusarlar da yer alıyor. Farklı tasarımlar eklemeyi planlıyor musun?

İhtiyaçlar doğrultusunda çok fikir ve proje var. Ama ben anlamlı ve doğru eşleşmeler adına sağlam adımlarla ilerliyorum. Müthiş bir aksesuar koleksiyonu oluştu. Sadece başlı başına bir marka olacak kadar güçlü ve zengin, tevazu gösteremeyeceğim. Güzel olan tarafı hepsi kadınlara istihdam sağladı, evlerine ek gelir getirecekleri el emekleriyle güçlenen tasarımlara dönüştü.

Tasarımcı marka iş birlikleri hakkında neler düşünüyorsun? Sürpriz bir proje var mı ufukta?

Her zaman açık olduğum bir konu. Aslında bu anlamda ilklerdenim. Türkiye'nin ulaşılabilir hazır giyim perakende markasının ilk gece koleksiyonunu ben tasarladım. İsmim geçerek ya da danışmanlık olarak bu tip iş birliklerine çok sıcak bakıyorum. Kazan-kazan olduktan sonra güçler birleşsin, birlikte hareket etmek her zaman iyi bir deneyim ve gelişimdir. Bilgi ve tecrübemi paylaşmaktan asla çekinmem, hatta şu anda yeni bir gelinlik markasına da içeriden danışmanlık veriyorum. Sektörü bu şekilde geliştirmek ve Türkiye'nin gelinlik alanında İspanya kadar güçlü bir ülke haline gelmesine katkıda bulunmak en büyük dileğim.

Kişisel tarzını nasıl tarif edersin? Gardırobunda en çok hangi parçalar yer alıyor?

Detaycı, modern biraz da çılgın sanki. Birden karşınıza bembeyaz çıkarım en sade görünümde ama ayakkabım "gold"dur, gömleğimin arkası yoktur, ceketim asimetrik kesimdir, bir yerinden bir şey sallanabilir. Belli olmaz... Ama klasiğe yakınımdır. En basic puantiyesinden nötr renkleri severim. Göz yormadan yaramazlığımı yapar, uçuk ve klasiklik arasında klasiğe yakın hareket ederim.

Aksesuarlarla aran nasıl? Uğuruna inandığın parçalar var mı?

Aram çok iyi. Gündüz vakti kocaman küpeler, kolyeler takarım. Büyük bir yüzük... Aksesuarla giyinmiş olabilirim bazen, çünkü özgünleşmek adına çok iyi bir araç. Sevdiğim mücevherlerim var, minimal ve her gün taktığım bazı parçalarımla da bağ kurdum sanırım.

Yoğun tempoda çalışan kadınlar için ev ve iş hayatı arasında denge kurmak zor olabiliyor. Sen nasıl planlıyorsun zamanını?

Robot gibi her dakikam ajandada yazılı, başka türlü mümkün değil. Ve kontrol delisi değilim artık. Yoksa gerçek deli olurdum.

İki oğlun var. Birlikte en çok neler yapmaktan keyif alıyorsunuz?

Uyumak dermişim! Şu ara en aktif dönemleri, her daim oyun oynuyoruz. Kendileri benim adeta "personal trainer"ım. Benim kadar kucağa alan, ağırlık kaldıran anneler beni anlar. Biz zaten uyanıkken spor halindeyiz. Hafta sonlarım tamamen çocuklarıma aittir, telefona asla bakmam, hafta içi onlardan çaldığım her anın tadını çıkartmaya çalışıyoruz. Beraber sporlarına gidiyoruz, onları motive ediyoruz, farklı restoranlara gidip damak tatlarını geliştirecek her mutfağı onlara denetiyoruz. Genelde köfte patates ile son buluyor siparişler ama biz yine de denetmeye devam ediyoruz.

Dekorasyona da ilgi duyuyorsun. Evinde önceliklerin neler oldu?

Sıkılmayacağım renkleri tercih ettim. Hatta renk koymadım; krem, siyah, taba, vizonu ana mobilyalarda kullandım ancak aksesuarlarda renkli detaylar beni çok mutlu eder. Çiçeklerle nasılsa istediğim zaman istediğim rengi alırım dedim. Ferahlık ve işlevsellik olsun istedim. Az eşyayı sanat eserleriyle destekledim. Zaten renkli bir aileyiz açıkçası gereksiz kalabalık sevmiyorum. Her şey rahat, ortam her daim kalabalıklaşmaya ve eğlenmeye müsait. Bir de biz pandemide hiç evden çıkmadan burayı dekore ettik ve herkesin kendine özel bir alanı var. Bu da çok değerli. Şehir içerisinde olmayan genişliğe sahip olduğumuz için de gerçekten şanslı hissettik.

Evinde en çok nerede vakit geçirmekten keyif alıyorsun?

Vallahi çocukların odasında çok vakit geçiriyorum. Zaten kendi çalışma odamı bile yanına aldım. Çünkü her daim bana bir talep var kendilerinden, ben de yakınlarında duruyorum. Hava elverişli ise temiz havayı solumayı ve bahçede olmayı seviyorum. Yatak odamda duş, bakım keyif de severim de işte vakit ayırabildikçe. Çocukların odasında TV izlediğim oluyor, yoksa eşimle, arkadaşlarımla keyifli sohbetler için kanepelerde çok vakit geçiririz.

Sanata olan tutkun ne zaman başladı? Evindeki eserleri senden dinleyebilir miyiz? Sahip olmayı hayal ettiğin bir eser var mı?

Moda, dekorasyon, seyahat seven biri olarak herhalde biraz da aileden geliyor bunlar. Bize seyahatlerde çok müze gezdirildi, öyle ya da böyle öğrendik. Yaş ilerledikçe, kendi evime sahip olunca, kendi gelirimi elde edince de imkanlarımız daha müsaitleşti ve eşimle ruhumuza hitap eden sanatçılara yaklaştık. Sanat bir yatırım, eşim mutlaka işin o tarafına bakıyor ve pazarında gelecek vadeden yükselen isimlere yatırım yapıyor. Ben ise gönlümü hoş tutan, hislerime yaratıcılığıma katkı sağlayan, renkleriyle beni pozitifleştiren eserleri seviyorum. Bence Türk çağdaş sanatı çok ilerliyor, evler artık bu eserleri sergilemeye yetmiyor. Evde Adnan Turani, Haluk Akakçe, Eser Gündüz, Devin Yalkın Oktar, Yunus Tonkuş heykellerim, antika Tokat küplerim var annemin koleksiyonunun bir bölümünü çaldım diyebilirim, onları da yavaş yavaş buldukça topluyorum. Hayalimde Refik Anadol, Anselm Reyle, Arik Levy, Giacometti eserlerine sahip olmak var.

Seyahat etmeyi de çok seviyorsun. En çok görmeyi hayal ettiğin yer neresi?

Meksika taraflarını görmek istiyorum. Tulum mesela. Bali ve Kyoto da merak ettiklerim arasında. Pandemide gideceğim ve iptal ettiğim bir seyahatti Kyoto o yüzden bir an önce fırsat bulup gitmek istiyorum ancak çocukların biraz daha büyümesini ve onlarla gitmeyi hayal ediyorum. Ama şu ara seyahatlerim işime de yarıyor. Yeni girdiğimiz bir ülkedeki perakende noktasını görmeye gidiyor, toplantı yapıyor orayı gezebiliyor, ya da çocukların gelişimini de düşünerek hareket ediyoruz.

Hayattaki en büyük lüksünü paylaşır mısın bizimle?

Hiç şüphem yok. Sağlığım ve bana huzur getiren ailem. Paha biçilmez. Bunlar varsa her şey tamam. Aile sevgisi ve sağlık en büyük zenginlik. Gerisi gelir, yeter ki sen iste.

2023'e dair en büyük hayalin nedir?

Buna belki klişe diyeceksin ama gerçekten herkesin iç huzurunun olduğu ve daha samimi ve mutlu insanlarla yüzleşmek, gereksiz streslere maruz kalmadan sağlıklı ve kendime ait zamanları daha zengin günler geçirebilmek, ülke ve dünya krizlerinden minimum etkilenmek tabii. Olumsuz haberleri görmeyeceğimiz bir yıl olsun hepimize. 2023 koleksiyonumuz bu röportaj ile aynı gün çıkıyor, çok tesadüfi şekilde. Sanırım 2023 gerçekten Koç'ların ve Kova'ların yılı olacak Koç'a Kova kadını olarak en azından benim için böyle başladı bile diyebiliriz.

  1. Röportaj: Ayça BARUT TANMAN
  2. Fotoğraflar: Aslı GİRGİN
  3. Styling: Tuğçe YÜZBAŞIOĞLU
  4. Makyaj: Elif GİRGİN
  5. Saç: Akın ÜNAL
  6. Video: Öznur ÖZTÜRK DEMİRER
  7. Saç asistanı: Volkan BAYAR
  8. Işık şefi: Hakan DEMİR
  9. Asistan: Çağdaş SEZGİN/Digioneplus
  10. Retouch: Mey Kermen
  11. Prodüksiyon: Keys Istanbul
  12. Çiçek düzenlemeleri: Goofy Grace Atelier

EN ÇOK OKUNANLAR

Modanın Şapka Dehası: Stephen Jones

Modanın Şapka Dehası: Stephen Jones

4 dakika okunma süresi
Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı

Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı

2 dakika okunma süresi
Denizden Sofraya: İstanbul'un En İyi Deniz Ürünleri Restoranları

Denizden Sofraya: İstanbul'un En İyi Deniz Ürünleri Restoranları

1 dakika okunma süresi
Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı

Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı

20 dakika okunma süresi
2025 Altın Küre Adayları Açıklandı

2025 Altın Küre Adayları Açıklandı

16 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Bodrum Günlüğü: Suzan Sabancı, Alara, Fatoş Mildon, Caroline Koç

Bodrum Günlüğü: Suzan Sabancı, Alara, Fatoş Mildon, Caroline Koç

Ersu Şaşma: Olimpiyat Yolculuğu

Ersu Şaşma: Olimpiyat Yolculuğu

Kırmızı Çocuklar Derneği'nin Yeni Üyesi: Kırmızı Karavan

Kırmızı Çocuklar Derneği'nin Yeni Üyesi: Kırmızı Karavan

Ağustos Ayı Burç Yorumları

Ağustos Ayı Burç Yorumları

18 Eylül Balık Tutulmasının Burçlara Etkileri Neler?

18 Eylül Balık Tutulmasının Burçlara Etkileri Neler?

Bodrum Günlüğü: Cem Hakko, Ferit Şahenk, Kıvanç Tatlıtuğ

Bodrum Günlüğü: Cem Hakko, Ferit Şahenk, Kıvanç Tatlıtuğ

Bodrum Günlüğü: Gül Dürüst, Şükran Güzeliş, Zeynep-Metin Fadıllıoğlu

Bodrum Günlüğü: Gül Dürüst, Şükran Güzeliş, Zeynep-Metin Fadıllıoğlu

Esas Oğlan Dizisinin Gala Gecesi!

Esas Oğlan Dizisinin Gala Gecesi!

Eylül Ayı Burç Yorumları

Eylül Ayı Burç Yorumları

Ceyda Hilal Eğerci ile Klasik Yat Dünyası

Ceyda Hilal Eğerci ile Klasik Yat Dünyası

19 Ağustos Kova Burcu Dolunayında Burçları Neler Bekliyor?

19 Ağustos Kova Burcu Dolunayında Burçları Neler Bekliyor?

Bodrum Günlüğü: Feryal Gülman, Hande Ataizi, Simla-Hüsamettin Beyazıt, Pelin Karahan

Bodrum Günlüğü: Feryal Gülman, Hande Ataizi, Simla-Hüsamettin Beyazıt, Pelin Karahan