Sevgili ALEM okurları, değerli dostlarım,
Dünyada yeninin kapıları modayla aralanıyor. Giyimden, tasarıma, teknolojiden sanata, estetik arayışları olgunlaşarak moda oluyor. Bir dönem içerisinde, insanlar dahil, tüm formları belli bir görsellikle tanımlıyor moda. Bir ifade biçimi, imaj, iddia ve mesaj oluşuyor. Tümü yeni unsurlardan oluşmasa da, eskinin farklı sentezi ve yeni bir dokunuşla karşımıza çıkıyor. Merhum modacı Oscar de la Renta’nın da dediği gibi, “moda, bugün ve yakın gelecekle ilgili”…
Modayla stili karıştırmamak gerekir. Stil, sizinle ilgili… Modayı takip etseniz dahi onu kendinize özgü kılmanız sizi stil sahibi kılıyor. Dış görünümünüz size aynı zamanda kişiliğinizi ortaya koyma fırsatı vermiş oluyor. Bu da, başkalarıyla doğru iletişim kurmaya başlamanızı sağlıyor.
Madonna’ya heykelsi korseleri giydiren Jean Paul Gaultier işin püf noktasını “Olduğunuz kişi olmak güzeldir.” diyerek özetlemiş. Madonna’nın Madonna olmasına sunduğu katkıyı düşünecek olursak, gerçekten olduğunuz kişiyi bulmak için biraz cesaret de gerektiğini görebilirsiniz.
Audrey Hepburn’ün pek çok kıyafetinde imzası bulunan Fransız modacı Hubert de Givenchy ise “Saç modeli, bir kadının kendisini tanıyıp tanımadığına dair en büyük ipucudur.” diyerek saç tasarımında da herkesi cesur olmaya davet ediyor.
Tüm isim yapan modacıların cesur olması tesadüf mü? Elbette değil, çünkü yeniyi yaratmak cesaret istiyor.
ALEM Dergisi'nin, dünya basını ile birlikte izlediği Paris Haute Couture İlkbahar/Yaz 2016 Moda Haftası’nda ülkemizin iki cesur kız kardeşinin başarısını, bizi gururlandıran Dice Kayek imzalı defilesini kendileriyle birlikte büyük mutlulukla izledim. Bursalı iki kız kardeş, Ece ve Ayşe Ege’nin dünyaca ünlü 24 yıllık markası, başarı ile 4. kez katıldıkları Paris Haute Couture Haftası’nda, yine büyük beğeni topladı. Onların sırrı ise hem cesur, hem de başarılı olmaktan mutluluk duymaları… Ece diyor ki “Çocukluğumdan kalan hatıralarla Sinderella’dan esinlenerek bir gelinlik tasarladım... Danteller, etrafında kayar gibi görünüyor, çok hafif bir elbise... Bu kıyafeti ve siluetini titizlik içinde yarattım, benim için bir meydan okuma oldu bu çalışma! “
Ve Ayşe cesaretini bir Fransız gazetecinin hafif sosyopolitik sorusuna verdiği cevapla gösteriyor o da meydan okuyor ve “Kadın, erkek, Müslüman, Budist, İtalyan, Türk fark etmiyor artık... Herkes bir olsun... Yaratıcılığını konuşturan fark yaratan tabii ki öne çıkacak” diyor. Aralarında Chanel, Christian Dior, Armani, Versace, Elsa Schiaparelli, Elie Saab gibi dünyanın en pretijli 20 kadar markası arasında tek Türk ve Müslüman tasarımcılar olarak gururla sadece iyiyi yapmayı hedefliyor Dice Kayek. Sinderella’nın evrensel hikayesinden esinlenerek, siyah bir ormanın içinde, dokumanın hikayeleri temalı bir çalışma ile bu dünyanın da beklentisi, hikayesi olan bir yaklaşımla, kişiye özel tasarımları 30 mankenle “Musée des Arts Décoratifs” galerilerinde sunuyor ve 8 dakika boyunca adeta sallıyor Paris’i...
Fransa’daki Büyükelçimiz Hakkı Akil ve değerli eşi İnci hanımefendi de bu gururu birlikte yaşıyorlar ve desteklerini hissettiriyorlardı Paris’te... Türkiye moda ihracatının başını çeken İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi ve beraberindeki ekip yine Paris’teydi. Marka oluşturmanın önemi bir kez daha öne çıktı bu etkinlikte. “Made in Turkey” bu yazımını kalitesi ile bir yere oturturken, “Designed in Turkey” yani Türkiye’de tasarlandı algısını, tılsımlı hale getirebilirsek bir boyut daha atlayacağız ihracatta da. Kültür Bakanlığı’mızında bu değerli ve önemli oluşumu desteklemeleri takdire şayandı. Daha nice güzel tanıtımlara...
Öte yandan bu kadar önemli ve sadece Paris’te gerçekleştirilen Haute Couture etkinliğinde moda adına görebileceğiniz, mesleklerinin duayenlerini tüm Paris gecelerinde, sokaklarında, yemek yerken yanı başınızda görebiliyorsunuz. Dünyanın iyi tanıdığı bildiği Victoria Secret meleklerinden biri olan Alessandra Ambrosio bunlardan biriydi. Ben de ülkemin bir turizm elçisi olarak kendisi ile yaptığım sohbette, Türkiye’nin modayla ilişkisini, tarihi zenginliğe sahip nadir ülkelerden biri olduğunu anlatıp davet ettim. Ünlü güzelle söyleşimi önümüzdeki sayımızda siz dostlarımla paylaşacağım.
Güzel bir sayıda daha buluşmanın mutluluğu ile sizleri kucaklıyorum. Şimdi “ALEM Keyfi” zamanı...