Melis Goral Yeni Elements Koleksiyonu'nu Tanıttı
1 dakika okunma süresi
Yaradılışı gereği fazla iş kolik olduğunu kabul eden Başkan Allıoğlu, “Cumartesi tam mesai, hatta pazar günleri bile birkaç saat çalışıyorum. Bir takım bedeller ödenmeden, istenilen arzu edilen hedeflere ulaşmak kolay olmuyor” diyor. Bu yoğun temposu arasında Allıoğlu’nu yakalıyor ve merak ettiklerimizi soruyoruz.
Ankara’nın en etkin sivil toplum kuruluşlarından Genç Girişim ve Yönetişim Derneği’nin (GGYD) başkanlığı görevini yürütüyorsunuz. GGYD’nin yola çıkarken amaçları arasında neler vardı?
Yola çıkarken çok önemli bir amacımız vardı; Ankara’daki genç girişimcileri bir çatı altında toplamak, onların mesleki, ticari, sosyal ve kültürel anlamda paylaşımda bulunmalarını, işbirliği yapmalarını sağlamaktı... Genç girişimcilerin önündeki engellerin kaldırılması, ekonomiye yeni girişimcilerin dahil edilmesi, en nihayetinde kent ve ülke ekonomisinin kazanmasına bir nebze olsun katkıda bulunmaktı. Aradan geçen 12 yılda bu saydıklarımızın büyük bölümünü başarmış olmanın gururunu yaşıyoruz. Dahası Genç Girişim ve Yönetişim Derneği bugün yalnızca genç girişimcilerin değil iş dünyasının sesi, gözü, kulağı haline gelmiş bir STK…
12 yıllık bir dernek olarak GGYD’nin Ankara’daki yerini ve önemi anlatır mısınız?
Evet, mazimiz çok eskiye dayanmıyor belki. Önemli olan da zaten yola ne zaman çıktığınız değil, nasıl yürüdüğünüz, ne kadar mesafe kat ettiğinizdir. Biz GGYD’liler olarak 12 yılda çok yol kat ettik, yıllara çok şeyler sığdırdık. Her şeyden önce büyük bir aile, güçlü bir yapı haline geldik. Ankara’da STK denilince akla gelen birkaç kurumdan biri olabildiysek, bence en büyük başarı budur. Üyelerimizin, iş dünyasının, yaşadığımız şehrin ve Türkiye’nin her sorunu, gündemindeki her konu bizim de sorunumuz, meselemiz oldu. Eylemlerimiz ve söylemlerimizle daima kamuoyunun gündeminde yer aldık, almaya devam ediyoruz. Bir yandan üyelerimizle kurduğumuz sağlam diyalog, onların ticari, sosyal ve kültürel yaşamlarına katkılarımız, diğer yandan da ülkemizi yakından ilgilendiren konulardaki duyarlılığımız bizi bir araya getiren unsurlar.
GGYD’nin 12’nci kuruluş yıldönümü balosu renkli görüntülere vesile oldu. Dernek için artık geleneksel hale gelen bu organizasyon adına neler söylemek istersiniz?
GGYD’nin özellikle bizim yönetimimiz döneminde gelenekselleşen çok önemli organizasyonları bulunuyor. İş’te Fırsat Toplantıları, öğle yemeği buluşmaları, üye ziyaretleri bunlardan birkaçı. Elbette bu saydığımız organizasyonlar kadar çok önemsenen, beklenen bir diğer etkinliğimiz ise kuruluş yıldönümü balolarımız. Üyelerimiz ve ailelerimizin her şeyin en iyisine, en güzeline layık olduğunu düşünerek hareket ediyoruz. Bu doğrultuda da kuruluş balolarımızın son derece görkemli olması için yoğun gayret sarf ediyoruz. Her yıl gerçekleştirdiğimiz bu gecemizi geçen yıl iptal etmiştik. Biliyorsunuz Soma’da meydana gelen ve 301 madencimizin yaşamına mal olan maden faciası hepimizi derinden sarstı. Geçen yılki baloyu da bu nedenle iptal ettik ve ‘Baloya değil Soma’ya gidiyoruz’ adlı bir kampanya başlatarak, gece için topladığımız ve sanatçı için ayırdığımız bütçeyi, Somalı maden şehitlerinin ailelerine bağışladık. Ben ve arkadaşlarım Soma’ya bizzat giderek, yardımları ulaştırdık. Bu yıl ise 12’nci yıl balomuzu coşkuyla gerçekleştirdik. Üyelerimizin, ailelerinin, şehrin önde gelen isimlerinin, STK başkanlarımızın ilgisi gerçekten çok yoğundu. Eski üyelerle yeni üyelerimizi buluşturan bu çok balomuzun birlik ve beraberliğimizin güçlenmesine önemli katkı sunduğunu düşünüyorum. Üyelerimizden ve konuklarımızdan aldığımız olumlu tepkiler de organizasyonun ne denli başarılı olduğunun göstergesi.
Peki, Nezih Allıoğlu’nun hayatındaki dönüm noktalarını öğrenebilir miyiz? Hayatınıza özellikle kariyerinize nasıl yön verdiniz?
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nü okurken bir organizasyon şirketi kurmuştum. Arkadaşlarım bilardo ve okey oynarken ben yanımda ticaret lisesi öğrencilerini çalıştırarak kurduğum bir organizasyon şirketinde para kazanıyordum. Okul bittikten sonra profesyonel çalışma hayatıma İstanbul’da borsa aracı kurumunda broker olarak başladım. Bir süre çalıştıktan sonra istifa ederek tekrar Ankara’ya döndüm. Çok büyük beklentiler ve hedeflerle, Göral Otomotiv’i kurmak suretiyle ticaret hayatına atıldım. Yaradılışım gereği fazla iş kolikliğim. 30 yıl önce hayallerimi süsleyen, o çok uzakta görünen hedeflediğim nokta, bu gün ulaştığım ve sahip olduğum noktadır. Bundan 5 - 6 yıl öncesine kadar ‘Nezih Allıoğlu iş hayatı dışında, kendi için ne yaptı’ diye sorsanız, inanın verecek bir cevabım yok. Cumartesi tam mesai, hatta pazar günleri bile birkaç saat çalışıyorum. Bir takım bedeller ödenmeden, istenilen arzu edilen hedeflere ulaşmak kolay olmuyormuş, ben bunu kendi hayatımda fazlasıyla deneyimledim.
Ankara sizin için nasıl bir şehir, Ankara’nın sizi en çok mutlu eden yerleri ve mekânları hangileri?
Ankara benim için her şeyden önemlisi ‘Hayallerimin gerçekleştiği şehir’dir, vazgeçilmezdir. Ortaokul son sınıfta geldim, lise ve üniversiteyi bitirdikten sonra da bir daha kopamadım. Kısa İstanbul maceramın ardından uzun yıllardır kesintisiz Ankara’dayım. Tarihin, kültürün, sanatın ve nostaljinin çağdaş yaşamla buluştuğu mistik bir şehirdir Ankara… Ve bana göre her yaştan insana hitap eden, yaşamaya başlayanların kolay kolay kopamayacağı bir kenttir. Doğrusunu söylemek gerekirse Ankara’da beni mutlu eden sayısız yer ve mekân var. Hele de bu güzellikleri ailenizle, dostlarınızla, sevdiklerinizle birlikte yaşıyorsanız, sizden mutlusu, huzurlusu yok. Nasıl bakmak isterseniz öyle görürsünüz. Ben Ankara’ya, hiçbir yere değişmeyecek kadar hayatımda önemli yeri olan bir şehir olarak bakıyor ve öyle görüyorum.
Profesyonel iş yaşamınız dışında, özel ilgi alanlarınız neler?
İş yaşamımdan arta kalan zamanımın önemli bölümünü dernek çalışmalarına ayırıyorum. Genç Girişim ve Yönetişim Derneği Başkanlığı dışında ASTOP (Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu) dönem Sözcülüğü’nü sürdürüyorum. Yine çeşitli STK’larda görevlerim var. O nedenle çok da özel ilgi alanlarıma vakit ayırabildiğimi söyleyemem. Ama bazen dalış yapmak için bazen de Fenerbahçe’nin maçlarını seyretmek için şehir dışına çıkışlarım oluyor. Sinema ve tiyatroya da vakit buldukça gidiyorum. Ayrıca karting yapmakta benim için büyük zevktir.
Şu sıralar ana gündeminizi ne tür konular meşgul ediyor?
Bizler işadamıyız. Doğal olarak ana gündemimiz öncelikle ticaret, yani ekonomi. Ülkemizin gidişatı önce ekonomiyi etkiliyor. Bu açıdan baktığımızda herkes gibi biz de siyasi ve ekonomik gelişmeleri çok yakından izliyoruz. 7 Haziran’daki seçimlerin sonunda ortaya çıkan tablonun bizleri nereye götüreceğini merak ediyoruz. Bunun dışında Genç Girişim ve Yönetişim Derneği başta olmak üzere dernek, vakıf ve odalardaki çalışmalarımız da yoğun bir şekilde devam ediyor. Yurt dışı temaslarımıza sürekli yenileri ekleniyor, eklenmeye devam edecek. Diğer yandan resmi veya özel kurum ve kuruluşların çözüm ortağı, proje paydaşı olmaktan, toplumun pek çok kesiminin ilgisini görmekten, fikirlerimizin önemsenmesinden, aranan dernek olmaktan, önemli misyonlar üstlenmekten büyük onur ve gurur duyuyoruz. GGYD Yönetimi olarak bugün bulunduğumuz noktadan çok memnunuz. GGYD artık sadece genç girişimcilerin değil Ankara’nın derneğidir. Dün olduğu gibi bugün de yarın da Ankara için üretmeye, sorunların çözümüne katkıda bulunmaya, elini taşın altına koymaya devam edecektir.