ÖNCÜLÜK YARATAN KUAFÖR DOĞAN ÇELİK

Doğan Çelik devraldığı ve büyüttüğü Mos markası ile bugün kendi sektörünün önde gelen ismi olarak beğeni topluyor. Usta kuaför “Mesleğimi çok sevdiğim için her zaman ustam beni görsün, müşteri beni özellikle istesin diyerek çalıştım” diyor. İlk günden beri meslek için nasıl bir öncülük yaratabileceğini düşünen Doğan Çelik bugüne kadar pek çok ünlü isimle çalışmış. Doğan Çelik’le bir araya gelerek saç tendlerini, Wella’nın yeni koleksiyonu Ecaille’i nasıl yorumladığını ve başarısının sırrını konuştuk.

MOS Kuaför salonlarının pek çok şubesi var, franchise sistemi ile mi büyüyorsunuz?
MOS olarak her salonumuz ayrı bir şirket. Her salonumuzun bir ortağı oluyor. Burada önem verdiğimiz nokta kendi içimizden yetişen kişiler ile iş birliği yapmak. Dışarıdan bir ismin sermaye koyarak Mos markasını kullanmasına sıcak bakmıyoruz. Kendi ekibimizde yetişen kişiler ile büyüyoruz. Bu sene de dışarıdan teklifler aldık ama kabul etmedik. Çırak-usta ilişkisinden yetişen kişilerin dükkan sahibi olması bizim için önemli. 

MOS kuaför kendini ispatlamış bir kuaför. Hizmet anlayışı ve kalitesi ortada, siz markanızın başarısını neye bağlıyorsunuz?
Bizim başarımızın arkasında hizmet kalitemiz, hijyen anlayışımız ve usta- çırak ilişkisine verdiğimiz önem yatıyor. Bütün bunların birleşimi bizim markamızı yaratmış oldu. Misafirlerimizi anlayarak, onlara doğru servis vermemiz bizi bugün olduğumuz noktaya taşıdı. 

Mesleğinizde başarılı olmanın sırrı nedir?
Bizim mesleğimizde önemli olan karşı tarafın ne istediğini anlamak. Onu anlarsanız işiniz çok kolay ama anlamazsanız o zaman zor. Bir müşteri gelir, katlı kesim ister ama on çeşit katlı kesim var, kumral renk ister, on çeşit kumral renk var. Gelen kişiyi en az beş dakika dinleyerek ne istediğini tam olarak anlamak önemli. Anlayamadığınız müşteriyi, zaten kaybedersiniz.

Müşterileriniz kafalarında bir fikirle mi gelirler yoksa burada danışmanlık mı alıyorlar?
Biz danışmanlık yapıyoruz, artık teknoloji de ilerlediği için, gelen kişiler istedikleri model ya da rengi telefonlarındaki fotoğraflardan bulup gösteriyor. Müşterimiz bizden bir model istediğinde o modelin ona yakışıp yakışmayacağını açıklıyoruz ama tabii sonuçta karar kendisinin oluyor. Müşterimize hangi renkler gidiyor bunu analiz ederiz. Bir hanımefendi kırmızı rengi çok seviyor olabilir, ama belki de kırmızı onun rengi değil. Bunu açıklayabilecek bir şekilde, profesyonel bir yaklaşımla çalışıyoruz.

Erkek bölümünüz de var, iki tarafı karşılaştırırsanız neler söylersiniz?
Erkek tarafı çok daha rahat, bunun sebebi oradaki işlemlerin daha az olması. Kadınlar ile ilgili sunduğumuz hizmetler daha fazla. Ama erkek bölümünde de talepler değişiyor. Eskiden tırnak kestirmeye bile karşı çıkan erkekler için şimdi manikür normal bir ihtiyaç oldu. Erkek misafirlerimiz artık daha fazla bakım hizmeti talep ediyorlar.

Bu sezonun öne çıkan trendi nedir?
Bu sezonun trendi doğallık. Multitone renk yorumuyla Wella Profesyonel bu doğallığı farklı şekilde sunuyor. O da “Molten Ecaille”. Ecaille, değerli metallerin eriyerek, birbirlerine yumuşak geçişlerinden ilham almış bir renk paletinden oluşuyor. Yumuşak, erimiş şekiller ve dokular bulunuyor.

Türkiye’de ilk siz Ecaille koleksiyonundan ilham alarak, yeni kataloğunuzu yarattınız. Bu anlamda yine trend takipçisi yönünüzle öne çıktınız, koleksiyonla ilgili biraz detay verir misiniz?
Kuaförler de tıpkı kuyumcular gibi sanatçılardır. Kuyumcuların elinde değerli metaller var kuaförlerin elinde de değerli saçlar. Saçlara da değerli metallerin ışıltılarını yansıtıyoruz. Yarattığımız bir öncülük bir sene sonra tam olarak yansımasını buluyor.

En yoğun olduğunuz dönem hangisi?
Tabii ki düğün dönemi.

2016 gelinleri için trendler neler?
Gelinlerde tamamen doğallık hakim. Son iki senedir abiye topuzlar sona erdi, frapan renk kullanımı kalmadı. On sene önce Avrupa’ya gittiğimizde doğallık o zaman da orada ön plandaydı ama biz orada gördüğümüz bir saçı yaptığımızda “Bu saç işlem görmemiş gibi buna ücret ödeyecek miyim?” deniyordu. Şu anda doğallık bütün saç modellerine yansıdı. Naturel toplamalar yaygın. Böyle olunca gelin saçlarında trend de doğallık oluyor.

Yine renklere dönersek ombre geçen yazdan bu yana hala gözde diyebilir miyiz?
Evet ombre çok beğeniliyor. Güneşin etkisi ile açılmış izlenimi veren sarı ışıltılar, siyah bir saçın arasından parlayan kızıl geçişleri veya marjinal bir pembe ile farkını göstermek isteyenler için ombre sezona damga vuruyor. Ayrıca plaj dalgası önemli bir trend. Denizden yeni çıkmış ve kendi halinde dalgalanmış görünümü bu sezon hanımların önemli tercihleri arasında yer alıyor.

Ombre’ye yeni bir teknikle yorum kattınız, o tekniği söyler misiniz?
 ‘Ombre’ye uygulama anlamında kattığımız ‘bigudi’ tekniğinin yaratıcısı MOS markasına aittir. Bu teknikle renklendirilen saçlarda ışıltı çok daha doğal, homojen ve nokta atışı ışıltılara sahip oluyor.

Saç ve kuaför sektörünü yurt dışı ile karşılaştırırsanız Türkiye için neler söylersiniz?
Türkiye bu sektörde sanatsal olarak ileride ama maalesef sistem olarak geride. Bizde sistemli çalışma yok. 

Akademik ve sanatsal ruhu benimseyen bir salon nasıl bir vizyona sahip olmalı?
Akademik ve sanatsal ruhu benimseyen bir marka olarak MOS’ta; gerek yurt dışından getirdiğimiz önemli isimlerle gerçekleştirdiğimiz eğitimlerle, gerekse tecrübe ve bilgi birikimimizi aktaracağımız deneysel çalışmalarla tasarım ekibimize değer katıyoruz. Bu çalışmaların hayata geçirilmesinin yolu ise ‘yeniliğe ve yaratıcılığa açık olma’ vizyonunu ekip olarak benimsenmesinden geçtiğine inanıyorum. 

Kendiniz nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz?
Ben işimin her detayı ile ilgileniyorum. Çırak ve usta çalışma prensibi ile büyümek benim için çok önemli. Ekip ruhuna önem veriyorum. Yeri geldiğinde çalışanımın psikoloğu oluyorum. Yönetici olarak görevim çözüm odasında çözüm üretmek.

Sizin örnek aldığınız ustanız kim?
Muammer Yapraklıgül, onun yanında yetiştim. Daha Mos kurulmamıştı. 1981 yılında onun yanına yardımcı olarak gittim. 1990 yılında MOS markası kuruldu. Büyük bir özenle yaratılan çeyrek asırlık “MOS” markasını; 2012 yılında, marka kültürü, tüm hakları, değerleri, gelenekleri, “MOS” düşüncesinin getirdiği iş etiği, akademik ve sanatsal ruhu yaşatmak üzere devraldım.

MOS salonlarında imza olarak nitelendireceğiniz, vazgeçilmez hizmetler neler?
MOS’un vizyonu; bir yandan akademik şablonlara uyarken diğer yandan geleneksel usta-çırak ilişkisini her zaman ön planda tutmak oldu. Bu sayede “MOS” çatısı altında; hem akademik, hem de mesleki etik kurallara hâkim dev bir istihdam oluşturuldu ve bu istihdam zamanla tüm ülkeye ve dünyaya yayıldı. Bugün Türkiye’nin en üst düzey kuaförleri bu elit ve kadim okulun öğrencileri.

İlk işe başladığınız bir semt olduğu için Bebek Mos’un sizin için ayrı bir anlamı var mı?
Evet, ilk mesleğe orada başladım doğru. MOS Bebek modern tasarımları ile öne çıkıyor, 15 kişilik tasarım ekibi ve 10 çalışma alanı bulunuyor. Misafirlerimize istedikleri model tabletler ile gösteriliyor. MOS Bebek ayrıca açık büfe ikramı ve otopark alanı ile de müşterilerimizin konforunu ve rahatlığını da sağlıyor. İstanbul'un en güzel yiri sayılan boazda yer alması MOS Bebek’in diğer bir ayrıcalığı. Ayrıca Nişantaşı, Erenköy, Batı Ataşehir, Doğu Ataşehir ve Ankara’da Çayyolu ve Podium AVM’de şubelerimiz var. Toplam 8 şubemiz bulunuyor.

Röportaj: Petek KIRBOĞA
Fotoğraflar: Ferhat Kaan ŞAHİN