Medikal estetik alanında Türkiye’deki ilk hekimlerden olan Dr. Levent Türbedar, “Yaşının iyisi olmak... İyilik kavramı nedir? Kime göre ve neye göre ölçümlenir?.. Bunun için öncelikle hayatın tam içinde yaşamda var olmak gerek. Tamamıyla dış görüntüsüne takıntılı olarak yaşamak sizi her daim yaşamın dışında tutar. Bu, sizi yaşınızın iyisi olmanıza engel bir düşünme biçimidir. Kendinizi yaşınızın iyisi yapmaya zorlamayın, hayatın akışında yaşınızın iyisi olmaya çalışın. Yıllardır estetik ve güzellik sektörünün içinde olan biri olarak, size başlıca ve en önemli tavsiyem, yaşınızın iyisi olmak istiyorsanız; hayatın, yaşamın içinde olun. Çünkü yaşamın içinde beslenir, aydınlanır, tarzınızı bulur ve geliştirirsiniz.” diyor.
Dr. Türbedar, bundan böyle ALEM okurları için bu köşede iyi yaş almanın sırlarından bahsederek yeniliklerden sizi haberdar edecek. Dr. Türbedar, “Yaşının İyisi Olmak için iyi estetikten iyi yaşama dair bizi iyi hissettirecek her türden iyi fikirlerle bu sayfalarda olacağım.
Çoğunuzun son yıllarda tanıştığı ve doğru estetik bilinci konusunda etkin olduğuna inandığım Medikal Estetik alanında temel bilgiler vereceğim” diyor. Özel Dermamed Poliklinikleri kurucusu Dr. Levent Türbedar, medikal estetikteki 22 yıllık tecrübesiyle; bu alanda gelişen son yenilikleri, güzellik kavramının mutlulukla ilişkisini ve yaz aylarının hatırası güneş lekelerinden nasıl kurtulacağımızı anlattı.
Güzelliği tanımlar mısınız?
Güzellik bende “doğallık ve özen” kelimelerinde anlam buluyor. Özenerek emek verilen her şey, kendi doğallığına yaklaşır ve güzelleşir. Bu anlamda bir şey sizi kendine çekiyor ve cezbediyorsa, o “güzeldir” diyebilirim. Tabii bu bakan kişinin birikimine, bakışına ve ihtiyaçlarına bağlıdır. Ben şahsen her şeyin güzel tarafını görmeye çalışanlardanım. Şunu hep akılda tutmalı; insanın enerjisi ne kadar yüksekse, kendini var olduğu haliyle ne kadar seviyorsa o kadar güzeldir. Bir hekim olarak yaklaşımım hep bu doğrultuda. Bir erkek olarak ise, klişe olacak ama “Çirkin kadın yoktur, bakımsız kadın vardır” sözüne ben çok inanırım.
İnsanın görünümünü etkileyen en önemli kusurlar hangi noktalarda toplanıyor?
Önce tabii ki bütüne bakılır; sağlıklı bir beden ve duruş, sonra pozitif enerji yayan bakışlar ve bunları tamamlayan lekesiz, pürüzsüz bir cilt aranır. Vücudumuz sahip olduğumuz en değerli zenginliğimiz. Bu yüzden bedenimizin her yerine aynı özeni gösterip emek vermeliyiz. Yüzümüz ise ruhumuzun aynasıdır; bir sivilce, biraz leke, derinleşen çizgiler ve sarkma gibi kusurlar; bakımsız, yorgun ve özensiz bir insan izlenimi bırakır karşımızdakine. Doğal bir yaşlılık da güzel kabul edilebilir tabii ama bakım ve özenle yaş en iyi haliyle yaşanabilir.
Buradan yola çıkarak, size başvurulduğunda ilk olarak hangi unsurlara dikkat ediyorsunuz?
Ben öncelikle yüze bakarım. Cilt kalitesi, simetri ve oranlar ilk olarak göze çarpar; sonra da göz ve kaş şekli, burun, dudak ve dişleri incelemeye başlarız. Tabii ki her şeyden önemlisi bu detayların ahengidir ve buna saygı gösterilir. Zaten yüzün kendi içindeki uyumuna aykırı müdahale çirkinlik yaratır. Tam da bu nedenle estetik katkı abartılmamalı. O çok bariz estetik dokunuşların, kişinin ifadesini bile değiştiren uygulamaların sebebi hep doğal ahengin dışına çıkılmasıdır.
O zaman botoks yaptırdığımızda kaşlarımız havada, şaşkın şaşkın bakmak durumunda değiliz.Tabii ki... Doğru uygulamada kişi en doğal haline bürünür. Bunun için de tecrübe önemlidir ve tabii hekime güven duyuyor olmak gerekir.
Herkese her tedavi yapılır mı?
İlerleyen teknolojiyle birlikte artık çok daha etkili uygulamalar yapabiliyoruz. Ameliyatsız tıbbi bakım ve destekler o kadar gelişti ki… O yüzden evet, her yaşta erkek ve kadına, her soruna yönelik yapılabilecek çok şey bulabiliyoruz.
Medikal estetik geçtiğimiz yıllarda nasıl bir yol aldı ve günümüzde güzellik kavramına etkisi nedir?
Dolgu ve botoksun bulunması medikal estetikte, devrim niteliğinde yepyeni bir sayfa açtı. Lazerlerin bu alanda geliştirilerek kullanılmaya başlanmasıyla deriyle ilgili birçok sorunda elimiz kuvvetlendi. Eskiden beri çok kullandığımız mezoterapi ilaçları gelişti, bazen içine hyalurinikasit malzemesi veya PRP’yi karıştırarak, cildimizin her yerine gayet besleyici, canlandırıcı tedaviler yapabiliyoruz. Yeni hyalurinikasit dolgularla vücuttaki herhangi bir yere ters bir reaksiyon yapmadan kaybedilen suyu yerine koyup şekil verebiliyoruz.
Bu yöntemi en severek kullandığınız uygulama nedir?
En severek yaptığım işlerden biri dolguyla burun düzeltmek. Çok kısa sürede çok güzel sonuçlar veriyor; üstelik 2-3 sene kadar uzun dayanabiliyor. Yıllardır kendilerini mutsuz eden burunlarının bir anda değiştiğini gören insanlardaki şaşkınlığı ve mutluluğu görmek bana yetiyor.
Siz ülkemizde bu alandaki en tecrübeli hekimlerdensiniz. Nasıl oldu da 22 yıl önce medikal estetiğe yoğunlaştınız?
O zamanlar daha İnternet yoktu. Bir tesadüf sonucu bir takım estetik uygulama videoları izlemiştim. Çok yeni bir alandı ve ilgimi çekmişti. Bunun üzerine Amerikan Hastanesi’nde çalışırken tanıştığım bir hastam, Kanada’daki estetik merkezlerine davet etti beni ve bu yolculuk böyle başlamış oldu. İlerleyen yıllarda yurtdışında medikal estetiğe yön veren hekimlerle birlikte çalışma, onların uygulamalarını yakından inceleme fırsatı buldum. Bugün İnternet sayesinde tüm bilgi dünyası elimizin altında. Bu alanda gelişme durmuyor; tecrübe edindikçe uygulamalar şekilleniyor, yenileniyor. Ben de halen tüm gelişmeleri heyecanla takip ediyorum ve insanları mutlu ettiğimi düşünerek, severek yapıyorum işimi.
Yenilik demişken yaş almanın etkilerine karşı en yeni uygulamalardan bahseder misiniz? Bir anda 10 yıl gençleşmek mümkün mü sahiden?
Bizler esasen cildin yapısını mekanik yollarla değişime zorluyoruz ve cilt de sahip olduğu yenileme gücüyle, kendini tamir ediyor; sistemimiz genelde buna dayanıyor. Dolgu ile beslediğimiz ciltler de dolgular sayesinde hem şekil verebiliyoruz, hem de aynı zamanda uyarıcı etkiyle kollajen artışı ile dokunun kalkındığını ve gençleştiğini görüyoruz. Ultrason, lazer, dolgu, PRP, iplik ve askı kombinasyon tedavileri ile de desteklediğimizde, o kişiye gerçekten 10 yaş da kazandırabiliyoruz. Aynı zamanda yaşlanmayı da yavaşlatmış oluyoruz. Tabii bunlar bir anda olmuyor, yavaş yavaş ve bir takım tıbbi prensiplere riayet ederek ilerlemek gerekiyor, doku da yavaş yavaş cevap veriyor, sonuçlar da ona göre daha kalıcı oluyor. Özetle bu alan, ustalık gerektiren bir sanat haline geldi.
Bölgesel fazlalıklar ve selülit için nasıl bir tedavi yürütüyorsunuz?
Bir erkek olarak selülitin ne olduğunu öğrendiğim andan itibaren, bir doktor olarak da selülitle mücadelem başladı. Diyebilirim ki; her şeyi denedim ve sonunda gördüm ki bu mücadeleyi önce kişilerin zihninde başlatmamız gerekiyor. Kararlı ve azimli olmak çok önemli. Diyetin ve egzersizin önemi ise yadsınamaz. Türk kadını maalesef genetik olarak çok şanslı bir yapıya sahip değil; zihin, diyet ve spor ile mücadelesini bıraktığı anda vücut da hemen deforme olmaya dönüyor. Yani bir şeyin bedeli ödenmeden karşılığı alınamıyor. Kişinin kendi çabasının yanı sıra medikal estetik de etkili bir destek sağlıyor tabii ki. Benim en doğru bulduğum tedavi; Lipoliz enjeksiyonu, Radyofrekans ve AWT tedavisi ardından, masaj yapmaktır, dokuyu hem daraltıp hem de sıkılaştırabiliyoruz. Üstelik her hangi bir zarar da vermiyoruz, doku gençleşiyor. Böyle bir tedavi en az iki ay sürmeli, daha sonra da dokuya ve kişiye hatırlatmak adına aralıklı olarak tekrar edilmeli.
Peki yaz bitti, geriye güneş lekeleri kaldı. Bu konuda ne gibi çözümler öneriyorsunuz?
Herkese şunu anlatmaya çalışırım; tedavi öncelikle lekelenmemekle başlar. Yani önlemler ve tedavi yazın başlamalı. Hem şu yazın keyfini çıkaralım hem de lekesiz bir kış geçirelim olmuyor. Artık leke görünümünü almış kişilerin tedaviye hemen başlamaları gerekiyor ki rengi yavaş yavaş kalıcı olarak açabilelim ve gelecek yazın olası lekelerini önceden durduralım. Bu amaçla uzun bir program halinde; lazer, ilaç tedavisi, peelingler, cilt bakımları, PRP ve mezoterapi gibi uygulamalar bir program dahilinde kombine olarak yapılmalı. İlk başlarda yeterince işe yaramıyor gibi görünen bu tedavilerin ancak bir süre sonra anlamlı bir fark yarattığı görülür. Bu arada bu tedaviler, cildin toparlanmasına ve güzelleşmesine önemli, gözle görünür katkı sağlar. Dolayısıyla tavsiyem; tedavinin asla yarıda bırakılmaması.
Tüm bunlar sizce de mucizevi gelişimler değil mi?
İlk çağlardan beri insanlar hep güzel görünmeye çalıştılar. Giysiler, takılar, kolyeler, kokular renkler ile yaşamın her yerinde hep “güzellik” yakalamaya çalışılmıştır. Aslında teknolojinin bu alanda da gelişmesi kaçınılmazdı. Evet, alıştık ama gerçekten ben de mucizeler yarattığımızı düşünüyor ve her hastamda bu heyecanı yaşıyorum.
Şu durumda “Ne yersek yiyelim, spor yapmayalım, Dr. Levent bizi kurtarır” demek doğru olur mu?
Her şeyi Dr. Levent’ten beklememek gerekir; çünkü bizler ancak kişilerin çabasına destek olabiliriz. “Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur sözü” güzellik söz konusu olduğunda da geçerli. Kişinin kendine özen göstermeyi bırakması bizim işimizi de zorlaştırır. Evet, insan ömrü uzadı diyebiliriz, ancak her şeyde olabildiğince dengeli ve sağlıklı olmalıyız bu hayatta. Fakat şunu hep bilmek gerekir; en çabuk yaşlanan organ derimizdir. Hayat kalitemizle ve tıbbi destek ile onu koruyup genç tutmak elimizde. Niye daha iyi görünmeyelim?
Güzellik ve mutluluk çok iç içe kavramlar diyebiliriz. Bazen çok ufak bir dokunuşla insanların hayatlarını değiştiriyorsunuz. Bu sizi nasıl hissettiriyor?
Ufak değişiklikler sayesinde insanları ne kadar mutlu ettiğimi fark ettiğimde mesleğime olan sevgim daha da arttı. Yardımcı olduğumuz herkes “hasta” kategorisinde değil tabii ki ama biz de tıbbi bir disiplin içinde, doktor olarak önemli bir sorumluluk taşıyoruz. Karşımızdaki bedeni koruyup, güzelleştirerek ruhu mutlu etmeliyiz. Dediğiniz gibi pek çokları için bunlar birbirini tamamlayan kavramlar. Bu noktada ortaya koyduğumuz şey hem sağlıklı hem güzel hem ekonomik hem de dayanıklı olmalı. Aslında hiç kolay değil insanların beklentilerini karşılamak; bazen bıçak sırtında bir iş, üstelik hataya tahammül hiç yok. Ancak bu beni durdurmuyor, aksine işimi daha da büyük bir şevkle yapmamı sağlıyor.