AQUAZZURA’NIN YARATICISI EDGARDO OSORIO: “KADINLARIN AYAKKABILARIMLA DANS ETMESİNİ İSTİYORUM”

Aquazzura, son yılların en başarılı ayakkabı markalarından biri. 14 yaşında modayla ilgilenmeye başlayan ve kendi markasını hayata geçirmeden önce Cavalli ve Ferragamo’da tecrübe edinen Edgardo Osorio, tasarımlarıyla kadınları mutlu etmeyi hedefliyor. Sexy Thing ve Christy gibi satış rekorları kıran tasarımlara imza atan Osorio, Beymen Zorlu Center’daki Aquazzura pop-up store açılışı için İstanbul’daydı. Edgardo Osorio ile markasını, kişisel tarzını ve favori tatil rotalarını konuştuk.

Modaya olan ilginiz ne zaman başladı?
14 yaşındayken! Her zaman güzel şeylere ve tasarıma ilgi duydum. Hayatımda ne yapmak istediğimi çok erken yaşta keşfedebildiğim için gerçekten çok şanslıyım. Öğrencilik yıllarımda çalışmaya başladım. Daha sonra sonra okumak için Londra’ya gittim. 19 yaşında İtalya’ya taşındım ve macera gerçek anlamda başladı. Ne istediğinizi bildiğiniz zaman hayalinizin peşinden gitmelisiniz. Herkes bu kadar şanslı olmuyor. 

Ailenizde modayla ilgilenenler var mı?
Hayır, ben ilkim. Babam inşaat işinde. Ama annem ve teyzelerim modaya çok düşkün. Çocukken alışverişe giderken beni de yanlarına alırlardı. 

Kolombiya’da doğdunuz, daha sonra Londra ve Miami’de yaşadınız. Şimdi de İtalya’dasınız. Bu farklı rotalar tasarımlarınızı nasıl etkiliyor?
Şirketim orada olduğu için yılın bir kısmını İtalya’da geçiriyorum. Ama aynı zamanda New York’ta da evim var. Aslında yılın büyük bir çoğunluğunu seyahat ederek geçiriyorum. Farklı ülkeler kesinlikle tasarımlarımı etkiliyor, çünkü her koleksiyon seyahatle ilgili. Markam benim kişiliğimi yansıtıyor. Dünyayı gezerek yeni şeyler keşfetmek ilham veriyor, sizi daha yaratıcı kılıyor. 

Kendi markanızı kurmadan önce Roberto Cavalli’de ve Salvatore Ferragamo’da çalıştınız. O günlerden neler kaldı size?
Modaya yeni adım atmış bir genç olarak bütün o sanatçılarla çalışmak ve muhteşem insanlarla tanışmak inanılmaz bir deneyimdi. Sektördeki en iyi isimlerle çalışma şansım oldum.

Aquazzura kadınını birkaç cümleyle nasıl anlatırsınız?
Markamın kuşaklararası olduğunu düşünüyorum. 60 yaşında müşterim de var, 18 yaşında da. Anne-kız, hatta üç kuşak bir arada alışveriş yapanlar da var. Modayı seven, güzel gözükmek isteyen ve hayattan zevk alan kadınlara hitap ediyorum sanırım. “Şu tür kadınlar için tasarlıyorum” demenin demode ve sıkıcı olduğunu düşünüyorum. Ben tasarımlarımı farklı birçok kadının giymesini istiyorum. 

Konfor ve yüksek topuklar… Bu ikilinin bir arada olması gerçekten mümkün mü?
Tek yapmanız gereken ayakkabılarımı denemek! Tabii ki yüksek topukluların düz ayakkabılar ve sneaker’lar kadar rahat olmasını bekleyemezsiniz. Başladığım zaman konfordan bahseden ve bu konuda araştırma yapmaya vakit ayıran kimse yoktu. Bana göre rahat değilseniz güzel ve seksi gözükemezsiniz. Eğer bir partiye gittikten 15 dakika sonra ayaklarınız ağrıdığı için ayrılmak istiyorsanız parti bitti demektir. Satın aldığınız pahalı ayakkabıların o kadar da muhteşem olmadığını anlarsınız. İtalyan sanatçılarla topuklu ayakkabıların mümkün olduğunca rahat olması için çalışıyoruz. Kadınların benim ayakkabılarımla yürüyebilmesini, dans etmesini istiyorum. Ayrıca sadece yüksek değil, orta topuklu ve düz ayakkabılar da yapıyoruz. Tasarımlarım bir kadının hayatının her anına hitap ediyor. 

Tasarımlarınız son derece havalı ama aynı zamanda da eğlenceli. Ananaslar ve püskülleri sıkça kullanıyorsunuz. Nelerden ilham alıyorsunuz?
Modanın sizi gülümsetmesi gerektiğine inanıyorum. Bir tasarımı sizi mutlu ettiği için satın alırsınız. Koleksiyonu hazırlarken tasarımlara her zaman eğlenceli isimler koyarım. “Sexy Thing”, “Wild Thing”, “Forever Marilyn” ve “Hello Lover”, “Follow Me Home” gibi… Dünyada birçok kötü şey oluyor. Moda tasarımcılarının insanların mutlu hissetmesini sağlayacak tasarımlara imza atmaları gerektiğine inanıyorum. Seyahatlerim beni çok etkiliyor. İstanbul’da Kapalıçarşı’yı gezdim ve gördüğüm renkler hemen zihnimde yeni fikirler oluşturdu. Sanat, müzik, gördüğüm bir kadın ya da bir kostüm de beni etkileyebiliyor. 

2016-2017 Sonbahar-Kış Koleksiyonu’nun yıldız parçası hangisi?
Bağcıklı düz ayakkabımız Christy giderek daha da popüler oluyor. Hem gündüz hem gece giyebileceğiniz, son derece zarif bir model. Farklı birçok versiyonu var. Çok yönlü bir tasarım. Gündüz jean’le kombinleyebilirsiniz, gece partiye giyebilirsiniz.
 

Geçmişte Poppy Delevingne ve Olivia Palermo gibi ünlü stil ikonlarıyla kapsül koleksiyonlar hazırladınız. Ufukta bu tür yeni bir proje var mı?
Aslında şu anda yeni bir proje üzerine çalışıyoruz, ama bu şimdilik bir sır. Önümüzdeki sene sonbahar-kış sezonunda satışa çıkacak. Bir erkek tasarımcı olarak kadınlarla çalışmayı ve onların beklentilerini öğrenmeyi çok seviyorum. 

Gelecekte markanızı genişletmeyi planlıyor musunuz?
Kesinlikle çok istiyorum. Aralık ayında Aquazzura Mini Koleksiyonu çıkıyor. Gelecekte erkek ve çanta koleksiyonlarının da markaya eklenmesini umuyorum.

Moda dünyasının en iyi giyinen erkeklerinden birisiniz. Kişisel tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Çok teşekkür ederim. Tarzımın modern bir dokunuşla hareketlenen klasik İtalyan tarzı olduğunu söyleyebilirim. Blazer ceketler, yazın renkli pantolonlar… İtalyan erkeklerin tarzı bana ilham veriyor.

İşiniz gereği çok sık seyahat ediyorsunuz. Tatil için favori rotalarınız hangileri?
Kışın Karayipler’e gitmeyi seviyorum. Yaz aylarında ise Yunan Adaları ve Bodrum vazgeçilmezim. Maça Kızı’nı seviyorum. Arkadaşımın Bodrum’da kısa bir süre önce açtığı Canyon Ranch’i ziyaret etmeyi çok istiyorum. Mykonos, Patmos ve Simi’ye mutlaka uğruyorum. Filipinler’in çok güzel olduğunu düşünüyorum. Okyanus beni çok rahatlatıyor, yüzmeyi çok seviyorum. Aquazzura ismine ilham veren Capri de gözde rotalarımdan. 

Boş vakitlerinizde neler yapıyorsunuz?
Yüzmeyi, spor salonuna gitmeyi, okumayı çok seviyorum. Sanat ve antika fuarlarına gidiyorum. Dekorasyona da çok meraklıyım.
Gelecekte bir dekorasyon koleksiyonu da gelebilir o zaman… Aslında ileride bir otel açmayı çok isterim.

Beymen’deki Aquazzura pop-up store’u hakkında neler söylemek istersiniz?
Beymen, kuruluşundan itibaren Aquazzura’nın en büyük destekçilerinden biri. Türkiye’de çok sadık, harika müşterilerimiz var. İstanbul’da koleksiyonumu daha geniş bir şekilde sunabildiğim için çok mutluyum. İstanbul benim dünyada en çok sevdiğim şehirlerden biri.