Queer kuram bağlamında toplumsal cinsiyet, cinsellik, kimlik ve beden kavramları üzerine çalışmalarını sürdüren sanatçı, toplumsal cinsiyet normlarının beden ve cinsiyet üzerindeki sosyo-kültürel etkisini sorgulamaktadır. Söylemin beden üzerinden biçimlendirdiği kadın ve erkek kategorilerini yeniden ele alarak birleştirdiği portrelerde ve flulaştırdığı bedenlerde Androjen bir ifadeyle, normlar ve söylemsel inşa süreçlerince gerçekleştirilen bedenin sınır ve yüzeylerini bulanıklaştırarak performatif olan cinsiyetin tanımsızlığına dikkat çekmektedir.
Tuvallerinde özellikle uçuk pembe ve mavi renklerini kullanan Toraman, bireylerin çoğu zaman farkında bile olmadan çocukluktan itibaren cinsiyet üzerinden keskin bir ayrıma girdiklerine vurgu yapmakta ve bu ayrımın silikleşmesini, cinsel kimliksizliği önermektedir. Ahu Antmen'e göre "kişilerin doğuştan itibaren içinde yetiştikleri mavi-pembe ayrımlı ortamların şekillendirici rolü bireyin cinsel gelişimini kategorize ederek bir kalıba tabi tutmaktadır." Bu kalıplar bireyi sınırlandırmakta ve belirli bir davranış biçimi sergilemeye zorlamaktadır. Sanatçı tuvallerinde izleyicinin gözlerinin içine bakan, cinsel kimliğini okuyamadığımız kusursuz yüzler yaratarak, tuvalle baş başa kalındığında cinsiyet üzerine kurulu tüm normların, görünmez duvarların devre dışı olduğu bir alan oluşturmaktadır.
Özer Toraman'ın uzun dönemli birikimini izleyebileceğimiz sergisi 12 Aralık'a kadar artnivo.com Project Space 'te görülebilir.