İstanbul Modern, Türkiye sinemasına odaklanarak arşiv özelliği taşıyan sergiler düzenlemeyi sürdürüyor. Sinemamızın 100. yılında gerçekleştirdiği “Yüzyıllık Aşk: Türkiye’de Sinema ve Seyirci İlişkisi” başlıklı araştırma sergisiyle bir ilke imza atan İstanbul Modern, şimdi de sinemamızın kurucu yönetmenlerine odaklandığı bir sergi sunuyor. “Türkiye Sinemasında Ustalar” projesinin ilk konuğu Lütfi Akad oldu. Uzun yıllar tiyatronun etkisinde kalan sinemamıza farklı bir yön çizerek, “Sinemacılar Dönemi”ni başlatan Lütfi Akad’ın aynı zamanda 100’üncü doğum yılını anan proje kapsamında usta yönetmenin farklı dönemlerini yansıtan 10 film gösterimine de yer veriliyor.
Sergi, Türkiye sinema tarihine adını “ustasız usta” olarak yazdırarak kendisinden sonra gelen yönetmenlere de geliştirdiği sinema diliyle öncülük eden Lütfi Akad’ın sinemasına ışık tutuyor. Yönetmenin filmografisinden bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış set fotoğrafları ve film karelerinin yer aldığı sergi, orijinal senaryolar ve afişler gibi 100 parçalık arşiv malzemesini bir araya getiriyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle gerçekleşen “Türkiye Sinemasında Ustalar: Lütfi Akad” sergisinin danışmanlığını Burçak Evren, küratörlüğünü ise İstanbul Modern Sinema Bölümü Yöneticisi Müge Turan üstlendi. Türk sinema tarihini gözler önüne seren sergi 31 Aralık tarihine kadar İstanbul Modern Sinema fuayesinde gezilebilecek.
Lütfi Akad film seçkisinde ise Akad’ın ilk filmi olan ve Türkiye sinema tarihinde bir dönüm noktası kabul edilen Vurun Kahpeye (1949) de dahil olmak üzere yakın zamanda restore edilmiş Hudutların Kanunu (1966), Vesikalı Yarim (1969), “Göç Üçlemesi” olarak anılan Gelin (1973), Düğün (1973), Diyet (1974) ve Akad’ın 1990 yılında son kez kamera arkasına geçtiği, İstanbul’u dört başlık altında farklı yanlarıyla ele alan ve uzun zamandır kayıp belgeseli Dört Mevsim İstanbul yer alıyor.
HUDUTLARIN KANUNU (1966)
Lütfi Akad’ın ilk toplumsal gerçekçi filmlerinden biri olan Hudutların Kanunu, Yılmaz Güney’in eserinden sinemaya uyarlanmış ve başrolünü de Yılmaz Güney’in oynadığı bir film... 2011 Cannes Film Festivali’nde Martin Scorsese önderliğindeki Dünya Sinema Vakfı tarafından “renove” ettirilerek yeniden izleyiciyle buluşturulan Hudutların Kanunu, Türkiye sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri olarak yerini alır.
VESİKALI YARİM (1969)
Yeşilçam’ın o alışılagelmiş melodram kurallarına büyük oranda bağlı kalmış buna karşın benzerlerinden sıyrılıp Türk sinemasının o yıllardan kalma sayılı övünç kaynaklarından biri olmayı başarmış filmlerdendir... Lütfi Akad’ın yalın sinema dilini ortay koyan film, özgün bir aşk hikayesini saf bir ilhamla beyazperdeye yansıtır. Akad’ın kullsndığı ses, yönetmenlik, oyunculuk ve senaryo belki de o güne kadar ilk defa bir melodramda bu kadar itinalı bir bütünlüğe ulaşır.
GÖÇ ÜÇLEMESİ: GELİN (1973), DÜĞÜN (1973), DİYET (1974)
Lütfi Akad’ın “Köyden Kente Göç” üçlemesinin ilk filmi Gelin’de Yozgat’tan “taşı toprağı altın” İstanbul’a göçen ailenin beraberinde getirdiği umutları ve gelenekleriyle ayakta kalma mücadelesine tanık oluyoruz. Kadının bağımsızlığını kazanmasıyla ve dönemin Anadolu ailesinin feodal yapısını yerle bir eden finaliyle Gelin, sadece döneminin değil Türk sinemasının en önemli yapıtlarından biridir. Üçlemenin ikinci filmi olan Düğün’de, Urfa’dan İstanbul’a göç etmiş beş kardeşin hayata tutunma çabaları işlenmekte. Aralarındaki bağlılık, ekonomik zorlukların da etkisiyle onları birbirleri için yaşama savaşı vermekle birbirlerini kurban etmek arasında bırakır. “Düğün” göç temasının yanı sıra aile kavramına getirdiği etkileyici yorumla bir kez daha Türk Sinema Tarihi’nin mihenk taşları arasında yerini alır. Son film “Diyet”te de yine köyden kente göç teması gerçekçi bir anlatımla ele alınmıştır. Bir demir-çelik fabrikasındaki işçiler üstünden anlatılan göç olgusu, hem dönemdeki gecekondulaşma sürecine hem de sendikalaşma olgusuna değinir.
DÖRT MEVSİM İSTANBUL (1990)
Akad’ın 1990 yılında TRT için çektiği dört bölümlük belgeselde İstanbul’u dört başlık altında farklı yanlarıyla ele alır. Dönemin yaşayan İstanbul’u, yer yer oyuncular kullanılarak ve dramatize edilerek anlatılır. Bugünün pek çok ünlü oyuncusu, belgeselde 22 yıl önceki halleriyle karşımıza çıkıyor. “Dört Mevsim İstanbul” Akad’ın son kez kamera arkasına geçtiği çalışma olarak da sinema tarihimizdeki yerini alıyor.