Yoga yolculuğunuz nasıl başladı? Bu tutkunun peşinden gitmeye nasıl karar verdiniz?
Çocukluğumdan ilk yetişkinlik dönemine kadar hayata, insana ve varoluşa dair cevaplarını bulamadığım soruların yanıtlarını ararken yolum yogayla kesişti. Bu tutkunun peşinden gitmem, onun çağrısını duyabilmemle başladı. Tabii bu biraz zaman aldı; birçok şeyi deneyimlemem gerekti.
Yogayı pratikten öte bir öğretiye dönüştürme süreciniz nasıl oldu?
Pratik derken asana yani fiziksel pratik kısmını ifade ediyorsanız eğer bende süreç biraz tersi oldu. İlk başta öğreti kısmı ilgimi çekmişti. Yogayla ilgili kitaplar okuyordum. Asana kısmı, yani bedensel çalışma kısmıyla sonradan buluştum.
Yoga sizin için ne ifade ediyor?
Cesaret edemediğim yerlere gitmekte bana destek olan, beni cesaretlendiren yaşlı bir bilge gibi geliyor bana yoga.
Yoga yapmaya başladıktan sonra hayatınızda neler değişti?
Varoluşumu bir kap gibi ifade edersem o kabın biraz daha genişleyebildiğini söyleyebilirim. Tabi bu genişliğin bir sınırı yok. Çalışma, yol hep devam ediyor.
Bir eğitmen olarak sizce yogaya başlamak isteyenler hangi adımları izlemeli? Neler önerirsiniz?
Günümüzde artık daha fazla seçenek olduğu için aslında adım atmak daha kolay yoga dünyasına. Ne için yogaya başlamak istediğini belirleyip o ihtiyaca yönelik bir eğitmen ya da bir stüdyo arayışında bulunmak uygun olabilir. Bu yolda biraz sezgisel ilerlemenin de zaten yoga için bir başlangıç olduğunu düşünüyorum.
Yoga türleri arasında tercihimizi nasıl yapmalıyız?
Bir sürü farklı yoga çeşidi var. Belki şöyle ifade etmek daha uygun olur; yoganın belli bir alanına mercek tutan ve yoganın o alanıyla daha çok ilişkiye sokan kolları var. Bu ihtiyaçlar zaman içerisinde değişiklik de gösterebilir. O ihtiyaçları iyi gözlemleyebilecek bir iç göz ve hatta dış gözün yardımıyla süreç devam edebilir.
Ne sıklıkla pratik yapılmalı? Pratikte hangi unsurlara dikkat etmeliyiz?
Pratik ifadenizi yine yoganın bütünü olarak ele alıyorum. Reçete verir gibi bir ifadede bulmaktan kaçınırım. Bununla birlikte olabildiğince her gün ufak da olsa, kısa bir zaman dilimi de olsa fiziksel bedeni harekete geçirmek hem bedensel hem zihinsel alanda bir rahatlama sağlayabilir. Rahatlayan bir beden ve zihin daha berrak bir şekilde gözlemde kalma yetisine sahip olacaktır. Yoğun bir şehir ve aile hayatı varsa, elinden geldiğince matın üstüne çıkmak da yeterli olacaktır. Onun dışında zaten pratik 7/24 devam etmekte. Uyurken rüyalar aracılığıyla, gün içinde maruz kalınan olaylar ve insanlar arasındaki etkileşimler aracılığıyla... Bu karşılaşmaların içinden geçerek yogayı yaşamın içine sindirilmiş bir pratik halinde yaşamak da mümkün.
Öğrencilerinizle eğitim ya da derslerde en çok neleri paylaşmayı seversiniz?
Yoganın günlük hayatımızdaki, ilişkilerimizin içindeki şekil değiştirmiş halini yakalamayı ve paylaşmayı seviyorum. Bunu yapmak yogayı ulaşılamaz, ulvi bir yerden alıp gündelik varoluşumuza adapte edilir bir hale getiriyor ve bizi pratikte tutuyor hissiyatı veriyor bana. Yogayla ilgili olmayan bir kitaptan ya da bir durumdan o yoga halini görebilir hale geldiğimizde her şeyin aslında tek bir yerden geldiği hissiyatı belirginleşmeye başlıyor.
Günümüzde yoga yapan biri yogayı hayatının neresinde tutmalı?
Hayatıyla ilgili ne yapmak istediğine bağlı olarak bu yanıt farklılaşabilir. Çünkü yoga nasıl kullandığımıza bağlı olarak bize farklı bir yüzünü gösterebilir. Büyük bir potansiyeller alanı.
En son yoga pratiğinizi destekleyen okuduğunuz bir yazı film kaynak varsa paylaşır mısınız?
En son Netflix'te Wes Anderson'ın yorumladığı, bir Roald Dahl hikayesi olan, "The Wonderful Story of Henry Sugar"ı izledim. İlham verici bir hikaye ve nefis bir anlatım, bence. Söylediğim gibi aslında, 'Yogayla alakasız' gibi görünen ama bana yogadan başka bir şey anlatmayan "Black Swan" da ilk aklıma gelen filmlerden.